“Terörsüz Türkiye“ söylemi ile Bebek katili ile masaya oturan iktidarı iç dinamiklerle durduracak tek yol bilgidir. Halk aydınlandıkça, bu işe girişen partilere desteğini kestikçe, anılan partiler desteksiz kalacak ve masadan kalkmak zorunda kalacaktır. Bu yazıdaki konumuz “Zazalar Kürt müdür?“
Dersim bölgesi; Tunceli, Elazığ ve Bingöl illerini kapsar. Bölgedeki aşiretlerin büyük çoğunluğu Zazaca konuşur. “Kürdolojinin babası” olarak bilinen Prof. V. Minorsky, İslam Ansiklopedisi’ndeki “Kürtler” maddesinde Zazaların Kürt olmadığını açıkça vurgulamıştır. Ona göre, kır kesimlerinde yaşayan hiçbir Zaza, günümüzde yaygın kullanılan anlamda kendini Kürt olarak tanımlamaz; özellikle Kırmançların Kürt olarak bilindiği bölgelerde, Zazalara “Kürt” denilmesine tepki vardır.
Kürt milliyetçiliğinin temel çelişkilerinden biri, “Kürdistan” olarak adlandırılan coğrafyada yalnızca Kürtlerin yaşadığı iddiasıdır. Oysa bu bölgede çok sayıda Türk, Arap ve Zaza topluluğu mevcuttur. Mehrdad İzady, The Kurds adlı eserinde Zazaların, Türkiye’deki Kürt nüfusun yaklaşık %20’sini oluşturduğunu belirtmektedir. Ancak Anadolu dışında hiçbir “Kürt” bölgesinde Zazalara rastlanmaz. 20’nci yüzyılın başlarına kadar Zazalar, “Kürt” tanımlamasını reddetmiştir. Prof. Minorsky, Geichie Kojima, O. Mann, David McKenzie ve Haddank gibi araştırmacıların çalışmaları, Zazaların Kürt olmadığı ve Zazacanın Kürtçenin lehçesi sayılamayacağı sonucunu ortaya koymuştur.
Tarihsel olaylar da bu ayrımı açıkça gösterir. Kurtuluş Savaşı sırasında Kurmança konuşan Sünni Kürt aşiretleri büyük ölçüde Milli Mücadele’ye destek verirken, Koçgiri bölgesindeki Alevi Zazalar isyan çıkarmıştır. 1925’teki Şeyh Sait İsyanı ise yalnızca Sünni Zazaların bir kısmı arasında etkili olmuş, buna karşılık Alevi Zazalar bu hareketi kendilerine tehdit olarak görmüş ve laik Cumhuriyet’i tercih etmiştir.
Etnik ve mezhepsel yapı karmaşıktır. Alevilerin büyük çoğunluğu Zazaca konuşsa da Kurmança konuşan Aleviler de vardır. Ancak birçok araştırmacıya göre, Alevilerin çoğu Kürt değil, Türk kökenlidir. Osmanlı döneminde uygulanan iskân politikaları, Zazaların “Kurmanç” kimliği altında farklı bölgelere yerleştirilmesine yol açmıştır. Martin van Bruinessen, bazı Kürt aşiretlerinin zamanla Türkleştiğini, bazılarının ise Kürtleştiğini; bölgede yaşayan Alevilerin ise büyük ölçüde Türk soylu olduğunu belirtir. Peter A. Andrews, Kürt ve Zaza Alevilerinin tarih boyunca çoğu kez karşıt konumda olduklarını, buna rağmen siyasi amaçlarla Zazaların Kürt nüfusuna dâhil edilmeye çalışıldığını ifade eder.
Dersimli Alevilerin kökenine ilişkin çağdaş araştırmalar da bu görüşü desteklemektedir. İrene Melikoff, Koçgiri aşiretinden bir danışmanının sözlerini şöyle aktarır: “Köken olarak biz Kürt değildik; inançlarımızdan dolayı eziyet gördük, dağlara sığındık, Kürtlere karıştık, Kürtler diye anıldık.”
Sonuç:
Tarih boyunca Zazalar, kendilerini Kürt olarak tanımlamamış ve Kürt kimliğini reddetmiştir. Bu nedenle, Zazaların etnik kimliği meselesi yalnızca dil veya coğrafya açısından değil; tarihsel, sosyolojik ve kültürel bağlamda da ele alınmalıdır. “Kürtçüler”, Kürt nüfusunu abartılı göstererek taleplerini çoğaltmak için Zaza nüfusunu Kurmanç nüfusu içerisinde göstermektedirler. Bu oyuna gelmemek gerekir. Zazalar Kürt değildir ve çok büyük bölümü Türk’tür.