Geçen hafta Cuma günü Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan ile bir görüşme yapmıştım. Hem kayısı çekirdeği ile ilgili fiyat istikrarsızlığını hem kayısıdaki son durumu hem de Orta Asya’dan ülkemize daha düşük fiyatlarla sokulduğu iddia edilen dedikoduları sormuştum.
Yazımdan sonra birçok telefon görüşmesi yaptım. Hem bazı ihracatçılarla hem de kayısının paydaşı diyebileceğimiz yetkililerle görüştüm.
Açıkçası ben Özbekistan, Tacikistan veya İran’dan yasadışı yollarla 2 dolara kayısı alınıp Malatya kayısısına karıştırılıp Avrupa’ya veya ABD’ye ihraç edileceğini düşünmüyorum.
Bu soruyu Ramazan Özcan’a sordum ve açık bir şekilde bu iddiaların bir dayanağı olmadığını söyledi ama yetkilileri de bilgilendirdiğini ifade etti. Hatta elinde belge-bilgi olan kim varsa Cumhuriyet Savcılarına bir satır yazıyla suç duyurusunda bulunabileceklerini de belirtmişti.
Bu söylentiler üzerine MHP Malatya milletvekili Mehmet Fendoğlu da MHP İl Kongresi’nde “İran'dan kayısı getirip Malatya kayısısı diye satan şarlatanlar var. Malatya'ya ihanettir bu, Malatya kayısısına ihanettir bu. Hepsini biliyoruz, depremi kendisine fırsat bilen şerefsizleri de biliyoruz. Kimse yapılanların kendilerine kar kalacağını düşünmesin” demişti.
Bu konuyu biraz derinlemesine araştırdığımda bazı kayısı paydaşları tarafından ciddi ciddi konuşulduğunu hatta bu söylentilerin yeni değil ta 10 yıl önceye dayandığı bilgisine ulaştım.
Elimde bilgi-belge olmadığı için kimseye iftara atacak bir gazetecilik yapamam ama güvendiğim insanlar tarafından bu konunun bu kadar konuşulmasını da es geçemem.
Aslında Malatya’daki en büyük problem bu bence.
Kimse üzerine almıyor.
Ortada çığ gibi büyüyen bir “söylenti” var ama Malatya’da bu konu ile ilgili mesela İl Tarım Müdürlüğü’nden bir ses yok!
Malatya Valiliği’nden hiçbir ses yok!
Çünkü üzerlerine almıyorlar!
Mesela MHP Milletvekili Fendoğlu açıklama yaptı. Bizim yerel basın bu kayısı ile ilgili bölümü dahi öne çıkarmadı.
Çünkü olayın vahametinden haberdar değiller!
Mesela genelde bu rekolte ve “etkisizlik” üzerine eleştirdiğim İl Tarım ve Orman Müdürü Tahir Macit görevinden alındı. Yerine Muşlu Osman Akar atandı.
Dünya Kayısı Başkenti diye tabir ettiğimiz bir şehrin Tarım İl Müdürü, Dünya Kayısı Başkentinin İl Müdürüdür aslında.
O kadar önemli bir koltuktur.
Kuru kayısı ile dünyayı domine eden bir şehrin kayısıdan sorumlu devlet kurumunun müdürü atanırken Muşlu olmayı bırak, dibimizdeki komşu illerimiz Elazığ veya Adıyamanlı dahi olmaması lazım.
Yıllar içinde Malatya’da her kademede çalışmış, belki ilçe müdürlüklerinde görev yapmış ya da kayısıyı çok iyi bilen bir akademisyen atanmalıdır.
Ülke ekonomisine yılda banko 500 milyon dolar girdi sağlayan bir şehrin il müdürünün en azından kayısı ile ilgili bir teması, bir birikimi olması beklenir ama maalesef bizi yönetenler de kayısıdan bihaber olduğu için bu açıkladığım detayı “mikro milliyetçilik” diye görürüler!
Ciddi ciddi adamlar Özbekistan kayısısına dem vuruyor. Bu söylentileri ele alacak bir resmi kurum yok mu Malatya’da?
Foto: Vali Ersin Yazıcı
Malatya Valimiz Ersin Yazıcı daha yeni geldi.
Muhtemelen bilgilendirilmemiştir ama ben birkaç bilgi paylaşmak istiyorum.
1987 yılında rahmetli Turgut Özal’ın talimatıyla kurulan bir vakfımız vardı.
Malatya Kayısı Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı.
Büyük umutlarla kurulan bu vakfın başkanı şehrin valisiydi. İkinci başkanı ise şehrin belediye başkanıydı. Ayrıca kayısı paydaşları diye tabir edilen 7 kişilik bir mütevelli heyeti de vardı.
Her ay mutlaka toplanılan bu vakfın üyeleri, kayısıda o ay ne yaşanmış, neler olmuş ve ne yapılabilir toplantıları yapardı.
Yanılmıyorsam en son Halil İbrahim Daşöz zamanında son defa toplanmışlardı!
2009’dan beri bu vakfın tek bir toplantısını görmedik!
1987 yılında o zamanın parasıyla 200 milyon TL bütçeyle kurulmuş. Bugünün parasıyla 450 bin dolar ediyormuş. Yani 12 milyon TL!
Yanılıyorsam çıkın açıklama yapın ve deyin ki en son şu tarihte toplandık!
Valimiz Ersin Yazıcı’dan bu vakıf ile ilgili ekibinden kısa bir bilgi notu almasını rica ediyorum.
Düşünün biraz…
Kayısımızı tehlikeye sokacak 3-5 ihracatçının para hırsı yüzünden Özbekistan’dan, İran’dan kayısı getirtip Malatya kayısısının içerisine harman yapılıp ihraç edildiği dedikoduları var.
Hatta bu dedikodulara resmi makamların dahi alet olduğu söylentileri var.
Üstelik bundan tam 36 yıl önce merhum Turgut Özal tarafından 12 milyon TL bütçe ile kurulmuş bir kayısı vakfımız var.
Bu söylentileri ihbar kabul edip araştırma yapabilirdi bu vakıf.
Sayın Valimiz Ersin Yazıcı’ya buradan açık ihbarda bulunmak istiyorum.
Sadece bu konuyu araştırmak için bir ekip kurulabilir. Konuştuğum insanlar haliyle isimlerini gizliyor ama devletin mülki amiri bu konuya el atarsa bir çözüm bulabilir.
Belki de sadece dedikodudur ama çığ gibi büyüyen bir söylentinin önüne geçmiş oluruz.
Ayrıca yıllardır pasif olan Malatya Kayısı Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tekrar faaliyete geçmelidir.
Kayısının eskiden Pazar sorunu, fiyat istikrarsızlığı ve devletin müdahale etmemesi gibi temel problemleri vardı.
Bugün Kayısı Ticaret Borsası’nın Lisanslı Deposu var. Bununla beraber Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin yakın zamanda hayata geçireceği Lisanslı Depo var.
Üstelik fiyat istikrarı yakalanmadığı yıllarda devreye girecek TMO var.
TARSİM, bazı sorunlar olsa da artık kayısımızı sigortalıyor.
Giderler her ne kadar üreticimizin belini kırsa da 3 yıldır “kayısımız ucuz gitti” demiyoruz.
Son birkaç yılda iyi anlamda çok gelişme yaşandı. İnkâr edemeyiz.
Ama bugün kayısının geleceği ile ilgili bazı problemlerimiz var.
Mesela kayısı fidanı olayına dikkat etmemiz lazım.
Geçen yıl 2 milyon 500 bin kayısı fidanı yetiştirildiğini duyuyoruz.
Malatya’da uzun zamandır “tarımsal sayım” diyebileceğimiz bir “kayısı raporu” çıkmıyor.
Dünya kayısı pazarının haddi belli bugün.
Mesela önümüzdeki birkaç yılda haddinden fazla kayısı hasadı elde edilirse bugün bu fiyatları bulmamız imkânsız hale gelebilir.
O yüzden İl Tarım Müdürlüğü’nün aktifliği ile beraber ilçe tarım müdürlüklerinin sahada çalışması ve her ay kayısının geleceği ile ilgili konuşan kayısı vakfımızın aktif olması elzem olmuştur.
Sadece burada TÜİK verilerine muhtaç kalırsak yetersiz olabilir.
8 milyon ile 10 milyon kayısı ağacı olduğu söyleniyor.
Burada bir denetim ve sınırlama gelmelidir.
Malatya kayısısının bir endüstri ürünü olmadığını halen “çerezlik” niyetine satıldığını bilmemiz lazım.
Özbekistan’a bi kere dikkat etmemiz hatta gidip o ülkelerde inceleme yapmamız lazım.
Hadi gelin kimsenin sormadığı soruyu sorayım Tarım İl Müdürlüğü’ne…
Malatya’dan başka ülkelere kayısı fidanı satılıyor mu?
Satılıyorsa kaç bin kayısı fidanı satılmıştır?
Bu soruya cevap verecek bir kurum var mı?
Ziraat Odaları da dâhil!
Bırakın başka ülkeleri, Malatya’da yetiştirilen kayısı fidanları Iğdır’a bile satılmamalı!
Çünkü Malatya kayısısı spesifik bir üründür. O yüzden başında “Malatya” vardır.
Bundan 55-60 yıl önce Haşhaş ekimine yasak gelince Malatya kayısısı ivme yakalamıştır. Bu ivme bugün buralara kadar gelmiştir.
Ama kuralsız, denetimsiz kendi başına bırakılan bir dünya markası ürünümüz yarın elimizden gidebilir diyorum.
Bu ihtimali hiçbir zaman göz ardı etmememiz lazım.
İşte bu ihtimali Malatya’daki tüm siyasilerimiz, tüm bürokratlarımız, 2 üniversitemiz, odalarımız, STK’larımız ve basınımız unutmamalıdır.
O yüzden Sayın Valimiz Ersin Yazıcı’nın kayısıya el atmasını gerekirse hesap sormasını hatta soruşturma açmasını talep ediyoruz.