Bu ayın sonunda Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, bir yılını doldurmuş olacak.
Depremle yıkılmış bir şehirde yaşamasaydık belki bir yılllık süre az gelebilir ama Malatya’nın bir günü bile önemli hale gelmişti.
O yüzden yıkılmış bir şehirde elini taşın altına koyan bir belediye başkanına bakarken bir yılda neler yaptığına bakarken güllük bir ortamda olmadığımızı ve sürekli belediye başkanlarını, vekilleri bizim gibi insanların diri tutması, ne yapmadığını sürekli hatırlatması ve alınan kararları millet adına çek etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Ama burası Malatya, risksiz bürokratları eleştirmenin kolay olduğu ama siyasetçileri eleştirmemek için kırk takla atıldığı bir şehir maalesef!
Mesela AFAD İl Müdürü Ali Altındal pat diye bir gece kararnamesiyle değişti.
Deprem yaşamış bir şehirde AFAD’ta 3 yılda 3 isim nasıl değişir diye herkes eleştiri yapıyor mesela.
Haklı bir eleştiri ama yine eksik bir eleştiri!
Peki deprem yaşamış Malatya’da, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nde son bir yılda kaç isim değişti?
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nde kurumsal bir durum söz konusu mu?
İtfaiyeden sağlığa, bilgi işlemden çevre korumaya, basından kentsel dönüşüme, muhtarlık işlerinden park ve bahçeler dairesine, tarımsal işlerden ulaşıma, zabıtadan yol bakıma varıncaya kadar Malatya’nın kılcal damarlarında söz sahibi olan Malatya Büyükşehir Belediyesi’nde şu an kurumsallıktan bahsedebiliyor muyuz?
1 belediye başkanı, 1 özel kalem, 1 genel sekreter, 4 genel sekreter yardımcısı ve 24 daire başkanı var Büyükşehir Belediyesi’nde.
Bu arkadaşların toplamı 31 kişi ediyor.
70’den fazla ise şube müdürü var.
Eder sana 101 kişi…
Bugün şirketleri saymayalım, başka yazıya…
Malatya’nın kültüründen sosyal yapısına, alt yapısından üst yapısına, imarından şehrin tekrar ayağa kaldırılmasına kadar önemli bir kurumda 101 yetkili söz sahibi.
Peki 1 numara Sami Er, koltuğa oturduğundan beri ne yaptı?
Büyükşehir Belediyesi’nin 2 numarasını 3 kez değiştirdi.
4 isimden oluşan Genel Sekreter Yardımcılarında toplam 6 isim oturdu şu ana kadar.
Büyükşehir Belediyesi’nde 24 daire başkanı var.
Bir yılda 24 koltuğa toplam 40 kişi oturmuş.
Mesela Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı…
Sami Er 3 kez değiştirdi.
Zabıta Daire Başkanlığı koltuğuna yine 3 isim oturdu.
Birçok daire en az 2 kere değişti.
11 ayda Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığında bile 3 isim oturdu.
Kimin vekaleten kimin asaleten o koltuklarda oturduğunu dahi bilmiyoruz çünkü Sami Er 2X hızında değişim yapıyor.
Şube Müdürlüğü koltuğunda ise tamamen tas kayıp.
Sürekli birileri değişiyor.
Şu an Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesine girin mesela… Bazı şube müdürlüklerinin boş olduğunu görürsünüz çünkü bu kısımda ışık hızıyla değişim yaptığı için yerini dolduramıyorlar!
Bir belediye gerçekten bu şekilde yönetilebilir mi?
On binlerce insan 3’üncü yılında iftarlarını konteynerde açarken, sabırsızlıkla kura zamanını beklerken, çocuklarını bu yıkılmış şehirde okutmaya çalışırken faturalardan beli kırılan on binlerce Malatyalı hayatta kalmaya çalışırken 1 numaranın bu kadar rahat ve sorumsuzca birilerini görevden alması ve birilerine makam dağıtması normal mi?
Sami Er, Bağcılar Belediyesi, Büyükçekmece Belediyesi ve Fatih Belediyesi’nde çalışmış bir isim.
Çalıştığı belediyelerde başkanlar birim sorumlularına korku aşılayarak mı yönetmiş?
11 ayda belediyenin dairelerini hallaç pamuğuna döndüren Sami Er, o birimlere gelen her yetkilinin pat diye alınacağını düşündüğünü bilmiyor mu?
O daire başkanından nasıl hizmet bekleyeceğiz?
Bir daire başkanının deprem yaşamış bir şehirde bırakın fark yaratmasını vasatlık düzeyinde bile bu yönetimde çalışmak istemez.
Çünkü her an alınacağını biliyordur!
Sami Er’in etrafında İstanbul ekibi ve Malatya ekibi diye 2 grubun ve bir grubun ise 2 kolunun olduğu söyleniyor.
Bu 3 farklı grupların sürekli bir çatışma halinde olduğu ve bu yüzden saçma sapan kararlar alındığını ifade eden kaynaklarım var.
Şu an genel sekretere yakın gözüken ve genel sekreter olmak isteyen bürokratın koltuk savaşlarını, genel sekreter yardımcısı olmak için mücadele verenlerin, daire başkanı olmak için trollere yalan yanlış bilgi verenlerin olduğu bir belediye düşünün.
Şehrin sorunlarının konuşulması gerektiği bir ortamda makamların halen konuşulduğu, makam bekleyenlerin hinliklerinin ayyuka çıktığı bir yönetim şeklinde ne gibi bir fayda çıkar?
11 ayda belediye içerisinde kendinden nefret ettirmeye doğru giden bir belediye başkanını uyarmamız gerektiğini düşünüyorum.
Freni patlamış kamyon gibi pazara dalmak üzere olan bu yönetim şeklinden Malatya’ya bir fayda gelmez tam tersine bu kadar sıkıntının olduğu bir ortamda çok zarar verir.
Bundan 5 yıl önce Selahattin Gürkan’a “Önce içerisi sevmeli seni” temalı bir yazı yazmıştım.
Bugün benden haz etmeyenlerin yine yanında yer alıp cadı kazanına döndürülen belediyeciliğin bu şekilde olmayacağını yazıyordum.
O tarihlerde gazetecilerin çoğu Selahattin Gürkan’a danışmanlık yapıyordu.
Her toplantıda yanında yer alıyorlardı.
MASKİ gibi kurumlar gazetecilerin eşleri, yeğenleri ve akrabaları ile doldurulurken ben, Gürkan’ın gücü kesildiği an ibrenin yeni bir isme çevrileceğini yazıyordum!
Anı yaşarken doğruyu söyleyen sayısı her zaman azdır!
Sami Er bunu aklının bir köşesine koymalıdır!
Hatta bugün gidip Selahattin Gürkan ile görüşmelidir. Yaptığı hataların ne olduğunu, bazı konularda nasıl hatalı kararlar aldığını memleket menfaati için anlatmasını istemelidir.
Kalabalığın içerisinde Gürkan’ın hata yaptığını söyleyenlerin bir elin parmağı kadar dahi olmadığını bugün ise Sami Er’in etrafındakilerin aynı şekilde hareket ettiğini söylüyorum.
Bugün ben o kadar ağır yazılar yazıp halen Selahattin Gürkan ile görüşebiliyorsam, Öznur Çalık’a yer yer hak etmediği ağır eleştiriler getirip halen gazetecilik seviyesinin dışına çıkmayıp görüşebiliyorsam bu şehre olan sorumluluğumu iyi idrak etmiş olmamdır.
Kişisel bir çıkar çatışmasına girmediğim içindir!
“Çektiğim belgesele katılmadı o yüzden saldırıyor” yalanını yayanların dün benzer şeyleri yine söylediğini iyi hatırlıyorum.
19 Şubat 2024 tarihinde Sami Er seçim kampanyası çerçevesinde Kayısı Haber’i ziyaret etmişti.
O gün “Sami Er'de imaj problemi var” diye yazı yazmıştım.
Başkan olduktan hemen sonra bizim basınının Sami Er’i arşa çıkarma girişiminden sonra “Sami Er’i kahramanlaştırmayın” diye yazı yazıp, kahramana değil hizmet edene ihtiyacımızın olduğunu yazmışım.
Ama Selahattin Gürkan’a veya Ahmet Çakır döneminde yazdıklarımın binde birini dahi yazmadım daha Sami Er’e.
O yüzden bildiğini ve gördüğünü yazmak için mücadele veren bir gazeteciden dost olmaz!
Sami Er’in başta bendenize verdiği değerin binde birini dahi ben vermedim çünkü ben hiçbir siyasetçi ile meslek dışına çıkıp yakınlaşmam!
Zırt-pırt arayıp safları sıklaştırmam o siyasetçi ile!
Fotoğraf çektirmek için mücadele vermem!
Belediye içindeki bir toplantıya katılıp poz vermem!
Kibirli olduğumdan değil tam tersine küçük bir şehirde kendime otosansür yapmayayım diye yakınlaşmam!
O yüzden Sami Er’e bir tarafta belgeselimizde yer alması için teklif götürürken diğer tarafta eleştirmeye devam ettim.
Şimdi de aynı şeyi yapıyorum.
Malatya Büyükşehir Belediyesi şu an bir girdabın içinde ve girdaptan çıkması beklenilen birkaç kişi dışarıyı göremiyor!
Ben dışarıdan bir kişi olarak söylüyorum;
Artık görev verdiğiniz kim varsa o insanlarla devam edin. Vekaleten atadığınız kim varsa asaletlerini verin bir an önce.
İddia ediyorum bu teminat dahi şu ankinden daha hayırlı ve faydalı olacaktır.
Bir belediye başkanının akrabaları o belediye başkanına çok zarar verir.
Sami Er’in çocuğu her ortamda dedikodu konusu olmuş durumda. Çoğu kararlarda Sami Er’in çocuğunun söz sahibi olduğu söyleniyor.
Şu anda Sami Er’in A takımında Ahmet Çakır döneminde çalışmış bir isim var mesela.
Ahmet Çakır’ın büyük oğlunun belediyeye geldiği bir günün sonrasında takındığı tavrı Sami Er o yetkiliye sorsun lütfen!
Ne dediğimi anlayacaktır.
Yeşilyurt Belediyesi’nde Mehmet Çınar’ın eşinin birçok konuda söz sahibi olduğu söylenirdi.
Biz söylemezdik o dönemin yetkilileri söylerdi.
İşin sonunda ne olduğunu yazmama gerek yok!
***
***
Yazının sonunda kendimi de işin içine katma zorunluluğu hissettiğim için son bir açıklama yaptım.
Kusura bakmayın ama her zamanki gibi yazmaya devam edeceğiz bazen işin içinde biz olsak da!