Ahmet Küçükşahin

Çıplak Arama

Ahmet Küçükşahin

Son günlerde, Cezaevlerinde çıplak arama yapılıp yapılmadığına dair tartışmalar sürüyor. Kendimi bu tartışmaların bir parçası olarak gördüğüm için kamuoyunun belleğine not düşmek adına yaşanmış hikayemi kayda geçireyim istedim. 

Balyoz davası nedeniyle tutuklu olarak bulunduğum Silivri Cezaevinden naklimi, dört - beş kez yaptığım müracaat ve araya yetkili bir tanıdığın girmesi sonucu, doğup büyüdüğüm ve ailemin yaşadığı Malatya’nın Cezaevine yaptılar. 

19 Kasım 2013 günü uçakla, saat 08.30’da Malatya Erhaç Havaalanına iki rütbeli (bir teğmen, bir uzman çavuş) muhafızla (bu iki muhafızın geliş gidiş uçak paralarını da ben ödedim) getirildim. 

Uçaktan iner inmez cezaevine götürülmek üzere daha önceden hazırlanmış cezaevi aracına bindirildim ve Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürüldüm. 

Kayıt kabul işlemlerim yaklaşık iki saat sürdü. Bu süre içerisinde görevlendirilmiş bir infaz koruma memuru üzerimde sadece donum kalacak şekilde soyunmamı söyledi. Ne görmek istediğini bilmiyorum, itiraz edecek halim de yoktu. Soyundum ve baktı. Tekrardan elbiselerimi giydim.

Oysa ben, bir cezaevinin içerisinden alınıp, iki rütbeli muhafızın ortasında uçakla bir başka cezaevine götürülen ve havaalanında diğer cezaevi görevlilerine teslim edilen bir mahkumdum. Dolayısıyla bilinmeyen, şüphe uyandıran bir şeyim yoktu. 

Bu nedenle yapılan bu davranış, özel bir talimatla zavallı bir görevliye (daha sonra bu şahsı bir arkadaşımın yanında bir kaç kuruş para alabilmek için odun-kömür doldururken gördüm) yaptırılan “hoş geldiniz” davranışıydı. Bu davranışın, bir aşağılama davranışı olduğu sonradan daha net olarak anlaşılacaktı. 
 

Cezaevleri, bilerek ve inadına insan onurunun ayaklar altına alındığı yerlerdir. Burada yapılan davranışlar bilinçlidir. Hapishane müdürünün ve diğer yetkililerin bilgisi dahilindedir. 

Bütün diğer olaylarda olduğu gibi “çıplak arama” da, devleti yönetenlerin olumlu veya olumsuz tutum ve davranışlarının ara kademeler tarafından algılanışı ve ona göre tutum belirleme şeklinden kaynaklanmaktadır.  

Başka bir ifadeyle, bu durum ülke genelindeki bir kokuşmuşluğun ve başıbozukluğun göstergesidir. 

O halde, atasözümüzü tekrarlayalım: “Balık baştan kokar.”

Yazarın Diğer Yazıları