İstiklal Marşı'nın kabulünün 103. yıl dönümü
Malatya Turgut Özal Üniversitesinde İstiklal Marşı'nın kabulünün 103. yıl dönümü nedeniyle İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü töreni düzenlendi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesinde İstiklal Marşı’nın kabulünün 103. yıl dönümü nedeniyle İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü töreni düzenlendi.
Törene Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Türk Standartları Enstitüsü Baş Tetkikçisi Hidayet Şahin, rektör yardımcıları Prof. Dr. Orhan Gündüz ve Prof.Dr. İlhan Erdem, üniversite genel sekreteri Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, üniversite genel sekreteri yardımcı vekili Dr. Öğr. Üyesi Abuzer Yeşil ve çok sayıda akademik, idari personel ile öğrenciler katıldı.
Törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sinevizyon gösterisi yapıldı. Daha sonra Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü birinci ve ikinci sınıf öğrencileri tarafından Akif’in fikir dünyası ve şiirlerinden hareketle sunum, seslendirme ve canlandırmalar yapıldı.
Açılış konuşmalarını gerçekleştiren rektör Prof. Dr. Recep Bentli, “İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 103. Yıl dönümünü idrak etmenin gururunu yaşıyoruz. Bu gün milletimizin bağımsızlık ruhunu ve destansı mücadelesini hatırlamak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir fırsattır. İstiklal Marşı’nı anlamak ve anlatmak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve onu bu çerçevede değerlendirmemiz gerekir.” ifadelerine yer vererek başladı.
Mehmet Akif’in Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra işgale uğramış vatan topraklarını kurtarmak için seferber olan bir vaiz, bir şair, bir nefer olarak aktif bir şekilde milli mücadeleye destek verdiğinin altını çizen Sayın Prof. Dr. Bentli,
“Akif, hem bir dava adamı hem de bir eylem adamıdır. Akif, Anadolu’yu gezerek istiklal mücadelesinde aktif görev üstlenmiştir. Onun özellikle Balıkesir, Zağnos Paşa Camiinde ve Kastamonu’da vermiş olduğu vaazlar, memleketin her köşesine ulaştırılmış ve milli mücadeleye ciddi bir destek vermiştir.” ifadelerini aktardı.
Aynı zamanda milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un destansı bir mücadeleyi anlattığı İstiklal Marşı’nın hem milletimizin gönlünde taht kurmuş hem de tarihi anlamda önemli bir görev icra ettiğini belirten Sayın Prof. Dr. Recep Bentli,
“Milli şairimiz Mehmet Akif, sadece bir marş kaleme almamış aynı zamanda bir milletin ezelden ebede hür kalma iradesini şiirsel bir dille ifade etmiştir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu eşsiz eseriyle milletimizi vatan, bayrak, birlik, beraberlik gibi ortak değerler ekseninde buluşturarak bağımsızlık isteğini adeta zirveleştirmiştir. Milli mücadele günlerinin heyecanını taşıyan İstiklal Marşımız, dün olduğu gibi bugün de gönüllerimizi birleştirerek yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle; İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nde, milli şairimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.” diyerek konuşmalarını sonlandırdı.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Özger tarafından verilen konferansta Mehmet Akif Ersoy’un doğumu ve eğitimi başta olmak üzere, memuriyete ve yazmaya başlaması, Akif’in kişiliği, Akif’in şiiri, İstiklal Marşı gibi başlıklar altında Mehmet Akif’in hayatını ve şiirlerinden kesitleri katılımcılar ile paylaştı.
Doç. Dr. Mehmet Özger, Mehmet Akif Ersoy’un “1893 yılında Hazine-i Fünun’da bir gazeli yayımlanan şair, sonraki dönemlerde Servet-i Fünun gibi değişik dergilerde eserleri yayımlanır. Ancak eserlerinin büyük çoğunluğu Sırat-ı Mustakim ve Sebilürreşat’ta yayımlanır. Akif’in gerçek anlamda edebiyat dünyasına girmesi 1908 yılında Darul-Fünun’un Genel Edebiyat Dersleri hocalığına başlamasından sonra Sırat-ı Mustakim dergisinde yazmaya başlamasıyla gerçekleşir.
Manzume şeklindeki birçok şiiri bu dergide yayımlanır. İlk şiirlerinden otuz dört şiir seçerek Safahat adlı ilk şiir kitabını 1911 yılında yayımlar.” diyerek yazım hayatına başlamasına dair
bilgiler sundu. Akif, İstiklal Marşı da dâhil olmak üzere bütün şiirlerini aruzla yazar. Aruz konusunda Tanzimat dönemi sonrasında yazan şairler arasında Türkçe ile yazmak bağlamında aruzu en iyi kullanan şairdir. Hem imgeci hem de anlatımcı bir tarzda şiirler yazmıştır. Sinematografik ve betimleyici bir anlatımı çarpıcı metaforlarla süsler. Realisttir. Onun şiirinde bu sebeple tasvir önemlidir. Şiirlerindeki temel izlekler bilim, din ve çalışmaktır.
724 şiir arasından Akif’in şiirinin İstiklal Marşı olarak seçilmesinin altını çizen Doç. Dr. Özger, “İstiklal Marşı için bir yarışma tertip edilmişti. Bu yarışmaya da pek çok şair katıldı. Akif yarışmadan haberdardı ancak para ödülü meselesinden rahatsızlık duyuyordu.
Hasan Basri Çantay, Akif’in yarışmaya katılmasını istiyor ve onu sıkıştırıyordu hatta bakana onun adına söz verdiğini de söyledi. O dönem Milli Eğitim Bakanı ve aynı zamanda şair olan Hamdullah Suphi Tanrıöver bir mektup yazarak Akif’in sakıncalarının giderileceğini temin etti.” ifadelerine yer verdi.
Bu söz üzerine Akif’in, Tacettin Dergâhında marşı yazmaya koyulduğunu anlatan Özger, “Akif, müthiş bir motivasyon içerisindedir, heyecanlıdır. Bir sabah namazı vaktinde kalem bulamayınca çakıyla duvara ‘ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım’ dizesi ile başlayan bölümü yazmıştır. Hasan Basri Çantay’ın ifadesine göre şiir iki günde yazılmıştır.
Şiir 7 Şubat’ta meclise teslim edilir. 17 Şubat tarihinde de Sebilürreşat dergisinde yayımlanır. 26 Şubat 1921, 1 Mart 1921 tarihlerinde mecliste İstiklal Marşı için müzakerelerde bulunulur. 12 Mart 1921 tarihinde de mecliste dört kere okunur ve kabul edilir. Vefatından önce İstiklal Marşı’nın değiştirilmesi ile ilgili tartışmalar üzerine kendisine fikri sorulan Akif, hasta yatağından doğrulur: ‘Bu İstiklal Marşı’nı kimse yazamaz, ben dahi yazamam. Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazmayı nasip etmesin’ der.” ifadelerinin ardından konuşmasını sonlandırdı.