Bundan 3.5 ay önce proje daha fikir aşamasındayken zorlanacağımı biliyordum.
Geçen yıl 6 Şubat depremlerinin birinci yıl dönümününde Soğuk Fay isimli bir belgesel çekmiş, ekip olarak aylarca emek harcamış, Antalya’da, Bolu’da, İstanbul’da, Ankara’da ve Malatya’da çekimler yapmıştık.
Depremzedeleri, gazetecileri ve bürokratların yer aldığı Soğuk Fay belgeselinin sonunda tarihe bir not düşmüştük ve hepimiz ağlamıştık.
Fakat bu proje biraz daha eleştiriye açık, Net Haber gazetesi yazarı Vahdettin Yiğitcan ağabeyimizin dediği gibi “tuzu kuru” siyasetçilerin yer aldığı bir projeydi.
Açıkçası işin başında belgeselin kurgusunu yaparken istediğimiz sonucu alamayacağımızı düşünmedim değil.
Ama Şubat belgeselinde yer alan eski vekiller, belediye başkanları ve bürokratların da bir hikayesinin olduğunu, o gün neler yaşadığını ve insani duygularını çıkarmanın gazetecilik refleksi ile baktığımda benim için bir merak konusu olduğunu belirtmek isterim.
Ben “tuzu kuru” diyemem çünkü deprem yaşanırken veya depremden sonra bu “tuzu kuru” diye söylenen vekiller bu şehri yönetiyorlardı.
Bu karmaşık duygularla ilk randevuları almaya başladık ama işin başında sorunlar başladı.
Sorunları alt başlıkta değerlendireceğim ama şunu belirtmek istiyorum ki Malatya’da bu kapsamda daha önce bir proje yapılmamıştır.
Mütevazi olmaya gerek yok, yaptığımız iş bir ekip işiydi ve ekipte yer alan her arkadaşımız alananında çok iyiydi.
Malatya’daki çekimler için sadece bir dev plato kurduk. Yaklaşık 20 gün sıfırdan bir set hazırladık.
İlk planımızda 22 kişi ile çekim yapacaktık.
Burası Malatya, istediğin şeyi gerçekleştirmen biraz zordur. Bazen hiç tahmin etmediğin yerlerden direnç görürsün.
Mesela sadece İstanbul çekimlerini 4 günde tamamlayabildik.
Ankara’ya 2 kere gitmek zorunda kaldık.
Malatya çekimleri planladığımız günde bitmedi mesela.
Kısacası hem yorucu hem eleştiriye açık hem de bu alanda yapılması zor bir iş yapıyorduk.
Beş benzemizin bir arada olduğu bir projeydi.
Veli Ağbaba ile Öznur Çalık’ı aynı projeye dahil ediyorduk.
Selahattin Gürkan ile Ahmet Çakır’ın aynı belgeselde olmasını istiyorduk.
Üstelik 2 Fahri Malatyalı bakanımızı da dahil etmiştik projeye.
Randevuların alınması, şehir dışındaki randevuların belirli birkaç güne sıkıştırılması gerekiyordu.
Hayatımda yaşamadığım durumlar ile karşılaştım.
Ama 6 Şubat akşamı Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nden çıkarken tüy gibi olmuştum.
Ekibizin verdiği emeğin ne anlam ifade ettiğini, bu projeye destek vermek için ellerinden geleni yaptığını ve bu Şubat belgeselini nasıl sahiplendiklerini görünce dünyanın en mutlu insanı olmuştum.
Hatta bırakın ekibi, ekipte yer alan konuklarımız dahi bu projeyi çok sahiplenmişlerdi.
Her ne kadar bu proje boyunca çok tartışsak da önce Akif Özbildirici’ye sonra Yunus Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum. Fikirleri, emekleri tartışılmaz. Montaj boyunca bir ay Yunus’un yerini neredeyse gasp ettik. Allah razı olsun Yunus Yılmaz ve değerli ekibine.
Bu şehirde günahıyla sevabıyla 9 belgesel çektim. Bu 9 belgeselin her aşamasında Veysel Erkuş ve Ahmet Turan Kaseler vardı. Hem Veysel’e hem de Ahmet’e çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
Bu projenin yapımcılığını Malatya Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği (MAFSAD) üstlendi.
MAFSAD’ın başkanı İnan Orhan iyi arkadaşımdır. Yılllar önce “Malatya’nın Festivali” belgeselini beraber çekmiştik. Üstelik Soğuk Fay belgeselinde emeği çoktur ve ekibimizden biriydi.
MAFSAD’ın Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Konuk aynı şekilde geçen yıl çektiğimiz Soğuk Fay belgeseline emek harcayanlardan.
Şubat belgeselinin de patronu diyeceğimiz biri.
Hem İnan Orhan’a hem de Yılmaz Konuk’a ne kadar teşekkür etsem azdır. En kötü bi yemek ısmarlamam lazım :)
Nezir Abi’yi yazmazsak olmaz. Uzun zamandır yaptığımız tüm projelerde bazen az bazen çok yer alır. Nezir Kızılkaya editörümüzdü. İyi ki var Nezir Abi.
İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Ersin Aycan bizim sanat danışmanımızdı. Yoğunluğunu biliyorduk ama her aradığımızda toplantılara katıldı. Ersin Hocamıza çok teşekkür ediyorum.
Soğuk Fay’da olduğu gibi grafik tasarımda Hüseyin Durman yer aldı. Hüseyin’in kafası ayrı çalışıyor bence. O güzel şubat logosu ve tüm görseller ile çekim alanındaki grafitiler onun eseridir.
Ekibimizde kafası farklı çalışan biri daha vardı.
Hasan Mumcu.
Kameralarımız ona emanetti. Hatta kamera arkası için bile çok emek harcadı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u beraber çekmiştik. Bakış açısını çok sevmiştim. Sonsuz teşekkür ediyorum.
Ses, ışık, drone ve fotoğraf çekimlerinde pırıl pırıl gençler ile çalıştık.
Arif Tekin, Coşkun Şabahat, Muhammed Güldaş ve Ufuk Çolak’ın büyük emekleri oldu.
İşin arşiv boyutu vardı. Deprem günü çekilen videolar ve fotoğrafları için bir ekip kurmuştuk.
Yılmaz Konuk, Veysel Erkuş, Nezir Kızılkaya, Ramis Akar, Fatih Mehmet Çubuk ve ERTV’nin arşivinden faydalandık.
Soğuk Fay’ın görüntü yönetmerinden biri olan Bayram Ayhan’ın çektiği bir videoyu Şubat belgeselinde kullanmışız. İsmini yazmayı unutmuşuz maalesef. Bayram Hocam hakkını helal etsin. Kendisini aradım ve özürlerimi ilettim. O kadar medeni karşıladı ki, Allah razı olsun kendisinden.
“Abi belgeselimizin dış sesi olur musun?” dediğimizde Muaz İçen ağabeyimiz hiç tereddüt etmeden “hay hay” demişti. Belgeselimizin girişi Muaz Abi’nin sesi ile başlıyor.
Başta biraz bahsettim. Malatya çekimleri için sıfırtan bir çekim alanı oluşturduk. O istediğimiz alanı Ajans Prof yaptı. Çok teşekkür ediyorum tekrar.
Gala gecemizin LED ve ses kurulumunu Soğuk Fay’da olduğu gibi Ömür Önder ve ekibi yaptı.
Gala gecemizin sunumunu, organizasyonunu tabii ki arkadaşım dostum Erol Tunç üstlendi.
Bi de bu işin tanıtım boyutu vardı.
Burada ER TV’den bahsetmek istiyorum biraz.
Yaklaşık 30 televizyon kanalı 6 Şubat akşamı ortak yayınladı Şubat belgeselini.
Başta ER TV Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum. Maddi manevi bizlerin yanında oldular.
Ayrıca ER TV Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Eren’in emekleri çok büyük. Allah razı olsun.
TVSEN Genel Başkanı Yunus Evliyaoğlu’na da verdiği destekten dolayı çok teşekkür ederim.
*
*
Soğuk Fay’da olduğu gibi Şubat belgeselimizde yer aldığı için öncelikle Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a çok teşekkür ederim.
Kültür ve Turizm Bakanı Özel Kalem Müdürü Fatih Gürkan’a, Kültür ve Turizm Bakanlığı Basın Müşaviri Serkan Kaya’ya ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphane Hizmetleri Daire Başkanı hemşehrimiz Çetin Şişman’a çok teşekkür ediyorum.
Röportaj teklifimizi kabul ettiği için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan da Allah razı olsun. Ayrıca Bakan Kurum’un Basın Danışmanı Aysun Torun Orhan ve basın ekibine çok teşekkür ederiz.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat’a, AK Parti milletvekilleri Öznur Çalık ve Ahmet Çakır’a, CHP milletvekili Veli Ağbaba’ya, MHP milletvekili Mehmet Fendoğlu’na çok teşekkür ederim.
Çekimleri yaptığımız sırada Bağcılar Belediye Başkanı görevini yürüten ve şu anda AK Parti İstanbul İl Başkanı seçilen Abdullah Özdemir’e de çok teşekkür ediyorum.
Önceki dönem Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’a, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’na, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’e, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın’a teşekkür ediyorum.
Malatya dendiği zaman akan suların durduğunu hissettiğimiz Bezmialem Üniversitesi Tıp Dekanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir’e, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na ve Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan’a da çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca meslektaşımız Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’dan da Allah razı olsun.
Tüm konuklarımız belgesele ayrı bir renk kattı.
Ve Şubat: Asrın En Birleştirici Ayı belgeselimizin ilk gösterimine katılan tüm misafirlerimize çok teşekkür ediyorum.
Olay bizden çıktı artık. Beğenmek, beğenmemek, eleştirmek veya belgeselin her hangi bir bölümü ile ilgili iyi veya kötü yorum yapmak sizlerin takdiri.
SAMİ ER NİYE YOKTU?
100 güne aşkın bir süre zarfında devam eden bir projeden bahsediyoruz.
Yazının başında dediğim gibi bazı sorunlar yaşadık haliyle.
Mesela Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’e belgesele katılması için ilk teklifi götürdüğümde bu projede olmaktan onur duyacağını ifade etmişti.
Hatta Soğuk Fay’ın galasına geldiğini hatırlatıp iyi bir belgeselin çıkacağından şüphe duymadığını da belirtmişti.
Tek bir talebimiz olmuştu Sami Er’den.
Sıfırdan bir setap kuracaktık ve geniş bir alana ihtiyacımız vardı. Orduzu’daki Fuar alanını kullanmak istiyorduk.
Kabul etmişti.
Biz işe koyulmuş, çekim alanı için gerekli çalışmaları başlatmış ve ben o arada katılacak tüm konuklara projeden bahsetmeye ve randevuları almaya başlamıştım.
Çekim platomuzu bitirdikten sonra hemen röportajlara başlamıştık.
Sami Er ile konuştuktan 20 gün veya bir ay sonra Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Kadir Çelik’ten katılamayacağının telefonunu almıştım.
Sami Er belgeselimize katılmak istemiyormuş!
Sebebi ise o sırada belgeselimiz ile uğraşırken gazeteciliğe devam etmekmiş!
Ben o sırada Sami Er’i eleştiriyormuşum!
“Hay hay” dedik.
“Kimseyi zorla almıyoruz” demiştim Kadir Çelik’e.
Ama bu tutarsız halinin bir belediye başkanına yakışmadığını da belirtmiştim.
Beni üzen bir gelişme de gazeteci meslektaşımız Fuat Kozluklu’nun çıkması oldu.
Önce telefonla konuşmuşuz. Belgeselde yer alacak tüm ekibi diğer tüm konuklara yaptığım gibi tek tek söylemişim. Sonra randevulaşmışız. Buradan kalkıp İstanbul’a gitmişiz ve çekimimizi yapmışız.
Tüm çekimleri bitirmişiz.
Sadece 10 gün kurgusunu yaptıktan sonra montaj aşamasına gelmişiz.
Günlerce bir fragman için zaman harcadıktan sonra Fuat Kozluklu ağabeyimiz projeden çıkmak istedi.
Şubat belgeselinin ilk fragmanından sonra “beni çıkartın” dedi.
Sami Er’e dediğimiz gibi “hay hay” dedik.
“Kimseyi zorla çıkarmıyoruz” dedim.
Bir belgeselde bir konuğun çıkması tüm kurgunun biraz da değişmesi demektir.
Günlerce tekrar tekrar geriye sarıp kurguyu izlediğiniz aşamaya getirdik.
Üstelik belgeselin son halini Kozluklu yüzünden 3 Şubat günü bitirebilmişken Fuat Kozluklu’nun ikide bir “Beni çıkardınız mı?” mesajı atması ise beni daha çok yaralamıştı.
Mesela İzmir Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ı da belgeselimizde istiyorduk.
Fakat çekimler esnasında elim bir kaza sonucu çocuğunu kaybetmişti. Allah rahmet eylesin. O acılı günlerde gidememiştik ve sonrasında ise vakit darlığından dolayı hemşehrimiz Mustafa Günay ile röportaj yapamadık.
Malatya’nın deprem sırasında 2 koordinatör bakanı vardı. Mehmet Nuri Ersoy bakanımızı biliyorsunuz ama Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’i de belgeselimize almak istedik.
Görüştüğümde katılacağını belirtmişti ama bir türlü randevulaşamadık. Ya hastalanmıştı ya da farklı illerde programı çıkmıştı.
*
*
Art niyetli olmayan her eleştireye açık olduğumu daimi okurlarım bilir.
Ha bu arada, daha çok belgesel çekeceğimi, fikir aşamasında olan 2 projemin olduğunu belirtmek isterim. Sevenlerimin dikkatine :)
Bu kadar cümleden sonra Şubat belgeselini hala izlemeyenler için bir link bırakıp yazıyı sonlandırayım.