Malatya’da garip bir sürece girdik maalesef.
Depremin etkisinden midir bilmiyorum ama herkes herkesten şikayetçi.
Depremden önce halkın halktan şikayetçi olduğunu sürekli duyuyorduk ama depremlerden sonra bu huy vekillere, belediye başkanlarına, bürokratlara hatta zaman zaman valilerimize kadar sirayet etmiş durumda.
Vekiller vekillerden şikayetçi…
Belediye başkanları belediye başkanlarından, bürokratlar, bürokratlardan şikayetçi.
Hem seçtiklerimiz hem de atananlar karmaşık bir algoritma ile birbirlerinden haz etmiyorlar.
AK Parti’nin Malatya’da 4 güzide vekili var.
Hepsi biribirinden marifetli maşallah!
Birçok marifetleri var ama en önemli marifetleri mevkidaşlarından hoşnut olmamaları.
O kadar özgüven patlaması var ki bazıları kendi partilerinin belediye başkanlarından bile nefret ediyor.
AK Parti’nin Malatya’daki kadroları BBG evindeki bir grup ünlü olmak isteyen ünsüzlere benziyor.
Hepsinin marifeti farklı!
Kiminin sesi güzel kiminin ses tonu!
Aynı BBG evindeki ünlü olmaya çalışan çocuklar gibi sürekli konuşuyorlar.
Bunların en belirgin ve en özgüven patlaması yaşayanlardan bir tanesi güzide(!) vekilimiz Abdurrahman Babacan.
Malatya’nın havasını bilmez, suyundan içmez bir vekildir.
Amortiden çıkmış bir lobi faaliyeti sonrası ortaya sürülmüş ve millet tarafından karşılığı sıfır olan bir vekildir.
Geçen gün, Meşale’nin entelektüel tarafını tutan BİLSAM’da bir konuşmasını okudum.
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’ne (BİLSAM) konuk olmuş Abdurrahman Babacan.
BUSABAH’ın haberini okuduğumda Babacan’ın alenen Malatyalılara hakaret etttiğini fark ediyorsun.
Malatyalıların aşırı özgüvenli olduğunu ama içinin boş olduğu anlamına getirecek sözler sarfetmiş.
Meydan boş olunca kuru sıkı sallayan çok olur maalesef!
İnönü Üniversitesi’ne rektör atayıp sonra il başkanını değiştirmekten öteye bir icraatı olmayan bir vekilin boyuna-posuna bakmadan bu millete hakaret etmesi kendi cemaatinde veya BİLSAM’da normal karşılanabilir ama Abdurrahman Babacan haddini bilmelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde makamlara oturanların milleti bu kadar “küçük” göstermenin ne ifade ettiğini bilmesi gerekirdi!
Bugün Abdurrahman Babacan’ı bırakın başka bir mahalleyi, Orduzu’da bile muhtar adayı olsun seçilemez!
Çünkü kendi cenahında bile kimseyi tanımaz!
Ankara’dan birkaç bakanlıkta aldığı bilgiler ışığında attığı tweetler ile Malatya’yı yöneteceğini zanneden Babacan şunu iyi bilsin ki, milleti lobi faaliyeti ile yanına çekemezsin!
Bu milletin gönlüne taht kurman için önce halkı küçük görmeyeceksin.
Sonra bu şehri evin yapacaksın. Bu milletin sıkıntılarını, yaşadıklarını, yitirdiği evlatlarını göreceksin.
İl başkanını değiştirebilirsin belki bir rektörü atayabilecek gücün var ama tarihi Söğütlü Cami’yi yerinde inşa ettirebilecek gücün yok!
Tarih, bir şehrin yeniden inşa edilirken yaşanılanları da yapılanları da unutturmayacaktır.
Sizin gibi insanların şikayet etme lüksünüzün olmaması gerekirken bu süreçte bu milletin sıkıntıları ortadayken hakaret etmenizin izahı yok.
Ağzınıza “Malatyalıları” almadan önce “Malatyalı” olun önce.
Ayda birkaç kere buraya gelip işinizi layıkıyla yapmadığınızı sağır sultanın bildiği bir ortamda zeytinyağı gibi üstte çıkmaya çalışırken hedefin “millet” olmadığını bilin!
Abdurrahman Babacan’a göre vekiller suçlu!
Belediye başkanları suçlu!
Valiler suçlu!
Malatya’da tüm bürokratlar suçlu!
AK Parti teşkilatı suçlu!
Şimdi sıra millete geldi!
Ne yani bu millete, “Beni nasıl seçtiniz mi?” diyorsunuz!
Sizi bilmem ama ben diyorum;
Bu adamı nasıl vekil seçtiniz?