Ahmet Küçükşahin

Gündüzbey'in Üzüm Kültürü

Ahmet Küçükşahin

Bugün Malatya’nın Yeşilyurt ilçesine bağlı bir mahalle olan Gündüzbey, 1980 öncesi dönemde Malatya’nın önemli üzüm üretim merkezlerinden biriydi. 

Özellikle tanebi (tahannebi) ve siyah (kurutmalık) üzüm en önemli tarımsal ürün çeşitlerindendi. Bunların yanı sıra atnalı, şam, kureyş, mikeri, hatun parmağı, top siyah, hasanov siyahı,  kış üzümü diğer üzüm çeşitleriydi. 

Şam üzümü, üzüm pestili (köpük bastığı) yapımında kullanılırdı. 

Üzüm yetiştiriciliğinin bir sonucu olarak ortaya konulan kelime ve kavramlar, unutulmaması ve yazılı kayıta geçmesi açısından aşağıya çıkarılmıştır. 

Türk dilinin zengin kelime ve kavramları arasında yer alması temennimizdir. Bu temenniye esas olmak üzere Türk Dil Kurumu’nun da dikkatine sunulur. 

(Harf sırasına göre yazılmıştır)

ahıra yatırmak: Üzüm çubuğunu köklenmesi için bir kısmını toprağın içerisinden geçirme işlemidir. Bir müddet sonra köklenen çubuk, ana gövdesinden kesilip ayrılarak başka bir bölgede köklenmiş olarak dikilir. 
asma: Üzüm ağacının evlerde gölge yapmak veya çardakları süslemek amacıyla yetiştirildiğinde, bu isimle adlandırılır.

bağ: Üzüm bağı.

bastık: Pestil

bastık çırpısı (pestil çırpısı): Köpük (üzüm) pestili yaparken, kaynatılan üzüm suyu ile, beyaz unu bir teştte karıştırarak beyazlatmaya ve köpürtmeye yarayan ağaç dallarından yapılmış çırpma aracı.
bel: Üzüm bağı ve bahçelerin çapalanmasında kullanılan üçgen şeklinde ucu keskin, kalın saçtan yapılmış, toprağı kazarken ayakla vurmak için ‘dipçik’ denilen özel yapılmış tahta parçası ile düz bir sopaya takılmış tarım aleti. 

bel bellemek: Genellikle dik yamaçlara yapılmış olan üzüm bağlarında toprağın havalanmasını ve üzüm köküne zarar verecek otların yok edilmesini sağlamak üzere, bel denilen aletle toprağın çapalanmasıdır. 

budamak: Üzüm köklerinde mevcut olan birden fazla çubuğun bir veya iki tanesi kalacak şekilde diğerlerinin kesilmesidir.  

cıngıl: Üzüm salkımı üzerinde 5-10 üzümden oluşan kısmı,  küçük üzüm salkımı.

çırpı: Üzüm köklerinin (asmaların) budanması sonucu oluşan ve kurumuş hali ocaklarda tutuşturucu olarak kullanılan üzüm çubuklarına verilen isimdir. 
çırpı toplamak: Asmaların / üzüm köklerinin budanması esnasında yerlere dağılan üzüm çubuklarının üzüm bağının içerinde bırakılmayıp toplanarak kenara alınması işlemidir. 

çor: Üzüm tanelerinin üzerinde çil çil oluşan ve üzümün görüntüsünü değiştiren bir hastalık ismi. 

çubuk: Asma veya üzüm köklerinin üzerinde bulunan her bir dal.

derhe: Serpeneleri toprağa batırabilmek için uçlarının sivriltilmesinde kullanılan orağın daha küçüğü görünümündeki kesici demir alet, kısmen satıra kısmen orağa benzer.

gezzik: İçine üzüm veya dut konularak kaynatmak için kullanılan bakırdan yapılmış büyük ölçekli sağlam tencere.

gerim: Dik yamaçlarda yapılmış olan üzüm bağlarının sel sularından zarar görmemesi için belirli sıklıklarla açılmış olan toprak kanallar. Aynı zamanda iki toprak kanal arasındaki alana da gerim denir.

gerim açmak: Toprak kanalı oluşturmak.

göz: Üzüm çubukları üzerinde bulunan ve filizlenmeye müsait tomurcuklar.

göz vurmak: Yaşlanmış veya özelliğini kaybetmiş olan üzüm köklerinin etrafındaki toprağın kısmen alınarak kökün yeni filizler vermesi için toprak seviyesinden kesilmesidir. 

habbe: Bir adet üzüm tanesi.

hevenk: Bir ipe veya bir çubuğa geçirilerek dizilmiş ve yüksekçe bir yere asılmış üzüm salkımları ya da yaş meyveler.

heybe: Yük taşımada kullanılan hayvanların üzerine atılarak içerinde bazı eşyaların taşınmasına olanak veren iki gözlü bezden yapılmış veya kilimden yapılmış taşıma torbası. Sepet, kova veya tenekeye konmuş üzümler, heybenin gözlerine konarak katır, eşek veya at ile taşımada kullanılır.   

hurç: Heybe.

ırgat: İşci.

ırgatlık: Üzüm bağlarının büyüklüğünü ifade etmek için kullanılan bir ölçü birimi. Bir işçinin bel ile bir günde belleyebileceği üzüm bağı alanına bir ırgatlık denir. 

kasa: Üzüm taşımakta kullanılan tahtadan veya plastikten yapılmış, üste gelen kısmı genelde kağıt ile kapatılan derinliği daha az, kapaksız sandık. 

kodafa (godafa): Sepet.

kök: Üzüm ağacının bütününe verilen isimdir. 

köpük bastığı: Üzüm bastığı, üzüm pestili. Şam üzümünün kaynatılması ile elde edilen şıra ile belirli bir oranda unun karıştırılması ve pestil çırpıcı ile bir teştin içerinde uzun süre çırpılması neticesinde elde edilen beyaz köpüğün çarşaflara serilip kurutulması ile elde edilir.

kuyu vurmak: Üzüm bağını daha verimli hale getirmek için ihtiyaç duyulan taze toprağı çıkarmak üzere üzüm bağı içerindeki uygun yerlere kuyu açma faaliyetidir. Açılan kuyulara daha ziyade üzüm bağı içerindeki taşlar atılarak doldurulur. 

kükürt atmak: Üzümler üzerinde görülen çor hastalığına karşı ilaç olarak atılan kükürdü (sarı renkli toz) telisten yapılmış torbalara koyarak her kökte yapraklarının ve üzüm çiçeğinin üzerinde gelecek şekilde torbayı silkeleyerek dökmektir. 

küllemek: Üzüm bağlarının bellenmesi esnasında, bazı bölümlerinin bellenmeyerek bellenen kısımlardaki toprakla kapatılmasıdır, bellenmiş gibi yapılmasıdır.
maşrafa: Köpük pestili yapılması sürecinde, kaynamış üzüm suyunu gezzikten teşte koymaya yarayan kulplu tas.

piç: Üzüm vermek üzere bırakılmış olan bir önceki yıla ait üzüm çubuğunun haricinde kalan ve gövdenin diğer kesimlerinden çıkan filizlerdir. 

piç almak: Üzüm vermek üzere bırakılmış olan bir önceki yıla ait üzüm çubuğunun haricinde kalan ve gövdenin diğer kesimlerinden çıkan filizlerin koparılması, yok edilmesidir. 

salkım: Bir sap üzerinde bir arada bulunan üzümlerin oluşturduğu bütünlük.

sam: Üzümlerde görülen bir hastalık, çor. 

sancamak: Serpenelerin uçlarını toprağa gömülecek şekilde sivriltmektir. Bir başka kullanım yeri, serpenelerin üzüm bağında, üzüm çubuklarının sarılacak şekilde toprağa gömülmesidir.
sandık: Üzüm taşımakta kullanılan tahtadan yapılmış, üstten kapak ile kapatılan dikdörtgen şeklindeki kutu. 

sarmak: Üzüm vermesi beklenen çubukların daha yaprak açmadan önce, üzümler olgunlaşmasında toprağa değmesin diye bir veya iki serpeneye bağlanması işlemidir.  

sata: Üzüm ağacının gövdesi

sele: Genellikle kamıştan yapılmış sepete göre daha geniş ve derinliği daha az olan üzüm taşıma aracı.

sepet: Genellikle kamıştan yapılmış, çeşitli ebatlarda ve kovaya benzer üzüm taşıma aracı.

sergen: Daha ziyade siyah üzümleri güneşte kurutmak üzere üzüm bağının uygun bir yerine serilmesidir. 
sergen yeri: Üzüm serilecek yere verilen isimdir. 

sergen yapmak: Üzümlerin serileceği yerin, düzlenerek üzüm serilebilir hale getirilmesidir. 

serpene: Üzüm vermesi için bırakılan üzüm çubuklarından uzun olanların, üzüm verdiğinde üzümlerinin rüzgarda sallanmaması ve toprağa değmemesi için yaklaşık bir ile 1,5 metre uzunluğunda ve 3-5 cm. kalındığında, mümkün olduğunca düz çubuk.

sitil: Kovaya benzer, ancak silindir şeklinde bakırdan yapılmış su taşımada, bazen de üzüm taşımada kullanılan kap. 

şelek: Üzüm salkımı üzerinde bulunan üzümleri bir arada tutan kısmı. Üzüm salkımından üzümler döküldükten sonra kalan kısmı. 
şire: Şıra, üzüm suyu 

üzüm bastığı: Üzüm pestili, köpük bastığı, köpük pestili. Kaynatılmış üzüm suyu ve beyaz unun karışımının teşt içerinde çırpılarak beyazlatılması oluşturulan beyaz renkli köpüğün çarşaf üzerinde güneşte kurutulması neticesinde ortaya çıkan beyaz renkli üründür, pestil.  

üzüm dermek: Üzüm kesmek, salkımı çubuğundan kesip, sepete, kovaya, kasaya koymak.

üzüm kesmek: Olgunlaşan üzümü, salkımıyla birlikte ait olduğu çubuktan bıçakla veya üzüm makası ile kesip almak, üzüm dermek. 

üzüm sermek: Kurutulması arzu edilen üzümü, arazide düzlenmiş bir yere (sergene) kurutulmak üzere serilmesi işlemidir. 

teyek: Üzüm bağı, üzüm yaprağı.

teyek makası: Teyekleri budamakta kullanılan makas.

teyek sarmak: Üzüm çubuklarının serpenelere sarılarak bağlanması.

teyek yaprağı: Üzüm ağacının (asmanın) yaprakları.

teyek toplamak: Sarma gibi yemeklerin yapımında kullanılmak üzere üzüm yaprağını kopararak almak.

teşt: Bakırdan yapılmış, büyük, geniş ve sağlam leğen. Üzüm pestili yapılırken üzüm şırası ile unun içerinde karıştırılarak beyazlaması ve köpürmesi için bastık (pestil) çırpısının kullanılabileceği büyüklükteki kap.

Yorumlar 1
Elazığlı 09 Eylül 2020 11:41

Gündüzbey üzümünü bilmiyorum ama Banazı üzümü hala efsane. Sonra Beydağı yamaçlarına kurulmuş Karagöz'ün buz gibi suyunu içtin mi insanın içi bir hoş oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları