Ahmet Küçükşahin

Lozan Antlaşmasının Ayrıntıları

Ahmet Küçükşahin

(20 Kasım 1922-24 Temmuz 1923)

Lozan Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı’ya imzalattırılan 10 Ağustos 1920 tarihli Sevres Antlaşmasını kabul etmeyerek ilave iki yıl daha savaştıktan sonra, kurulan yeni Türkiye’nin başta İngiltere, Fransa olmak üzere İtilaf devletleri ile imzaladığı anlaşmanın adıdır.  
Lozan Konferansı başlamadan önce İngiltere ve Fransa tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) hükümetinin yanı sıra Osmanlı hükümetinin de Lozan görüşmelerine davet edilmesi üzerine, Osmanlı Saltanatı 01 Kasım 1922 tarihinde kaldırılmıştır.  

Lozan’da yapılacak görüşmelere gitmek üzere 26 Ekim 1922 günü Dışişleri Bakanlığına getirilen İsmet Paşa, ateşli tartışmaların ardından, heyet başkanı olarak gönderilmesi Meclis tarafından onaylanmıştır. 
Lozan’a İsmet Paşa Türkiye’nin baş temsilcisi olarak atanırken Dr. Rıza Nur ve Hasan (Saka) beyler de ikinci temsilci seçilmiştir. Ayrıca 21 danışman, 2 basın danışmanı, 10 da yazman ve çevirmen görevlendirilmiştir. 

Türkiye, Lozan’a toprak bütünlüğü ile adli ve siyasi özgürlüğünü kazanmak ve iktisadi ve mali kurtuluşunu sağlamaya gitmiştir. 

Türk Temsil Kurulu Başkanlığına, Lozan’a hareketinden önce görüşmeler esnasında esas alacağı 14 maddelik kısa bir direktif verilmiştir. 

Lozan’da bir yanda Türkiye, diğer yanda yani Türkiye’nin karşısında İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya vardı.  Amerika Birleşik devletleri ve Rusya çıkarlarının söz konusu olduğu noktalarda konferansa katılmıştır. 

20 Kasım 1922 günü başlayan görüşmelerde; 

-    Müttefikler (İngiliz, Fransız ve İtalyan) Osmanlı’da 600 yıl içinde anlaşmalarla elde etmiş olduğu haklarını, Sevres ile ortaya koydukları Anadolu’nun paylaşımını (Şark Meselesi) kabul ettirmeye çalışırken,

-    TBMM hükümeti adına İsmet paşa ve ekibi geçmişte İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya gibi ülkelere verilen tavizlerden arındırılmış, sıfırdan kurulan, bağımsız, Misakı Milli ile belirlenen esasları kabul ettirmeye çalışmıştır.    

Kısacası, Müttefikler anlaşmalarla Osmanlı’dan elde etmiş olduğu hak ve menfaatlerini yeni kurulmakta olan ülkeye kabul ettirmeye çalışmıştır. 

İngiltere Dışişleri Bakanı Curzon, Dışişleri Bakanlığına gönderdiği mesajda Türk heyeti için “imkansız insanlar”, “gelişmemiş bir çocuk zekası ve bir katırın inadı var bunlarda” diyordu. 

Adalar, Boğazlar, Ermenistan Devletinin kurulamayacağı, Musul, adli kapitülasyonlar, iktisadi ve mali konular, Trakya sınırı gibi konular görüşülmüş ve ancak Musul, adli kapitülasyonlar, iktisadi ve mali konular, Trakya sınırı konularında anlaşmaya varmaktan çok uzak bir ortam mevcuttu. Bu koşullarda görüşmeler 04 Şubat 1923 günü kesilmiştir.

Lozan görüşmelerinin kesildiği ara dönemde (17 Şubat 1923),  Manisa temsilcisi Kazım Karabekir, Asım ve Fevzi Çakmak Paşalar ile Rus Büyükelçisi Aralof ve Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof'un katılımları ile İzmir İktisat Kongresi başlatılmıştır. Kongre, yeni Türkiye'nin İktisat Politikasını belirlemek amacıyla toplanmıştır. 

Ülkeler arasında yapılan görüşmeler neticesinde konferans 23 Nisan 1923 günü yeniden başlamıştır. 
Müzakereler ilerledikçe, barışın beş ana soruna (Yunan tazminatı, savaş öncesi Osmanlı borçlarının faizleri, imtiyazlar, adli beyannameler ve Müttefik işgalindeki bölgelerin erken tahliyesi) bağlı olduğu ortaya çıkmıştır. 

Konferansın ilerleyen süreci içerinde Osmanlı devletinin ödeyemediği iç ve dış borçlarını düzenlemek amacıyla, alacaklıların talepleri doğrultusunda şekillendirilerek 20 Aralık 1881 (28 Muharrem 1299) tarihinde açıklanan ve adına Muharrem Kararnamesi denen savaş öncesi borçların hangi para birimi ile ödeneceği konuları konferansı kesilme noktasına getirmiştir. 

Konferans son aşamaya geldiğinde İsmet Paşa, TBMM hükümetinden anlaşmayı imzalama yetkisi istemiş ve ancak hükümet bu yetkiyi vermemiştir. Buna karşın anlaşmayı imzalama izni Mustafa Kemal’den gelmiştir. 

Sonuç olarak, Türkiye ile Müttefikler arasında kesin bir barış sağlamak Kasım 1922’de toplanan Lozan Konferansı, uzun süredir devam eden Şark Meselesi’nin son evresidir. 

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Anlaşması ile Misak-ı Milli’nin neredeyse tamamı gerçekleştirilmiştir;

-    Trakya ve Güney sınırları (Musul dışında) Misakı Milli’de tanımlandığı gibiydi.
-    Savaş tazminatı ödenmedi.
-    (Doğu Anadolu’da) bir Ermeni devleti kurulmadı.
-    Kapitülasyonlar kaldırıldı.
-    Türkiye Boğazlar üzerinde tam denetime sahip olmasa da nihai bağımsızlığını ve egemenliğini tehdit eden birçok koşul kaldırıldı. 
-    Yunanistan ile Türkiye arasında planlanan nüfus mübadelesi gerçekleşti. 
-    Osmanlı borçları, kendisinden sonra kurulan devletler arasında paylaştırıldı. 
-    Yalnızca Musul Sorunu çözümsüz kaldı ve Milletler Cemiyetine havale edildi. 

Yazarın Diğer Yazıları