Instagram’da meşhur delimiz Mustafa Dayı’yı paylaşınca yine daldım derinlere…
Kernek Camisi’nin avlusunda 2009 yılında şu fotoğrafı çekmiştim.
NOT: Sevingül Bahadır’ın “Bir masaldır yaşamak” parçasını dinleyerek lütfen okuyun bu yazıyı.
Ben bu fotoğrafı Mustafa Dayı’nın ıslanmış ayakkabısını görünce ve uzaklara daldığını ölümsüzleştirmek için çekmek istemiştim.
Kim bilebilir ki 16 yıl sonra bu fotoğrafa bakınca Kernek Camisi’ni de özleyeceğimi…
Kernek Camisi yıkıldı yeniden yapıldı ve ismi değişti.
Birçok cami, park, sokak, cadde hatta mahalle gibi…
Bu şehrin yöneticileri bazı konularda çok hızlı kararlar alabiliyor maalesef.
Geçen gün öğreniyorduk ki Söğütlü Camisi’nin de ismini değiştirmişler.
Yerini değiştirdiler olmadı ismini de değiştiriyorlar!
Sümer Parkı’nı Abdullah Gül parkına çevirenlerin düşüncesi ne ise bugün de aynı düşünce var.
Şehrin kimliği, hafızası, silüeti hatta şehrin bizzat kendisi bizi yönetenler için bir şey ifade etmediği için bu kadar rahat davranıyorlar.
Daha geçen hafta Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Spor Bakanı’na fahri hemşerilik beratı vermişti.
“Niçin verdiniz?” diye bir sorsak verecek cevapları yoktur muhtemelen!
Bu şehre aidiyet duygusu “sıfır” olanların bizi yönettiği bir ortamda “Spor Bakanı, Malatya için nasıl bir pozitif ayrımcılık yaptı ki bu beratı veriyorsunuz?” diye sorsak…
Bakan Bey’in çerçevelenmiş dikdörtgen yazıtını makamında bile yer vermeyeceğini bile bile sırf kişisel ilişkilerinizi arttırmak için yapılan bu “sporun” anlamını merak ediyorum.
Bu berat herkese verilirse bir anlamı kalır mı?
Murat Kurum ile Spor Bakanı bu şehir için aynı değerde mi?
Kültür Bakanı’nın bu şehre yaptıkları ile ismini birkaç yıl sonra unutacağımız Spor Bakanı’na “hemşerilik” vermenin anlamsızlığını geçtim, diğerlerine büyük haksızlık değil mi?
Şehir ile ilgili bazı kararlar niye bu kadar kolay alınabiliyor!
Siz daha koca bir caminin yerinde yapılmasına hükmedemiyorken bizim adımıza hangi hakla “hemşerilik” dağıtabiliyorsunuz?
Gerçekten bu şehre faydanız olsun istiyorsanız “aidiyet duygunuzu” geliştirin önce.
Eski fotoğraflara bakın, Malatya sokaklarında çekilmiş videolara bakın.
Malatya ile ilgili yazılan kitapları okuyun, okutturun!
Elinize bir “zikirmatik” alın ve içerisinde “Malatya” geçen türküleri dinlemeye başlayın.
Hatta kadrolarınıza her gün “Bugün kaç Malatya türküsü dinledin?” diye sorun!
Önce şu “aidiyet” işini halledin sonra bizim adımıza birilerine “Malatyalısın artık” diyebilirsiniz!
Ve şu Söğütlü Cami’yi yaptırdığı için hayırseverin ismini vermeyi düşünen kim varsa bu şehirden uzaklaştırın lütfen!

