Başımıza gelen birçok olaydan sonra gelebilecek çoğu şeyi önceden tahmin edebiliyoruz artık.
Fakat burası Malatya, utanma duygusundan yoksunlara karşı öngörülerimiz tutmayabilir.
Uzun zamandır polemiğe girmiyorum çünkü genelde bu köşede yazdıklarımdan sonra birileri harekete geçiyor ya da ER TV’de konuştuklarımızdan sonra gündem değişiyordu.
Mesela ben Mehmet Çınar’ı mı yazıyorum, hemen bir ahlaksız Çınar’ın avukatlığını yapıp bana iftira atabiliyor.
Ya da Sami Er ile ilgili bir yazı yazıyorum.
Hemen yine “ahlaksızlar” devreye girip sözde gazetecilik yaptığını zannedebiliyor.
Bugün size bir Burhan Karaduman resmi çizmek istiyorum.
Burhan gibi “isimsiz” 35 kişinin anlayacığı bir dille değil, isimli, ispatlı hatta bir cümlesine bile yalanlama yapılmayacak açık bir yazı yazıp, daha sonra diğer ahlaksızlara yaptığım gibi dikkate almayacağım “troller” kategorisine alacağım.
Gazeteci Burhan Karaduman bildiğiniz üzere Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in “adaylığı” kesinleşince 180 derece dönüş yapıp, 5 yıl boyunca Selahattin Gürkan’ın yandaşlığından vazgeçmiş, Sami Er’in ibrikçi başçılığına geçiş yapmıştı.
Tabii bunlar “şebeke” aslında, reklamcısı var, akıl veren Zeus hazretleri var, arkasında silah gibi kullandıkları birlik başkanı var.
Var da var!
İşte bu Burhan, Sami Er’i sürekli yağlamaya, yıkımaya devam ederken işi farklı bir boyuta çekiyordu.
Selahattin Gürkan dönemindeki açıkları belediye içinde, şirketlerde yöneticilerle aramaya başlamıştı.
Bir belediye personeli gibi “dosya” inceliyordu.
Aslında buraya kadar olan her şey beni ilgilendirmiyordu.
Burhan’ı biliyorduk ve yaşadığımız bi sürü olay vardı.
Bi es verelim.
Burayı Sami Er dikkatli okusun.
Aysun Bay (Karabulut) Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne (MTÜ) rektör atanınca “Dosyacı” Burhan ile yollarımız kesişiyordu.
“Dosyacı” Burhan, “Aysun Hoca, Aysun Hoca” diye ortalıkta Rektör Hanımefendiyi her tarafta iyi göstermeye çalışırken ve danışmanlığını yaparken ben gazetecilik yapıyordum.
Galiba 2018 yılıydı…
Aysun Bay’ın öz yeğeni MTÜ’ye daire başkanı atanınca bunu yazmış, sonrasında yazıyı kaldırmak için öz yeğeni tarafından tehdit edilmiş ama her zamanki gibi yazıyı kaldırmamıştım.
O tarihte MTÜ’den maaş alan “Dosyacı” Burhan Karaduman, kapı arkalarında bana sallıyordu. malatyahaber.com'un Zeus’u İsmet Yalvaç ise Aysun Hoca ile çiğköfte partileri yapıyordu.
Hatta sırf Aysun Bay’ın hoşuna gitsin diye İnönü Üniversitesi’ni sürekli eleştiriyorlardı.
Tabii sonra öğreniyorduk, Aysun Hoca sadece Burhan’ı işe almamıştı.
Zeus Hazretleri İsmet Yalvaç’ın yeğenini, malatyahaber.com'un vasat reklamcısı Metin Kaya’nın yeğenini de almıştı MTÜ’ye.
MTÜ’yü bunlar yönetiyordu sanki.
Bir belediye başkanıymış gibi sürekli manşetlerdeydi Aysun Hoca.
O tarihte ben tek başıma bazı yazılar yazıyordum ve Aysun Hoca’nın yanlış yaptığını söylüyordum.
Bir gün yine bir yazımdan sonra “Dosyacı” Burhan, iş yerime gelip son yazdığım yazıyı kaldırmamı istedi.
Aysun Hoca’nın talimatını aktarıyordu büyük gazeteci Burhan!
“Sana yazık değil mi Burhan Abi, sen nasıl buna alet olursun. Bu seviyeye gelmişsen hemen o görevden istifa et” demiştim o zaman.
Burhan Karaduman benim o yazımı kaldırmayacağımı biliyordu ama yine de gelmişti.
Aradan birkaç hafta sonra büyük gazeteci Burhan’a Aysun Hoca bir gol daha atacaktı.
Birileri Rektör Aysun Bay’a, “Mahir Temur’a bu bilgileri Burhan Karaduman veriyor” demiş.
Aysun Hoca da direkt büyük “dosyacı” Burhan Karaduman’a “Sen Mahir’e bilgileri veriyormuşsun, elimde ses kaydı var” tarzında konuşmuş.
Bu konuşmadan sonra yana yana bu tür durumlarda “arabulucu” olan vasat reklamcı Metin Kaya beni arıyordu.
Metin Kaya’nın ofisinde ben, Burhan buluştuk.
Tabii bendenize bu bilgiyi aktarınca hemen Aysun Hoca’yı aralamalarını ve hoparlörü açmalarını istedim.
O gün Burhan’a ve Metin’e “duruş” nasıl sergilenir dersi verdiğimi düşünüyordum.
Aysun Hoca’ya üst perdeden bu bilginin yanlış olduğunu hatta sizin için benimle tartıştığını söylemiştim. Kaynaklarımın gizli olduğunu ama görevden aldığınız birçok yetkili ile görüştüğümü, izin alırsam isimlerini vereceğimi de belirttikten sonra, “Ses kaydının olduğunu” söylemişti.
“Böyle bir ses kaydı varsa gazeteciliği bırakacağımı” belirtmiştim Aysun Hoca’ya.
Bu telefon konuşmasından sonra vasat Metin’in yanında o gözümde küçülen Burhan’a “Sen daha istifa etmek için neyi bekliyorsun?” demiştim.
Yine istifa etmemişti.
Aradan birkaç hafta geçtikten sonra kovulacağını anlayınca istifa edebilmişti.
İşte bu istifadan sonra reklamcısı, işçisi, emir eri, Zeus’u Aysun Bay’ın kötü rektör olduğunu artık idrak etmişlerdi.
Her gün ama her gün Aysun Hoca ile ilgili haberler yapılıyordu. Baktılar olmuyor, bu sefer Öznur Çalık’a sallamaya başladılar.
Aysun Hoca’nın botoksundan, boşanmasına varınacaya kadar, Öznur Çalık’ın ayakkabısının markasına kadar haberler yaptılar.
Kin ve nefretin de ötesinde bir habercilik!
Buralar da beni çok ilgilendirmiyordu!
Çünkü Selahattin Gürkan’a da 5 yıl boyunca böyle baktılar. Gürkan akıllıydı, Burhan’ı ve Metin’in zaafını biliyordu.
Görevdeyken 2 taraf da memnundu.
Bugün YİMPAŞ, Büyükşehir’in borcu veya Esenlik’in sattığı dükkanlar dediklerine bakmayın. O gün seyir halindeydiler.
6 Şubat depremlerinden sonra Selahattin Gürkan 1 yıldan fazla belediye başkanlığı yapmadı mı?
Bu Burhan’ın 1 tane “dosya haberi” var mı?
Ben karakol karakol gezerken Büyük Gazeteci Burhan, karısını MASKİ’ye aldırmıştı. İsmet Yalvaç’ın yeğenleri, kardeşinin hanımı yine reklamcısının yeğenleri MASKİ’ye aldırıyordu Selahattin Gürkan.
Ben ne yapıyordum!
Hakimbey Apartmanı’nı, Hayat Sitesi’ni, Grand Apart Oteli’ni, Gürkan’ın depremden sonraki mantolama işlerini, bilboardları, Esenlik’in 6 gün sonra parayla mal satmasını, MASKİ’nin suya zam yapmasını, Mehmet Çınar’ın eşinin memur oluşunu, belediye başkanlarının villalarını ve daha nicelerini…
Vekili belediye başkanı, il müdürü, bürokratı, valisi, müteahhidi…
Gazetecilik yapıyordum. Halk TV’den Sözcü TV’ye, TELE 1’den birçok yazılı ve internet medyasına haberlerim, yazılarım kaynak gösteriliyordu.
Ayinesi iştir kişinin Burhan Efendi, para alırken övüp, para kesilince atmakla gazetecilik yapılmaz!
Dün eski yöneticilere bakış açım neyse bugün de aynı!
Senin yine yıllardır danışmanlığını yaptığın Şevket Keskin’in evinin olduğu apartman rezerv alandan nasıl çıktığını araştırsana!
ER TV’de ben ortaya çıkarmadım mı?
Al sana dosya, yazacaksan hemen yollayayım!
İşte bu ekib habere de gazeteciliğe de böyle bakıyordu.
Bugün belediyede herkes biliyor ki İsmet Yalvaç’ın istemediği hiç kimse daire başkanı bile olamaz!
Bu kadar yakınlar!
Peki buna ben bir ses çıkardım mı?
Tabii ki hayır!
Bana ne!
İşin sonunda yine kötü olacaklar, bu belli!
İşte bu Burhan’ın akıl hocalarından vasat olanı Metin Kaya, Gözde Hastanesi ile ilgili yazdığım bir yazıdan sonra ER TV’de benimle tartıştı. Gözde Hastanesi’nin reklamcısıymış, ben Gözde Hastanesi’ni eleştiremezmişim!
Tabii gerekli cevabı üst perdeden bendenizden alınca çekildi köşesine!
Şu anda karı-koca benimle konuşmuyor, çok umurumdaymış gibi!
İşte bu tarihten sonra benimle ile ilgili kaç aydır “karalama” politikasına geçtiler.
Sağda-solda sallamaya, itibarsızlaştırma başladılar.
Aynaya bakmayınca başkasını karaladığını zannedersin!
Bu şebekenin en kullanışlı elemanı Burhan, önce yine isimsiz sırf ben Sami Er’i eleştiriyorum diye beni eleştirdi.
Sonra son yazdığım 3 yazıdan dolayı, sanki kendisini veya şebekesini eleştirmişim gibi daha önce ana-avrat küfrettiği ahlaksızların bana attığı iftiraları yazınca dayanamadım.
Sana “Sivas Kangalı” diyen ahlaksızla aynı çizgiye geldin ya!
Sami Er’e uyarımdır, size yayınlanmamış Sayıştay raporunu bile yayınlatabilen bir şebekenin kuklası olmayın.
Bu şebeke kimle dost olmuşsa daha sonra çok çok kötü düşman oldu.
Ben size düşman olamam ama dost da olamam mesleğim gereği!
Selahattin Gürkan, Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra ilk buluşmamızda Ahmet Çakır’ın ekibiyle uğraşmamasını söylemiştim. Hizmet odaklı bakın bu koltuğa demiştim.
Sami Er ile adaylık döneminde baş başa kaldığımızda, Selahattin Gürkan ile uğraşmayın, ekibine kıyım yapmayın, demiştim.
Çünkü deprem yaşamış bir Malatya’da acil sorunlar vardı. Bir an önce Malatya’ya hizmet gelmeliydi.
Kavga değil hizmet gerekli, demiştim.
Ben birileri gibi şunu daire başkanı yap, bunu genel sekreter yardımcısı yap, demedim.
Asla demem!
Haddimi bilirim.
Ama İsmet Yalvaç’tan akıl aldığını tahmin ettiğim Burhan, haddini artık bilmeli…
Yaptığın yanlışları bi Malatya toplansa yapamaz!
Ben yıllar önce Malatya basınını küçük gösteren İsmet Yalvaç’ın bir yazısını eleştiren yazımda bile Gazeteci Yalvaç’a büyük saygı duyuyordum.
İyi ki İsmet Yalvaç var derdim.
Aysun Bay olayında yara aldı, Selahattin Gürkan döneminde bu yara derinleşti ve şimdi ise bu yara kansere doğru ilerliyor.
Ve İsmet Yalvaç bunun farkında değil!
Akıl verdiği Burhan, ER TV’nin bir çalışanını arayarak ER TV patronlarının elinde dosyasının olduğunu, Mahir’e bu kadar yol verenin bu patronlar olduğunu söyleyebiliyorsa İsmet Yalvaç bitmiştir.
Yıllarca ekmek yediğin, karınla çocuğunla ER TV’nin içinde olduğun bir kuruma alenen tehdit ediyor “dosyacı Burhan”.
Acaba Sami Er’i ne zaman tehdit etmeye başlayacaklar!
Ben yarın ER TV ile profesyonel olarak ilişkimi bitirebilirim. Daha 1,5 yıldır burada çalışıyorum. Ama hiçbir zaman ekmek yediğim kurum ile alakalı bir yanlışa girmem.
BUSABAH gazetesine 3 kere girip 3 kere istifa ettim farklı yıllarda.
Ama BUSABAH’ın, patronun şahsıma verdiği desteği hiçbir zaman unutmam, bana yanlış yapılsa bile.
Aile terbiyesi çoğu şeyin ötesindedir.
Beni kullanarak ER TV’nin üzerine gitmeye çalışman senin aile terbiyeni ortaya koyuyor maalesef!
Ben bile senin bu kadar düşeceğini tahmin etmemiştim.
NOT: 35 kişinin anlayacağı bir yazıya karşılık ilkokul mezununun bile anlayacağı bir dille cevap vermek istedim. Kendine gazeteci diyen birinin Sami Er için alenen bir basın kuruluşunu tehdit etmesinden dolayı bu yazıyı yazdım. Yoksa iftiralara karnımız tok! Bilen biliyor, bilmeyen ise yaptığımız işi biliyor.