Dr. Mehmet Turfanda

Cebimizdeki Dolandırıcı

Dr. Mehmet Turfanda

Bugün beylik laflarla bir yazı hazırlamak vardı. Erdoğan-Trump görüşmesi, Türkiye’deki siyanürlü intiharlar, geçim sıkıntısı, yargıdaki garip gidiş gibi. Ama beni küçük bir haber daha çok ilgilendiriyor. Telefon ile dolandırılan bir yaşlı amcanın öyküsü… (Bkz: https://kayisihaber.com/malatya-da-cep-telefonu-dolandiriciligi/56440/)

Vicdansızlar, 80 yaşlarında bir amcayı 80.000 lira dolandırmışlar. Trump görüşmesi senin hikâyen değil ama bu senin hikâyen olabilir.
    

Benim de başıma geldi. Belki seni de aradılar. Asgari ücretli bir tanıdığının 2000 lira dolandırıldığını öğrendiğinde yüreğin sızladı belki de, bir aylık emeğini bir şerefsize kaptıran sen de olabilirdin. 
    

Belki de aradılar, ama kandıramadılar seni onlarla sen dalga geçtin; ya da sunturlu bir küfürle yüreğini soğuttun. Umarım senin hikâyen bu olacak kadar şanslısındır.
    

Ana haberlerde ve internette her Allah’ın günü üçer beşer haber. Evi sattırılan yaşlılar mı ararsın, elindeki avucundakini bu köpeklere kaptıran aileler mi, dolandırılan ünlüler mi ararsın yoksa karambole getirilip elinden avucundan birikimleri alınan garibanlar mı? Hepsi var.
    

Kurbanların bazıları “ne enayiler var” diye bu telefonlara inanlarla dalga geçen elemanlar olabilir. Anlı şanlı profesörler, külyutmaz politikacılar, hatta bu davalara bakan hâkimler tongaya düşebilir. Paralarını bu kansızlara vermek için ellerinde telefon caddelerde nefes nefese koşanlar görebilirsiniz.
    

Telefon dolandırıcılığı, “genelde ağzı laf yapan insanların şans eseri ya da belirli veri tabanları (internet siteleri, bankadaki satılmış bir eleman, kargo şirketi) ile insanların telefon ve bilgilerine ulaştıktan sonra sizi arayıp paranızı cebe atan dolandırıcılık şeklidir” diye tanımımızı yapalım önce. Gelelim şimdiye kadar duyduğum şekillerine.
    

En yaygını kimlik bilgilerinizin başkası tarafından ele geçirildiğini söyleyen çakma bir komiserin sizi aramasıdır. Sizin kimlik bilgileriniz üzerinden çeşitli kredi kartları ve kimlik kartlarının çıkarıldığı hatta terör örgütlerinin eline geçirildiği uydurulur. Bu komiser sizden kimlik ve kredi kartlarınızın silinmesi için bankalardan kontör para ya da para transferi yapmanızı isteyecektir.
    

Bu sıralarda sık olan bir yöntem piyasası en az 2000-3000 lira olan x telefonun 100 lira olduğuyla ilgili telefonuna SMS dolandırıcılığıdır. Aradığınızda 100 liranıza tamah edip, size koli ile salatalık gönderecek kadar esprili dolandırıcılardır bu grup. Ha burada dolandırana değil, dolandırılana kızıyorum.
    

2000 liralık telefonu sana niye 100 liraya versinler? 500 lira olması gereken balı 100 liraya alabileceğine, birde yanında 550 liralık telefonu hediye edeceklerine nasıl kanabiliyorsun? İnsan ahmak ve açgözlüyse ne kadar anlatırsan anlat bu numaraları yine yiyor. Jet Fadıl 10 kere dolandırmasına rağmen on birincide "acaba doğru mu söylüyor la, evi satıp parasını Jet Fadıl’a verelim" diyen, yanmaz kefen satıyorum diyenin paçalarını yalayan bir sürü insan ülkede o kadar çok ki dolandırıcısı da ona orantılı çoğalıyor. Gerçi biz her şeyi bildiğiniz için burnunuzdan kıl aldırmayız. Sonra da Show TV ana haber bültenlerinde ağlarız “20’de 1 fiyatına telefonu aldım ama içinden hıyar çıktı” diye. 
    

Bak yine sinirlendim, konumuza dönelim. Bir de hayat sigortası yaptırdığınızı söyleyip yenileme ücreti isteyenler var. İlk yıl ücretsizmiş de bu yıl yenileme yapmazsam beni icraya verecekmiş. Benim ilk dolandırıcım bunu söyleyen şahıstı, yemedim tabii; ama yanımda başkaları olduğu için küfrümü sallayamadım, halen içimde ukdedir. “Tamam, gönderin faturayı” deyip telefonu kapattım.
    

Yıllardır bu terane sürüp gidiyor. Tabi bunların artmasında sadece cingöz dolandırıcılar ve saf halkın değil; müşteri bilgilerini oraya buraya saçan operatörlerin, kolayca 0800'lü hat alınmasını sağlayan devletin, numara kopyalamaya çözüm bulamayanların da suçu var. Tabii ki, en büyük suçlulardan biri de, adeta bir telefon sapığı edasıyla müşterisini arayan bankalar. "Kampanyalardan haberdar olayım, arada güzel şeyler çıkar belki." diye izinleri kaldırmadıysanız, yandınız. Geçen gün, a… bankası aramış, öyle bir konuşma tarzı ve ısrarcılığı var ki, şüphelenip "sapık" diye engelledim. Sonradan tesadüf eseri öğrendim ki, cidden bankaymış. Dolandırıcı ve bankacı arasındaki çizginin bu kadar ince olduğu bir yerde, adım başı farklı bir dolandırıcılık türünün geliştirilmesine şaşmam arkadaş. Kıllanıyorum valla.
    

Demek ki işin devlet boyutu var. Bu dolandırıcılıklar bu kadar aleni yapılıyor, ama niye kimse bu adamlara dokunmuyor. Yasada boşluk varsa yasa çıkarın kardeşim.  İşinize geldi mi gece üçte meclisten gizlice yasa geçirtmeyi biliyorsunuz. Adamlar uyduda her gün 50 farklı kanalda baldan tut telefona kadar sahte ürün satıyor. Bu kadar vurdumduymaz devlet mi olur? Aylık nerden baksan 10 milyonlar dönüyor bu işte. O zaman vatandaş olarak ben de sorarım: “Hayırdır beyler. Bir şekilde bu ülkede bu işten nemalanan bürokrat veya yetkililer mi var? Ortak mısınız?”
    

Tabii ben ona buna sallamakla kalmayıp çözüm de üretiyorum. Politikacılara önerilerim; çıkarın şu maddeleri, hem oyunuzu artırırsınz, hem de sevap kazanırsınız:

•    Çıkar kardeşim, “30 dakikayı geçen her konuşmada telefon operatörü dolandırıcılığa karşı uyarı yapar” şeklinde bir madde.

•    Cep telefon operatörlerine dileyen müşterileri için sadece müşterinin daha önce tanımladığı ve onayladığı numaraların aranabildiği bir seçenek getirilmesini sağla. Bununla ana babamızın gereksiz kişilerle konuşmasını engellemiş olursun. Tek minik yönetmelik ile yaşlı ana, babası, akrabası olanlar rahat etsin. Bu uygulamayı Türk Telekom için de mecbur kıl.

•    Telefonda kıllandığımızda kullanacağımız telefon transfer kodu olsa. Arayan kişinin dolandırıcı olduğunu anladığımızda doğrudan bu kodu telefona girsek. (Ama tone duyulmasa) Dolandırıcıyı uzman polise bağlasak. Polis de dolandırıcıyı yakalayacak şekilde yönlendirse? Olmaz mı sayın politikacı?
    

Şimdi ise küfür edip kapatmak dışında polisin çözüm önerisi yokmuş. Ancak dolandırıldıktan sonra polis devreye giriyor. Yukarıdaki resimdeki amca gibi şanslılar paralarını kurtarabiliyorlar. 

    

Bu didaktik yazımın sonunda vatandaşa öneriler sunayım da bari kişisel bir faydamız olur belki:

•    Banka kart numaranızı ve şifrelerinizi telefonda sizi arayan kişilere asla paylaşmayın. Bankalar bizden şifre istemezler.

•    Sizi bankalardan gelen mesajların bankadan geldiğine emin olmadan asla linke tıklamayın.(Ben tıkladım, oradan biliyorum; iptal ettirene kadar buram buram terledim) Linke tıklamak başlı başına dolandırılmanıza neden olmaz, ama tıkladığınız link sahte ise ilgili bankaya aitmiş gibi görünen sahte bir sitedir. Buna aldanıp bilgilerinizi paylaşabilirsiniz, ya da size gönderilen bir şifreyi onlara bildirebilirsiniz.

O yüzden yapmayın.

•    Hediye kazandınız türü mesajlara hemen atlamamakta fayda var. Az açgözlü olmayın lütfen.

•    Faturalarınızı aracılar yerine doğrudan ilgili kuruma ödeyin. Aracı kurumların da bir dolandırma şekli var ama oldukça karışık ve yerim dar.

•    Klasik bir şekilde kendini hâkim, savcı, polis olarak tanıtan ve sizden para isteyenlere itibar etmeyin. Banka hesabınıza feto girmiş, PKK girmiş falan derlerse korkmayın. Böyle bir şey olmaz da olsa dahi sizin bir cezai sorumluluğunuz yok. Karşıdakine “dur en yakın karakola geliyorum” deyin, ama bunu deyince onlar küfredip kapatıyorlar. 

•    “Biz devletiz terörle savaşıyoruz para lazım" diyenlere milli duygularla atılmayın. Devletimiz suçla mücadele ederken sizden gelecek paraya göz dikmez.

Sonuçta en önemli görev devlet ve politikacıların. Gece yarısından sonra veya sabahın altısında TV’lerde dönen sözde kamu spotları ile olmaz o iş.

Yazarın Diğer Yazıları