Mahir Temur

Malatyalılar hiçbir zaman unutmayacak!

Mahir Temur

Malatya son üç yıldır sıkıntılı dönemden geçiyor.

2020 yılında başladığımız depremle mücadelemiz halen devam ediyor.

2020’nin 24 Ocak akşamında hepimiz kendimizi dışarıda bulmuştuk.

Şehrimizin deprem üreten faylara çok yakın olduğunu idrak etmiştik.

Bu Sivrice depreminden 2 ay sonra adına Covid 19 dedikleri bir virüs ülkemizde de görülmeye başlanmıştı.

Pandemiyi iliklerine kadar yaşarken Sivrice depreminin psikoloik etkileri devam ediyordu.

Biz yetişkinler dahi bu tür durumlardan etkilenirken çocuklarımızın psikolojilerini siz düşünün artık.

2020 yılında başlayan “eğitimsiz” yıllara girmiştik.

Deprem, pandemi çocuklarımızı çok etkilerken “eğitimsiz” yıllara girmiştik.

Sözde “uzaktan eğitim” verilmeye çalışılıyordu ama boşa bir çabaydı aslında.

Tam koronavirüsü unutmuşken yine deprem şehri olduğumuzu hatırladık.

Bazıları “asrın felaketi” dese de uzmanlar son 500 yıldır bu şiddette bir deprem yaşanmadığını söylüyordu.

Bu topraklarda son 500 yıldır görülmeyen depremin çocuklar üzerinde bıraktığı etkiyi düşünün lütfen!

Üstüne bugün 7 ay olmuş halen artçı depremler sürekli çocuklarımızın psikolojisini altüst etmeye devam ediyor.

Dün şehrimize yeni atanan Düzceli Vali Ersin Yazıcı’yı ziyaret ettiğimizde “Hiçbir zaman yaşadığınız bu yıkıcı depremi unutamayacaksınız” demişti.

Çünkü kendisi de aslında bir depremzedeydi.

1999 yılında yaşanan depremlerde akrabalarını kaybetmiş bir valinin aradan geçen 24 yıldan sonra bu ifadesi önemlidir.

Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti (MGTC) Yönetimi olarak Vali Bey’e hayırlı olsun ziyareti yaptık. Haliyle konumuz depremdi.

Klasik bir bürokrat gibi değildi.

Belediyecilik tecrübesi olduğu için daha rahat konuşan, hem atanmış hem de seçilmiş tarafı iyi bilen, deprem yaşamış bir şehirde doğduğu için depremin etkilerini en az bizler kadar empati kurarak hareket edeceğini düşündüğümüz bir tavır içendeydi.

Yaklaşık bir saatlik muhabbetimizde 30 bin ağır hasarlı binanın şehirden bir an önce kaldırılması gerektiğini kafaya takan bir valimizi görünce açıkçası sevindim.

Zaten bizler de ısrarla ve inatla yazılarımızda hem şehrin bu bombalanmış halinin silinmesi gerektiğini hem de psikolojik olarak bu görüntülerin hafızalarımızdan yok olması için birinci adımın bu olması gerektiğini söylüyorduk.

Valimiz Ersin Yazıcı da tam da bunu söyledi.

Yıkımlar konusunda geç kalındığını ifade ederek bir an önce bu yıkımların bitmesi gerektiğini vurguladı.

Ve 11 Eylül’de okulların açılacağını, çocukların depremden daha fazla etkilendiğini ve bilhassa alt gelir grupların çocuklarına çok çok önem verdiğini de söyledi.

Dün MGTC Yönetimi olarak Vali Bey’den sonra İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yeni atanmış Behçet Bakır’ı da ziyaret ettik.

Behçet Hoca, kurum içinde yıllardır farklı görev alan birisi.

Uzun yıllardır Malatya’da öğretmenlik, ilçe müdürlüğü ve şube müdürlüğü yapmış.
Malatya’yı iyi bildiğini hissettiriyor.

“Kadronuzda bir değişiklik yapacak mısınız?” soruma tek derdimiz şu anda çocuklarımızı okullarla buluşturmak dedi.

11 Eylül’de okullar açılıyor.

Bu kadar sıkıntıdan sonra, 2 üniversitemiz depremi bizler gibi izlerken Behçet Bakır’ın okulları açma isteği önemli aslında.

Ziyaretimizde, Milli Eğitim’in hepimizin ortak derdi olması gerektiğini vurguladı Bakır.
Çok önemli bir cümle aslında.

6 Şubat depreminde 2 okulun yıkıldığını, 46 ağır ve 18 okulun da orta hasarlı olduğunu hatırlatmak gerekir.

42 okulda da halen incelemeler sürüyor çünkü hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğünün hem Milli Eğitim Bakanlığının hem de üniversitelerin farklı raporları yüzünden bu okullarda da eğitim yapılmayacakmış.

Toplamda 110 okulda eğitim yapılamayacak.

Ayrıca konteyner kent diye bir gerçeğimiz var şuan.

73 farklı konteyner kentin 51’i şehir merkezinde.

Okul öncesi eğitim konteyner kentlerde devam edecek ama ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri taşıma sistemi ile devam edecek.

İlkokul ve ortaokul öğrencileri konteyner kentlere yakın okullara yerleştirilmiş. Yaklaşık 2 km’lik mesafeye kadar yürüme mesafesi olduğu için sorun çıkmıyor ama daha önce 3 bin 500 öğrencinin taşındığı bir ağ bugün 20 bin öğrenciye çıkmış.

Üstüne tüm güzergahlar değişiyor haliyle ve üstelik şehirde yıkımlar devam ettiği için bazı yollar günlük olarak kapalı olacak. Ve konteynerde kalan öğretmenler de okullarına taşınacakmış.

Zaten Malatya trafiği çekilmez bir halde iken yeni oluşacak bu servis trafiğini iyi hesaplamak lazım.

O yüzden tüm paydaşların koordinesi burada çok önemlidir.

2 binin üzerinde öğretmenimiz tayin istemiş.

Yeni gelen 700 öğretmenin ataması yapılmış ama öğretmen eksiğinin olmayacağını söyledi yeni İl Milli Eğitim Müdürümüz.

Bakır, şubat ayındaki büyük depremlerden sonra 210 okulun az hasar gördüğünü ama 109 okula büyük onarım yapıldığını ve büyük oranda bu onarımların bittiğini söyledi. Son bir haftada ufak-tefek eksiklerin giderileceğini de aktardı.

Mesela 6 Şubat’tan sonra 51 bin öğrencinin şehir dışına çıktığını ama bu rakamın bugün 31 bin öğrenciye indiğini de ekledi.

31 bin öğrencimiz muhtemelen şehir dışında eğitimine devam edecekmiş.

Siyasi çekişmelerden dolayı maalesef 2020 yılından beri Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde koltuklar çabuk elden gidiyor.

Ali Tatlı 7 yıl görev yaptı ama maalesef Malatya’da bu 7 yılda eğitim-öğretimin kalitesi pek değişmedi.

Kurum içi olaylarla hatırlıyoruz Tatlı’yı.

Daha sonra Battal Kanbay geldi.

Sivrice depreminden sonra koltuğa oturan Kanbay, aslında depremi fırsata çevirmişti. Selefi depremi yaşamıştı ama bir arpa boyu ilerleyemiyorken Kanbay, yaklaşık 70 okulun yıkımını ve dönüşümünü gerçekleştirmişti.

2’li eğitim sistemini kafaya takmıştı ve deprem olmasaydı belki de bugün 2’li eğitim siteminde hiçbir okul kalmayacaktı.

1,5 yıl Malatya’da görev yapan Battal Hoca’nın yerine Hatice Özdemir gelmişti.

Yine yaklaşık 1,5 yıl görev yapan Özdemir’in varlığından haberdar dahi olmamıştık.

Bu etkili ve önemli bir kurumda kısa süreli atamalar Malatya’ya zarar vermişti maalesef!

İşte böyle bir süreçte kaç yıldır kurum içinde görev yapan Behçet Hoca bana göre hayırlı olur.

En azından ilk izlenimim bu yönde.

Ama bu sıkıntılı günlerimizde çocuklarımız için hayati olan okullarımızın açık kalması için hepimizin yardımcı olması lazım.

Buradaki farkındalık çok çok önemlidir.

Çocuklarımızın psikolojisini en düzeltecek tek yer sınıflardır.

Bunun için hepimizin mücadele vermesi gerekir.

@mahirtemur

Yazarın Diğer Yazıları