İnsana sormuşlar:
Sen niye yaşıyorsun?
İnsan cevap vermiş:
Ben bilmiyorum.
Hadi soralım kendimize…
Biz niye yaşıyoruz?
…
…
…
…
Düşündünüz mü?
Allah’a daha iyi bir kul olmak için yaşıyoruz demeyin lütfen!
Kendimizi kandırmayalım!
Hiçbir değeri olmadan hem yaşıyoruz hem de çocuklarımızı değersiz yetiştiriyoruz!
15 yaşındaki çocuğun babasını öldürebildiği bir şehirde, değersiz çocukların uyuşturucu sattığı bir dünyada, her gün ama her gün bir akrabasını öldüren bir ülkede “Biz niye yaşıyoruz arkadaş?” diye sormanın anlamı var mı?
Bu soruya gerçek cevap verecek kaç kişi var bu şehirde?
Biz babamızın yanında ayak ayak üstüne atmazdık!
Şu yaşımda dahi babamın yanında ayaklarımı dahi uzatamam!
Anneye-babaya “öf” dahi denmeyen bu muhteşem dinin inananları ne hale geldi?
Geçen gün Malatya’da 15 yaşındaki çocuğun babasını kırk yıllık katil gibi rahat öldürmesini düşünürken işin içinden çıkamadım.
Kendi kendime sordum;
Ben niye yaşıyorum?
Ben niye bu şehirde yaşıyorum?
Ben niye bu ülkede yaşıyorum?
Ben niye bu dünyada yaşıyorum?
Merak ediyorum aslında…
Kıyametin kopması için acaba hangi kötü olay daha gerçekleşecek?
Daha hangi olay karşısında artık “tamam” diyeceğiz?
Hangi olay sonrasında “insanlık tarihi” artık bitti, diyeceğiz!
Kıyametin saatine Akşam namazı vakti gibi derler.
Bu değersiz “insanoğlu” o gün dahi anlayamaz bence!
Öğlen kötülük işleyip akşam kıyamet koparken belki “eyvah” der ama nafile bence.
Sadece Malatya’da son bir haftada yaşanılan asayiş olaylarına bakın…
Bu haberleri her okuduğumda akşam kıyamet kopacak galiba diye düşünüyorum!
Bilmiyorum ama bu aralar “insanlık” için hiç ümidim kalmadı!