İttihat (Birlik) ve Terakki (Gelişme, İlerleme, Yükselme) Cemiyeti 1889 yılında gizli bir örgüt olarak kurulmuş, 1908 tarihinde Meşrutiyetin ikinci kez ilanı ile birlikte hükümette rol almaya başlamış, 1913 yılında bir hükümet darbesi ile iktidarı ele geçirmiş ve 1918 yılına kadar Osmanlı’yı yönetmiştir.
İttihat ve Terakki Partisinin kurucusu, önde gelen yönetici
kadroları ve dönemin etkin isimleri şunlardır.
İbrahim Temo: Arnavut’tur. Askeri Tıbbiye öğrencisi iken 1889 yılında gizli İttihat ve Terakki Cemiyetini kuranlardandır. Arnavutluk’ta “Atatürk’ü Niçin Seviyorum” adlı bir eseri yayınlanmıştır.
Abdullah Cevdet: Arapkirlidir. Askeri Tıbbiye öğrencisi iken 1889 yılında gizli İttihat ve Terakki Cemiyetini kuranlardandır.
İshak Sükuti: Diyarbakırlıdır. Askeri Tıbbiye öğrencisi iken 1889 yılında gizli İttihat ve Terakki Cemiyetini kuranlardandır.
Enver Paşa: Osmanlı Savunma Bakanı, aynı zamanda Başkomutan vekilidir. Osmanlı’yı Birinci Dünya Savaşına sokan kişidir. 04 Ağustos 1922 tarihinde Kurban Bayramı töreni esnasında Rus baskınına uğramış ve Belcuvan bölgesinde Çegan Tepesi mevkiinde giriştiği çatışmada öldürülmüştür. Son dönemlerde çıkan iddialarda Ermeniler tarafından öldürüldüğü yönündedir.
Ahmet Cemal Paşa: İttihat ve Terakkiciler başa geçince, İstanbul Muhafızlığına getirilmiştir. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne karşı gelişen muhalefeti bastırarak partinin yönetimine destek sağlamaya çalışmıştır. Osmanlı Donanma Bakanıdır (Bahriye Nazırı). 21 Temmuz 1922 tarihinde Türkiye’ye dönme hazırlıkları içinde iken Tiflis’te iki Ermeni tarafından katledilmiştir.
Talat Paşa: İttihat ve Terakkinin en etkili yöneticisidir. Türk halkı içinden seçimle başbakanlık makamına kadar yükselmiş ilk insandır. Kendisine has özellikleri olan çok dürüst ve sağlam karakterli bir halk adamıdır. 15 Mart 1921 tarihinde Ermeniler tarafından Berlin’de öldürülmüştür.
Ahmet Ağaoğlu: Türkçülüğü ve liberalizmi savunan düşünür ve siyaset adamıdır.
Ahmet Rıza Bey: Jön Türk hareketinin önderlerindendir.
Ahmet Samim: 26 yaşında Seda-i Millet Gazetesi’nin başyazarlığını yapmış, İttihat ve Terakki aleyhinde yazılar yazan bir gazeteciydi. Yaygın kanaate göre İttihat ve Terakkinin ünlü fedaisi Yakup Cemil tarafından öldürülmüştür.
Ali Cenani: Osmanlı Meclisi Mebussan’ında dört, TBMM’de üç dönem milletvekilliği yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Yüce Divan’a sevk edilen ikinci bakandır.
Ali Fethi Okyar: 1904 yılında İttihat ve Terakki Cemiyetine katılmış, 1908 devrimini gerçekleştiren kadro içinde bulunmuştur. 06 Ekim 1911’de Enver Bey ve Mustafa Kemal ile birlikte Trablus savunmasında yer almıştır. Osmanlı’da İçişleri Bakanlığı yapmış ve Montreux Antlaşmasının mimarları arasındadır.
Dr. Bahattin Şakir: İttihat ve Terakki içerisindeki “Doktorlar Grubu”nun üç önemli isminden birisidir. Cemiyetin Türkçü-Turancı kanadında yer almıştır. Bir ideolog olmaktan çok teşkilatçı kimliğiyle öne çıkmıştır. Teşkilatı Mahsusa’nın kurucularındandır ve siyasi bölüm şefidir.
Dr. Nazım Bey: İttihat ve Terakki’nin perde arkasında kalan ama bütün yaşamsal eylemlerde imzası olan komitacıdır. 1922’de Berlin’de Ermeniler tarafından düzenlenen suikasttan kurtulmuştur. Suikast olayından sonra Mustafa Kemal, Nazım’ın yurda girmesine izin vermiş, ancak 1926’da İzmir Suikastı davasında suçlu bulunarak 26 Ağustos 1926 günü idam edilmiştir.
Emanuel Karasu: Yahudi asıllıdır. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesidir. II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesine gelen heyetin sözcüsüdür. Osmanlı’da ilk mason localarını örgütleyen kişidir. İttihat ve Terakki iktidarında çok zengin olmuştur.
Hasan Fehmi: Gazetecidir. Serbesti gazetesinde İttihat ve Terakkiyi eleştiren yazılar yayınlamıştır. 06 Nisan 1909 günü Galata Köprüsü üzerinde vurulmuştur. Türkiye’deki ilk basın şehididir.
Hüseyin Cahit Yalçın: Gazetecidir. Tanin gazetesini çıkarmıştır. İttihat ve Terakkinin milletvekillerindendir.
Mahmut Şevket Paşa:1909 yılında 31 Mart ayaklanmasını bastırmak için Selanik’ten İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’nun Komutanıdır. Sadrazamlık yapmıştır. Suikast sonucu öldürülmüştür.
Manyasizade Refik: İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesidir. Osmanlı’da Adliye Bakanlığı yapmıştır.
Mehmet Sait Paşa: II. Abdülhamit’in sadrazamlarındandır. Küçük Sait Paşa olarak da anılır. Sadrazamlığı esnasında Mithat Paşa idam edilmiş, Duyunu Umumiye kurulmuş, Mısır İngiliz denetimine girmiş, Doğu Rumeli Bulgarlar tarafından ilhak edilmiştir. 31 Mart Olayından sonra, otuz yıldan beri karmaşık bir sadakat ve nefret ilişkisiyle bağlı olduğu II. Abdülhamit’in tahttan indirilip Selanik’e sürülmesinde başrolü oynamıştır. 1912 Şubatında yapılan “sopalı seçim”de İttihat ve Terakki’nin zorbalık ve hileyle Meclisi Mebussan’ı ele geçirmesine göz yummuştur.
Miralay Sadık: İttihat ve Terakki üyesi iken masonluğa ve Siyonizm’e karşı olduğu için İttihat ve Terakki’den ayrılmıştır. Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurucusudur. Milli Mücadeleye karşı olduğu için 150’likler listesine alınarak yurt dışına çıkarılmıştır.
Mithat Şükrü Bleda: İttihat ve Terakkinin kurucularındandır.
Nizamcı Murat Bey: Hürriyetçi fikirleri ve Nizam isimli gazetede iktidarı eleştiren yazılarıyla Abdülhamit rejiminin en tehlikeli ismi haline gelmiştir. Gazetenin isminden dolayı kendisine “Nizamcı Murat Bey” denilmiştir. Yeni Osmanlıcılar kuvvetlerini kısmen dini inanışlarından alıyordu. Murat Beyin önemi, fikirsel olarak Yeni Osmanlıcıları Jön Türklere bağlamasından gelmektedir.
Prens Sabahattin: Ademi Merkeziyetçilik adını verdiği siyasi düşünceyi savunmuştur. Annesi Sultan Abdülmecit’in kızı Seniha sultan, babası Mahmut Celalettin Paşadır. Baba-oğul Abdülhamit yönetimine karşı mücadelelerini Fransa’ya kaçarak oradan sürdürmüşlerdir. Fransa’da 1902 yılında Birinci Jön Türk Kongresini gerçekleştirmiş, bilahare 1907 yılında yine Paris’te ikinci Jön Türk Kongresini gerçekleştirmişlerdir.
Resneli Niyazi: İttihat ve Terakkinin önde gelen isimlerindendir. Kimine göre gerilla, kimine göre idealist bir Osmanlı sunayıdır. “İttihat ve Terakkinin silahşoru” olarak ün yapan Kolağası Niyazi bey, II. Meşrutiyetin ilanı için Sultan Abdülhamit’e karşı emrindeki askerlerle birlikte Balkanlar’da bulunan Resne dağlarına çıkmıştır. 17 Nisan 1913 tarihinde Arnavutluk’tan İstanbul’a gitmek üzere iken kendi koruması tarafından öldürülmüştür.
Sait Halim Paşa: Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın oğludur. Arapça, Fransızca, İngilizce ve Farsça bilmektedir. İsviçre’de beş yıl siyasal bilgiler öğrenimi görmüştür. 1913-1917 yılları arasında Osmanlı’da sadrazamlık yapmıştır. 06 Aralık 1921 tarihinde Roma’da Ermeniler tarafından silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmiştir.
Şerif Paşa: Kürtçülük davasına gönül vermiş bir kişidir. 1908 yılında kurulan Kürt Teavün ve Terakki Cemiyetinin kurucularındandır. 11 Haziran 1913 tarihinde İttihat ve Terakki Hükümetinin Sadrazamı Mahmut Şevket Paşanın makam otomobilinde, uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesi olayına karıştığı ve azmettirdiği için gıyaben yargılanarak idama mahkum edilmiştir. 16 Ocak 1919’da Paris’teki Dünya Barış Konferansına Osmanlı delegesi olarak katılmış fakat ilk oturumda Osmanlı delegasyonundan istifa ettiğini ve bu toplantıda Kürtlerin ve Kürdistan’ın temsilcisi sıfatıyla katıldığını deklare etmiştir.
Tunalı Hilmi: Meclisi Mebussan ve TBMM üyesidir. Jön Türk ve Türkçülük hareketinin önde gelen isimlerindendir.
Yakup Cemil: İttihat ve Terakki’nin ünlü fedaisidir. Mustafa Kemal ile birlikte Trablusgarp Savaşına katılmıştır. 1915’te alınan kararla Erzurum ve çevresindeki Ermenilerin tehcir edilmesini organize etmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyetinin düşmanlarının en fazla korktuğu kişidir.
Yunus Nadi: Cumhuriyet gazetesini kuran Türk gazetecisidir. İttihat ve Terakki ile yakın ilişki içinde bulunmuştur.
Yusuf Akçura: Türkçülük fikrini bilimsel bir temelde ilk olarak ele alan bilim adamıdır. Türkçülüğün ilk kez bilimsel izahının yapıldığı “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesini kaleme almıştır. 1912 yılında açılan Türk Ocağı’nın kuruluşunda aktif rol almıştır. Osmanlı döneminde İttihat ve Terakki ile organik bir bağ kurmamış, ancak Cumhuriyet döneminde Halk Fırkasının milletvekili olmuştur.
Ziya Gökalp: II. Meşrutiyetten sonra İttihat ve Terakkinin Diyarbakır şubesini kurmuş ve temsilcisi olmuştur. Türk Ocağının kurucuları arasında yer almıştır. Ziya Gökalp önce Türkiye Türkçülüğü, sonrasında Oğuzculuk, daha sonra ise Turancılık fikirlerinin gerçekleştirilebileceğini düşünmüştür.