Bundan 2 gün önce “Halay Siyaseti” başlıklı yazımda, genel hatlarıyla Malatya AK Parti teşkilatının “refleksleri” ile ilgili bir yazı yazdım.
“Liyakati” vurgularken “trol siyaseti” diyebileceğimiz tarzda bir refleksin oluştuğunu anlatırken yaklaşık bir hafta önce yerel basında çıkmış Rıdvan Budak ile ilgili SPK’nın aldığı tedbir kararını da hatırlatmıştım.
O yazımdan sonra Rıdvan Budak beni aradı.
Telefonda uzun bir görüşme yaptık.
Bazı belgeleri görmem gerektiği için yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyleyince bugüne sözleştik.
Rıdvan Budak, AK Parti Malatya İl Başkan Yardımcısı…
Yaklaşık 12 yıldır AK Parti teşkilatlarında görev yapmış bir isim.
Hem ticaret yaptığı için hem de yıllardır siyasette olduğu için İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ile ilgili bir SPK tedbiri her zaman haber değeri taşır.
Bi kere bunun altını çizmem lazım.
Yaklaşık 1 saat bugün yüz yüze görüştüğümüzde hem bazı belgeleri gördüm, hem hesap hareketlerine baktım hem de SPK’ya çekilen ihtar (İtiraz) metnini inceledim.
Bu görüşmeden sonra Borsa uzmanı diyebileceğimiz bir avukat ile telefonda görüştüm.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) haftalık olarak yayınladığı bültende 17 kişi hakkında 6 ay süreyle işlem yasağı uygulanmasını yayınlamıştı.
Bu 17 kişi içerisinde 3 kişinin soyadı Budak.
Biri Rıdvan Budak, diğeri kardeşi…
Burhan Budak ise soyadı benzerliğiymiş. Rıdvan Budak ile bir akrabalık bağı olmadığı gibi tanımıyormuş.
“Piyasa ve Borsa değeri yeni parayla 1,5 milyar TL olan bir şirkete sadece 290 bin TL hisse senedi alan biri nasıl manipülasyon yapabilir” diye söze başlayınca Rıdvan Budak, sorular sordum.
Rıdvan Budak’ın bahse konu olan Borsa hareketlerine baktım.
Mesela o tarihlerde yaklaşık 10 farklı borsada işlem gören kamu firmalarının kâğıtlarını da satın almış. Bu satın almalar da Borsa dilinde “çok düşük” rakamlar.
“Eğer o bahse geçen firma ile ilgili spekülasyon yapacak biri olsam niye farklı farklı firmaların kağıtlarını da satın alayım” dedi.
SPK Bülteni’nde “17.05.2022-31.05.2022 döneminde meydana gelen olağandışı fiyat ve miktar hareketlerine ilişkin olarak yapılan incelemeler sonucunda, Twitter ve Telegram adlı sosyal medya platformları üzerinden KRSTL payının fiyatı ile ilgili olarak yatırımcıların kararlarını etkilemek…” deniyordu.
İşte bunu sordum.
"Telegram’ım yok" dedi. Twitter hesabının ise sadece siyasi paylaşımlar için kullandığını ifade etti.
Açıkçası Rıdvan Budak’ın hesaplarına açıp baktım. Ben de Borsa ile ilgili bir şey göremedim.
Ayrıca halen eline ulaşan bir resmi tebligatın olmadığını, olayı yerel medyadan öğrendiğini ve buna rağmen SPK’ya Noter kanalıyla ihtar çektiğini söyledi.
Görüştüğüm borsa uzmanı avukat ise “1,5 milyar piyasa değerindeki bir şirketin hisselerini satın alan bir borsacı, yaklaşık 300 bin lira gibi küçük bir rakamın potansiyel olarak suç işleyecek hisse adedine sahip değildir” dedi.
Hatta avukat şu örneği verdi:
“Su tabancasıyla banka soymaya benziyor bu” dedi.
Rıdvan Budak ise yaptığı itirazın sonucunu benimle paylaşacağını, ortada büyük bir haksızlığın olduğunu ve halen incelemenin devam ettiğini vurgularken şunu çok açık ifade etti:
“Ben ticaret yapan birisiyim. Paramı faize koymuyorum. Küçük çapta borsa oynuyorum. Borsa oynamak suç değil. Yaklaşık 2,5 milyon bireysel yatırımcı borsa oynuyor. Hesap hareketlerimden, sosyal medya paylaşımlarına varıncaya kadar her hareketim açıktır. Ayrıca herhangi bir ticari ve kişisel hesabıma kısıtlama gelmemiştir”
Bu cümlelerden sonra AK Parti İl Başkanı İhsan Koca ile görüşme yapıp yapmadığını sordum.
“Yerel medyadan bu haberi gördükten hemen sonra İl Başkanım İhsan Bey’i arayıp bilgilendirdim” dedi.
Dediğim gibi uzunca bir görüşme yaptım.
Hayatım boyunca sermaye düşmanı bir çizgim olmadı. Legal yollardan istihdama katkı sağlayan her yatırımcı değerlidir.
Hiçbir zaman komplo teorilerini de şehir efsanelerini de bu köşeye alet etmedim.
Ama bir il başkan yardımcısının SPK Bülteni’nde yer alması her zaman haberdir.
Bugün bizzat bazı özel bilgileri gördüm.
Zaten onun için yazıyorum bunları…
Açıkçası Rıdvan Budak’ın bu işte bir hatasının olmadığını düşünüyorum ama bu işin de takipçisi olacağım.
Görüştüğüm avukata göre, bu 6 aylık geçici işlem yasağı önlem amaçlıymış.
Yani olay araştırılıyor ve bu araştırma sürecinde önlem amaçlı önden 6 ay geçici hisse senedi alıp-satma kısıtlaması geliyormuş.
Bakıp göreceğiz.
İşin sonucunu da bu köşede yazacağımı kıymetli okurlarım bilir.