Mahir Temur

Müftü'nün avukatı

Mahir Temur

Geçen gün Malatya İl Müftüsü Ramazan Dolu, bir caminin temel atma töreninde bir kamu görevlisine yakışmayacak bir tutumla “hikaye” anlatmasını eleştirmiştim.

ER TV’de Er Meydanı programında sayısız kez camileri ele almışızdır.

Bu şehirde din görevlileri bir cümle kurmazken, paydaş dernek ve sendikalar susarken bizler ER TV’de “Bu şehirde cami kalmadı” diyorduk.

Ve ekliyorduk…

Bu şehrin İl Müftülüğü görevini yapamıyor.

İlçelerde bazı camilerde imam bulunamazken bu şehrin kalan az sayıdaki camilerimizde 3-4 görevli imamın yer almasını eleştirmiştik.

Biz 2 senedir Er Meydanı programında camileri, il ve ilçe müftülüklerini, hayırseverleri konuşurken bizleri “din düşmanı” gibi görenleri umursamadık.

Bu şehrin siyasetini nasıl eleştiriyorsak ve Malatya’nın daha iyi bir yer olmasını arzu ediyorsak aynı şekilde bu muhafazakar şehrin de din yönetimi konusunda aksaklıklarını, yanlışlarını tabii ki konuştuk ve konuşacağız.

Bugün Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, Adıyamanlı hemşehrisi İl Müftüsü Ramazan Dolu’yu eleştirdik diye çıktı sahneye.

Adıyamanlı dememin bir nedeni var.

Çünkü İl Müftüsü Ramazan Dolu’nun Adıyaman hassasiyeti var.

Bu hassasiyet din insanları camiasında iyi biliniyor çünkü 2024’ten sonra yapılan atamalarda belirgin bir şekilde “Adıyamanlı” kıstası aranıyor gibi.

Bu hassasiyet artık ilçe müftülüklerinde konuşulur hale gelmiş. İl müftüsünden il müftü yardımcına, şube müdüründen şoförlere varıncaya kadar “Adıyamanlı” olunca haliyle dedikodu başlamış bu camiada.

Konumuz bu değil.

Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, din görevlileri ile ilgili sözde olumsuz tutum içerisine girdiğimiz için tepki göstermiş.

Aynen şu cümleyi kullanmış:

 “İslam ahlakına ve örfümüze uygun olmayan bir tavırla ekranlarda boy gösteren, insanlara ve kurumlara iftira atmayı görev bellemiş bu kişileri engellemesini bekliyor ve haklarında gerekli yasal işlemlerin yapılarak, cezai müeyyidenin uygulanmasını istiyoruz” 

Bu konuşmayı yapan zat beni iyi tanır. Yıllar önce yine bir yazımdan dolayı sahneye çıkmış ama sorduğum sorulardan dolayı kabuğuna çekilmişti.

Halen o sorduğum soruların cevabını bekliyordum.

“İslam ahlakına ve örfümüze uygun olmayan bir tavırla ekranlarda boy gösteren…” cümlesi ne anlam ifade ediyor acaba?

Baldırı çıplak bir vaziyette mi ekrana çıkıyoruz, anlamadım!

Malatya’da birçok sendika, oda veya STK görevini yapamadığı için biz bu haldeyiz!
 

Bu şehirde cami kalmamış ve depremden sonra hayırseverleri bile koordine edememişsiniz ama bizler bu konuyu konuşunca Mehmet Engin hazretlerinin şahsi kıstaslarına uymadığımız için “İslam ahlakına” uymuyormuşuz!

Bu şehirde imam görevlendirilmeyen cami yok mu?

Peki bu şehirde depremden sonra şehirdeki birçok camide 3 veya 4 imam görevlendirilmedi mi?

Sen ne anlatıyorsun Mehmet Hoca?

Malatya’da Diyanet- Sen ne yapar?

Hamidiye Camii'nin ağır hasarlı olduğunu benden öğrendiniz!

En son kendi alanınızla ilgili imamların, din görevlilerin haklarını korumak ve kollamak için ne yaptınız?

Kurum içi torpille ilgili bir tane beyanatınız var mı?

Bağımsız Diyanet-Sen, yakın zamanda Diyarbakır’da bir üyesinin haklarını aramak için kurum içi yapılan mülakatın şeffaf olmadığı gerekçesiyle dava açmıştı.

Mahkeme, Kur’an Kursu Öğreticiliği kurum içi giriş sınavının sözlü aşamasında, adaylara verilen puanlamanın objektif ve denetlenebilir olmadığı gerekçesiyle iptal etti.

Müfü'nün avukatı

Sendikanın görevi budur!

Sendikanın görevi müftünün avukatlığını yapmak değildir!

Peki Malatya’da bu tür sınavlarda şaibe yok mu?

Diyanet İşleri Başkanlığı 1.250 personel alacak. Yazılı ve sözlü sınavlar yeni yapıldı.

Malatya İl Müftülüğü’nün resmi internet sayfasında bu sınav sonuçları yayımlandı.

2014’ten sonra ÖSYM “Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi” (DHBT) diye bir sınav yapıyor.

Mesela Yeşilyurt ve Battalgazi ilçeleri için DHBT puanı 60 ve üzeri olmalı diye bir kural var. Eğer 60 puanın üzerinde yeterli başvuru yoksa bu şart aranmıyor.

Cenneti garantilemiş gibi konuşan Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin’in ne anlattığımı anlaması için bir belge paylaşmak istiyorum:

Müfü'nün avukatı

 

Belgede 5.sırada yer alan Büşra Güldaş isimli hanımefendinin DHBT puanına bakar mısınız?

Taban puan 60 olmasına rağmen 59 puan almış ve kendisinden çok yüksek puan alanlar daha alt sırada yer bulabilmiş.

Mülakatta çok yüksek puan verilmiş!

Peki aynı müftülükte yani Yeşilyurt İlçe Müftülüğü’nde bu hanımefendinin babası çalışıyor mu?

Mümkünse cevap verebilir misiniz?

Mesela “mülakatlarda kamera niye yok” diye bir açıklama niye yapmıyorsunuz?

Haşa Diyanet’te torpil mi yapılıyor?

Hadi bir örnek daha vereyim.

Diyanet İşleri Başkanlığı, “Geçici Kur’an Kursu Öğreticisi” alırken İlahiyat Fakültesi’nden mezun olma şartı koyuyor.

Başkanlık diyor ki, önceliğin İlahiyat Fakültesi olsun. Sonra ön lisans mezunu daha sonra lise mezunu al.

Peki bizim Malatya İl Müftülüğü ne yapıyor?

Belgeleri paylaşıyorum:

Müfü'nün avukatı

Müfü'nün avukatı

 

Listede gördüğünüz gibi İlahiyat Fakültesi öncelenmemiş.

Niye?

Mesela bu mülakatlar niye kayıt altına alınmıyor?

Niye kamera yok?

Mehmet Engin acaba merak ediyor mu?

Müftü Bey’in avukatlığından zaman kalırsa bence bu dediklerime bi baksın.

Kimin haklarını korumakla mükellef olduğunu unutmasın!

Diyarbakır’da sendikanın başvurusu üzerine mülakatlar 30 Ekim’de mahkeme kararıyla iptal edildi.

Bu yazdıklarımdan sonra üyelerinizin haklarını korumak adına bir dava açacak mısınız?

Kul hakkı sizin için Müftü Bey’in çıkarlarından daha sonra mı geliyor?

Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Yazarın Diğer Yazıları