TBB üyesi avukatlar: Feyzioğlu ile aynı kanaatte değiliz

Türkiye Barolar Birliği'ne (TBB) bağlı Malatya Barosu üyesi 60 avukat, 'Bağlı bulunduğumuz meslek kuruluşunun Birlik Başkanı Metin Feyzioğlu ile aynı düşünce ve kanaatte değiliz' diyerek 'evet' oyu kullanacaklarını söyledi.

Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) bağlı Malatya Barosu üyesi 60 avukat, "Bağlı bulunduğumuz meslek kuruluşunun Birlik Başkanı Metin Feyzioğlu ile aynı düşünce ve kanaatte değiliz" diyerek evet oyu kullanacaklarını söyledi.

Malatya Barosu üyesi yaklaşık 60 avukat, Malatya Evet Platformu Çağrı Grubu ile basın toplantısı düzenlendi. Daha önce Cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifinin halk oylamasına sunulması halinde sandıktan ’hayır’ çıkacağını savunan Metin Feyzioğlu ile aynı düşüncede olmadıklarını belirten avukatlar, referandumda ‘evet’ oyu vereceklerini söyledi. Avukatlar adına açıklama yapan Av. Özcan Çetin, “Bağlı bulunduğumuz meslek kuruluşunun birlik başkanı Metin Feyzioğlu ile aynı düşünce ve kanaatte değiliz” dedi.

Avukat Özcan Çetin, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde yeni bir hedefe doğru suratla ilerlediğini belirterek, “Cumhuriyet tarihi boyunca demokrasi en temel evrensel kazanımımızdır. Fakat milletimiz geçen süreçte bu kazanıma yönelmiş onlarca kalkışmayla karşı karşıya kalmıştır. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 darbelerinde milli iradeye yönelik kalkışmalar başarılı olmuş ve akabinde de cuntacılar anlayışlarını ve kendilerini koruyan anayasalar yapmışlardır. Böyle bir sürecin ürünü olarak hazırlanan 1982 anayasası ise hala yürürlüktedir. Bu anayasanın verdiği yetkilere dayandıkları iddiasıyla aynı anlayış bir kez daha 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe yapmaya kalkmış fakat ilk kez milletin iradesine sahip çıkmasıyla başarılı olamamıştır. Sürecin galibi ise millet olmuştur. Darbecilerin her zaman olduğu gibi hedef aldığı ve fiilen de saldırdığı TBMM bu saldırıdan milletin desteğiyle kurtularak Gazi Meclis unvanını almıştır. Millet adına meclisi de sürecin galibidir. 1960’tan bu güne ve ilk kez böyle bir süreçten galip olarak çıkan milletin meclisi, milleti güçlendiren, koruyan ve öncelikli olarak sistem arızalarını giderici bir bakış açısıyla bir anayasa düzenlemesi yapmıştır. Bu düzenleme 16 Nisanda milletin onayına sunulacaktır” şeklinde konuştu.

Yasama, yürütme ve yargı ile ilgili maddeler

Çetin, referanduma sunulan yeni anayasanın maddeleri ve içeriği ile ilgili yaptığı değerlendirmede ise "Demokratik cumhuriyet rejimine bağlı kalınarak parlamenter sistemi, Cumhurbaşkanlığı sistemi olarak değiştiren bu düzenlemeyle; demokratik meşruiyetin temel araçları olan yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin daha belirgin çizgilerle birbirinden ayrılması öngörülmekte olup bu ise demokrasimizin kalitesini arttıracaktır. Millet iradesinin tecelligahı olan yasama organı meclis, temsilde adalet ilkesiyle teşekkül ettirilerek bu ilkeyi gölgeleyen unsurlardan da arındırılmaktadır. Millet adına yasa yapan meclis, aynı zamanda millet adına yürütmeyi denetleyen tek kurum vasfına kavuşacaktır. Doğrudan milletin iradesiyle belirlenen yürütme, güçlü ve etkin bir hüviyete kavuşmaktadır. Yürütme doğrudan millet iradesiyle belirlendiği gibi yine hesabı da sadece millete verecektir. Millet adına bu yetkiyi başka hiçbir güçle paylaşmayacak ve buna ortak olmaya kalkan tüm harici unsurlarla daha etkin mücadele edebilecektir. Yürütme, görev yaptığı süre içinde de yine milletin meclisi tarafından milletin belirlediği şekilde denetlenecektir. Keza sahip olacağı kimliği ve etkin karar alma vasfıyla devleti, bürokratik hantallıktan kurtaracak ve millet adına hızlı, nitelikli, sonuç odaklı, etkin ve verimli işleyen bir yapıya dönüştürecektir" ifadelerini kullandı.

"Çift başlılık nihayete erecek"

Avukat Çetin, yeni değişikliklerle yürütmedeki çift başlılığın da sona ereceğini söyleyerek, "Bu değişiklikle yürütmedeki çift başlılık nihayete erecek ve bunun ülkeyi karşı karşıya bıraktığı sıkıntılar bir daha oluşmamak üzere geride kalacaktır. Millet adına karar veren ve meşruiyetini yine milletten alan yargı, bağımsızlık kimliğiyle birlikte tarafsızlık vurgusuyla da yeni anayasada yerini alacaktır. Bu ülke, koalisyonların yıkıcı etkilerinden kurtulacak bir koalisyon olacaksa da bu toplum tabanında ve sandıktan önce gerçekleşecektir. Öngörülen seçim sisteminin güçlü meşruiyeti inşa edici vasfı başta liderler olmak üzere siyaset kurumunu topluma açık bir ölçekte dönüştürecek, toplumu kamplaştırıcı dil ve politikalardan uzaklaştıracaktır. Sonuçta kazanan toplum olacaktır" ifadelerine yer verdi.

Manipülasyon diline tepki

Çetin, referandum metninin hukuksal ve demokratik pozisyonuna rağmen korku ve manipülasyon dili kullanıldığını belirterek, muhalefete çağrıda bulundu. Çetin, "Tüm bu hususlara rağmen süreci, tek adam ve rejim değişikliği gölgesinde yürüten muhalefet dili aynı zamanda tedirgin edici, kuşkulandırıcı bir üslupla değişikliği maniple etmektedir. Demokratik sürecin varlığı esas olup ‘evet’e de ‘hayır’a da saygı duyuyoruz. Lakin propaganda dilinin aydınlatıcı bir tarzda ve doğrular üzerinden geliştirilen dayanaklarla kullanılması esastır. Referandum metninin hukuksal ve demokratik hüviyetine ilişkin oluşturulan korku ve manipülasyon dilini de tasvip etmiyoruz" diye konuştu.

Evet çağrısı

Özcan Çetin, 16 Nisanda gerçekleşecek referandumun bir anayasal değişikliği öngördüğünü vurgulayarak, evet propagandasına destek çağrısında bulundu. Çetin, “Malatya barosuna bağlı biz avukatlar olarak bu yasal metnin lâfzen ve ruhen evrensel hukuk normların uygun olduğunu ve keza demokratik meşruiyeti daha da güçlendireceğine inanıyoruz. Özellikle belirtmek isteriz ki bu anayasal değişikliğe ilişkin bağlı bulunduğumuz meslek kuruluşunun birlik başkanı Metin Feyzioğlu ile aynı düşünce ve kanaatte değiliz. Malatya Barosuna bağlı biz avukatlar ve biliyoruz ki Türkiye’de bu mesleğe mensup on binlerce meslektaşımız bizlerle aynı kanaati paylaşmaktadır. Kurumsal duruş bu çerçevede gerçekliği asla yansıtmamaktadır. Malatya Barosuna bağlı arkadaşlarımızla; meselenin salt siyasilerin meselesi olmadığı tüm toplumun meselesi olduğu bilinciyle Malatya Evet Platformu’un çağrısını üstlenmiş bulunmaktayız. İnanıyoruz ki bu çağrımız sivil toplum ve tüm kesimlerden karşılık bulacaktır. Süreçte anayasal metnin anlatılması hususunda arkadaşlarımızla etkin bir şekilde çalışacağız ve sürecin evetle sonuçlanması için de etkin bir gayretin içerisinde olacağız. 16 Nisanda referandumunun sadece siyasilerin değil tüm toplumun meselesi olduğu anlayışını bir kez daha yineleyerek buradan, Malatya’mızda sivil iradenin asli sahipleri olan tüm sivil toplum örgütlerini bu ‘evet’ sürecinde birlikte yürümeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme