Şehrimizin en büyük problemi ne biliyor musunuz?
Ekonomik kriz, kalıcı konutlar, çarşının yok olması, asayiş gibi birçok sorunu dile getirebilirsiniz.
Bana göre şehrimizin en büyük problemi tecrübe eksikliği!
Yani kazanılmış beceri eksikliği…
Maalesef Malatya’nın tam da bu sorunu var.
6 Şubat gününde bu şehirde “muvazzaf” kim varsa edindiği tecrübeyi hiçbir okul, hiçbir uzmanlık veremezdi.
Son 500 yılın en yıkıcı depremini yaşarken, yaşanılan her sıkıntının çözümünü veya çözümsüzlüğünü gören her yönetici her bürokrat hatta her siyasetçi tüm mevkidaşlarından daha tecrübelidir.
Şubat belgeselini çekerken bunu bir kez daha anlamıştım.
Sadece geçmişte yapılan hataların üzerine gidip yaşadığımız olayın daha önce hiçbir yetkilinin başına gelmediğini, o günlerde taşın altında eli olanların ne yaşadığını anlamadığımızı fark ettim.
Deprem şehrimizi yıkmadı; çarpık yapılaşma, hiç ruhsat verilmeyecek binalar, alınmaması gereken imar kanunları, belediyelerin iş bilmez imar komisyonları, belediye başkanlarının liyakatsiz kararları, yapı denetim şirketlerinin denetimsizliği, beton firmalarının Allah’tan korkmaz tutumları ve müteahhitlerin para hırsı şehrimizi yok etti.
Bilimden, ilimden, dinden imandan uzak yaşıyorduk bu şehirde.
Ne bilimin gerekliliğini yerine getiriyorduk ne de cuma namazı çıkışı takındığımız tavrı hayatımıza işliyorduk.
Sivrice depreminden sonra yukarıdaki son 3 cümleyi sayısız kez teker teker ele almışımdır.
Fakat fotoğrafın sadece bir tarafına bakıyoruz.
Bu bir tarafa baktığımızı da bu yeni siyasetçiler, bu yeni bürokratlar yaşayarak gösterdi bize.
6 Şubat günü belediye başkanı olduğunuzu düşünün.
Veya milletvekili olduğunuzu ya da MASKİ Genel Müdürü olduğunuzu hayal edin.
Rem uykusundan sarsıntı yüzünden kalkmışsınız.
Şehrin tam olarak yıkıldığını bilmiyorsunuz ve size bir telefon geliyor.
Şehrin tek kaynak suyu kesiliyor!
800 bin insanı besleyen can suyu kuruyor!
Malatya Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (MASKİ) bin kişi çalışıyor.
Bir kişi bile nedenini bilmiyor.
800 bin insan dışarıda size bağırıyor.
Su yok!
Günde 30 bin ekmek üreten belediye ekmek fabrikasında o gün bir ekmek çıkaramadığınızı düşünün.
O gün bir tane ekmek yok!
Dışarıda kar yağıyor. Hava buz gibi.
Elazığ yolu haricinde tüm bağlantı yolları ya çökmüş, ya da kardan kapanmış.
Bırakın MEGSAŞ’ı MASKİ’yi…
Şehrin valisi olduğunuzu hayal edin.
O gün şehrin valisi olmak isteyen 800 bin kişiden 1 kişi çıkar mı?
AFAD’ın Malatya’da 70 personeli var. Kaçının hayatta olduğunu dahi bilmiyorsunuz.
Malatya itfaiyesinin 100 çalışanı var.
1 tane çadır yok!
O gün AFAD İl Müdürü olmak ister miydiniz?
O gün İtfaiye Daire Başkanı olmak ister miydiniz?
800 bin insan şehirden çıkmak için mücadele verirken Malatya’ya doğru yola çıkan bir bakanın 2. deprem anındaki ruh halini düşünün.
Belki de bir caddesinin ismini bile bilmediği bir şehirde kıyamet yaşanıyordu.
O gün bakan olmak ister miydiniz?
Su yok, ekmek yok, çadır yok, arama kurtarma ekibi yok!
O gün bu sorumluluğu kaçınız almak isterdi?
Bir şehrin kaderi değişirken bir grup insanın yaşadığı tecrübeyi resmetmek istedim.
O gün o gruba dahil olmak ister miydiniz?
Ağlamaklı bir ses tonuyla Elazığ Belediye Başkanı’nı arayıp “Başkanım ekmeğimiz yok, suyumuz yok” diye çaresiz bir şekilde haykırmak ister miydiniz?
CHP’nin en marjinal vekili olduğunuzu düşünün. Meclis’te kavga etmediğiniz AK Partili vekili yok.
Enkaz altına girip gencecik Gizem’in kurtarılması için Vali Bey’i aradığınızı düşünün.
Hangi ses tonu sizin ideolojinizi yansıtır?
2023’ün şubat ayı, bir grup insanın belki de bu topraklarda hiçbir yetkilinin kazanamayacağı bir tecrübe kazandırmıştır.
Ve maalesef bu bir grup insanın tecrübesinden faydalanmayı bırak, depremde bu şehirde olmayanların hışmına uğruyorlar.
6 Şubat’ın ikinci yıldönümünde anlamlı bir tane etkinlik dahi düzenleyemediler üstelik tek anlamlı projeyi de etkisizleştirmek istediler.
Mesela Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er…
Mezarlıklar Daire Başkanı’nın bile Sami Er’den daha fazla tecrübesi vardır.
Sami Er geldiğinden beri birilerinin yerini değiştiriyor.
Gazetecileri kafaya takmış durumda.
Keşke Malatya’yı kafaya taksa…
Keşke, 6 Şubat günü görev alan kim varsa tecrübesinden faydalanabilse ama onun için belirli bir cemaate bağlı olan herkes muteber!
O kıyamet günlerinde bir şube müdürlüğü yapmış yetkili bile şu anda daha önemli geliyor bana.
Mesela iki merkez ilçemizin belediye başkanları…
Yıllarca eleştirdiğim Mehmet Çınar’ı bile arayacağımızı, ağır eleştiriler getirdiğim Osman Güder’i hatırlayacağımı düşünmüyordum.
Bayram Taşkın ile İlhan Geçit şu anda Büyükşehir Belediyesi’nin birer daire başkanı gibi hareket ediyorlar.
Ne zamandan sonra belediye başkanı olurlar bilemiyorum.
Yeni vekillerimizi söylemeye bile gerek yok.
Onlara göre Selahattin Gürkan ve Öznur Çalık suçlu….
2 yıl oldu, siz ne yaptınız?
Bu şehrin yeni imarından kim sorumlu?
Sizin şu anki örümcek ağına dönen grubunuz mu yoksa deprem yaşamış grup mu?
İlk aylarda eskiyi kötülemek kısa vadede işe yarayabilir ama belli bir zamandan sonra “eski” ile ilgili söylediğiniz her şey sizin liyakatsizliğinizi faş eder.
Ve salladığınız o eski grubun bugün hala bir karşılığı varsa bunun en büyük sebebi kıyamet günlerinde yaşadıkları, yaptıkları ve yapamadıklarıdır.
Kısacası sizde olmayan kazanılmış becerileridir!
Bunu hiçbir zaman unutmayın!
https://www.youtube.com/@mahirtemur