PKK terörünün asıl sahibi ABD ve Batı’dır.
Zira maddi destek olmadan binlerce kişinin rol aldığı ve sadece tüketen bir yapının ayakta durması mümkün değildir.
Bu bölgenin en büyük özelliği bölgeden çıkan düşük maliyetli petrol ve Türkiye kaynaklı Fırat ve Dicle sularıdır.
ABD ve Batı, PKK terörü ile Suriye, Irak, İran, Türkiye ve PKK örgütünün kendisi kontrol altında bulundurulabiliyor. Yani bir taşta beş kuş vuruyor.
Irak ve Suriye’nin parçalanmasını müteakip, kendi çıkarları açısından Türkiye’deki PKK’nın bitirilmesine karar verdiler. Zira amaç hasıl olmuş, Irak ve Suriye parçalanmış ve emperyalizmin maşası pozisyonunda olan PKK uzantılı örgütlerle petrolün güvenliği sağlanmıştır.
Bu noktadan sonra Türkiye’ye verilen görev; kısa vadede istikrar gibi görülen ve ancak uzun vadede etnik ve dini konuları ön plana çıkararak parçalanmaya yol açacak bir Anayasa hazırlanmasıdır.
Böylece 40 bin kişinin katili serbest bırakılacak, bebek katiline kin ve nefret duyan insanlarla bu katile bağlılık çığlıkları atan bir kesim karşı karşıya getirilecektir. Bu durum, toplumda derin ayrışmalara neden olabilecek bir ortam yaratır.
Bu süreç içerisinde emperyalizm, dizayn ettiği ülkelerdeki en kullanışlı elamanlara görevler ve roller verir. Bu rolü üstlenenler kullanıldığının farkına varmadan kendilerini “uzak görüşlü” gibi algılayabilirler.
Bir çocuk boyundan büyük laf ettiğinde, söylediği sözün kendisine ait olmadığını anlarız. “Terörsüz Türkiye” söyleminin ve bu bağlamda alınmakta olan kararların Türk aklıyla alınmış olmadığını anlamak için müneccim olmaya gerek yoktur. Bu projeden ABD mutfağının kokusu gelmektedir.
ABD’nin bu “iyiliğinin” karşılığı olarak dünyada bulunan 17 nadir toprak elementin 10’unun bulunduğu Eskişehir/Beylikovası bölgesindeki elementleri çıkarmak istediği basına yansımıştır. (Sabah gazetesi, Yüksel Aydın’ın haberi, 09 Mart 2025)
Yani ABD, sırtına binmeyeceği eşeğin önüne ot koymuyor.
Terörü başlatan ve bitiren aynı güçler. Bu süre içerisinde binlerce şehit, trilyonlarca lira harcama ve parçalanmaya yol açacak sürecin başlatılması…
Bütün bunların karşılığı olarak emperyalizme minnet duyarak nadir toprak elementlerini çıkarma yetkisini vermek.
Kahrolsun emperyalizm!
