Malatya’da her hangi bir konu tartışılırken elma ile armut birbirine karıştırılır genelde.
Olaylara bakış açımız hep “kişisel” olduğu için, düşmanımın düşmanı dostumdur şiarı ile hareket eden çok grup var.
Bir olayı enine boyuna değerlendirirken önce “kim” sorusu yerine “nasıl” sorusu sorulmadığı için hemen balıklama atlıyoruz.
Mesela Selahattin Gürkan…
Ne yaparsa yapsın her zaman suçlu görülüyor bir kesim tarafından.
Ne yaparsa yapsın her zaman haklı görülen bir tarafın da olduğunu bilmeyen yoktur.
Hatta bu son yazdığımın sayısı daha yüksek.
Geçen gün Malatya Pencere TV’de Reşat Erdoğan’ı izledim. Zaten bir süredir Reşat Erdoğan’ı Malatya Pencere TV’de sürekli görüyorduk. KJ’de “İş İnsanı” yazıyor ama bana göre Malatya Pencere TV’nin daimi program konuğu olduğu için “TV Programcısı” denebilir.
Ama son izlediğim programda inanılmaz konuşmalar dinledim.
Ben çoktandır bir yayında bu kadar açık bir şekilde bir belediye başkanına hakaret edildiğini duymadım. Üstelik hem Reşat Erdoğan hem de ismini bilmediğim sunucu sayısız kez hakaret ediyordu Başkan Gürkan’a.
İnanılır gibi değil.
Program 2 gün önce yayınlanıyor ama Malatya’da bu program ile ilgili ne bir cevap veren var ne de bu programı irdeleyen bir gazeteci.
İş insanı, hayırsever Reşat Erdoğan’ın iddiaları niye ciddiye alınmıyor?
İrdelediğim yer burası!
Hadi gelin önce Reşat Erdoğan’dan başlayalım sonra Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile ilgili iddiaları değerlendirelim.
Malatya, Reşat Erdoğan ismini 2015 Genel Seçimleri öncesi tanımıştı. O dönemler hayırsever ünvanı çok ağır basıyordu.
Çevreyolu altı diyebileceğimiz Taştepe, Melekbaba ve Çarmuzu gibi yerlerde insanlara birebir dokunuyordu. Okullara bilgisayar alıyordu diye hatırlıyorum.
Siyasete gireceğini herkes biliyordu ama bir sempati yaratmıştı Malatya’da.
2015 seçimlerine gelinirken arı gibi çalışan Reşat Erdoğan, MHP’nin kesin 1. sıra adayı olur diye bakılıyordu.
Hatta Kışla Caddesi’nde bir seçim bürosu dahi açmıştı. Gazetelere bol bol reklamlar vermişti.
Reşat Erdoğan’ın PR faaliyetini yürüten bi sürü gazeteci vardı.
O günlerde kendisini hiç tanımama rağmen olumlu bir yazı yazmıştım. İyi bir hava yakaladığını belirtmiştim. Bu yazımdan sonra birçok insan beni Reşat Erdoğan ile tanıştırmak istemiş ve beni o seçim bürosuna davet etmişti.
Tabii gitmemiştim.
Böyle bir havayla en azından MHP’den aday adayı olduğunu tahmin ettiğimiz Reşat Erdoğan, listeye alınmamıştı.
2015 seçimlerinde MHP’den 1’inci sırayı Arif Yıldız’a, 2’nci sırayı ise yakın zamanda İYİ Parti İl Başkanlığından istifa eden Hakan Yılmaz’a vermişlerdi.
Kısacası Reşat Erdoğan MHP genel merkezi tarafından listeye alınmamıştı.
2015 seçimlerinden 7-8 ay sonra dönemin MHP Malatya İl Başkanı Mehmet Erdem ile bir röportaj yapmıştım.
Reşat Erdoğan niye listeye girmedi diye sorunca…
“Reşat Erdoğan’ın adaylık başvurusu alınmamış” demişti.
Kısacası, MHP genel merkezi Reşat Erdoğan’ın aday adaylık başvurusunu dahi kabul etmemiş diyordu Mehmet Erdem.
Bu söylem aynen BUSABAH gazetesinde yazdığım yazıda yayınlandı ama bir yalanlama dahi gelmemişti.
Seçime bu kadar hazırlıklı çalışan ve çok para harcayan Reşat Erdoğan’ın niye aday adaylık başvurusu kabul edilmemişti?
Bu muamma halen gizemini koruyor.
Aslında 2015 seçimlerinden kısa bir süre önce şehirde yayın hayatına devam eden Türkiyem TV’yi satın almıştı Reşat Erdoğan.
Açıkçası Türkiyem TV o yıllarda adından çokça söz ettiren bir kanal olmuştu.
Daha sonra birden Türkiyem TV, ulusal mecrada boy göstermek istedi. Televizyonun önce genel merkezi Ankara’ya taşındı sonra Malatya’daki yeri kapatıldı.
Reşat Erdoğan İYİ Parti’ye geçmişti. Hatta Türkiyem TV, MHP’den kopan yenilikçi hareketinin televizyonu haline dönüşmüştü. Tüm il programlarını canlı veriyordu.
İYİ Parti’nin GİK üyesi olan Reşat Erdoğan birden Türkiyem TV’nin yayınlarını durdurmuştu. 2017 yılında kurulan İYİ Parti, 2018 Genel Seçimleri ile ilk defa boy gösterecekti.
Bu sefer Ankara’dan İYİ Parti’den aday adayı olmuştu.
Ankara’nın 3. Bölgesi diye tabir edilen ve 12 milletvekili çıkarılan bir bölgeden aday adaylığını açıklamıştı.
İYİ Parti’nin kurucularından yer alan Reşat Erdoğan, Ankara 3. Bölge 3. Sıra milletvekili adayı gösteriliyordu ama seçilemiyordu.
Tam olarak Türkiyem TV’yi hangi ara sattığı tam olarak bilinmese de 2 yıl yayın karartan televizyon Meral Akşener’in danışmanı diye bilinen Mustafa Hakan Ünser ve 2 arkadaşına 1 milyon dolara satıldığı haberleri yapılır.
Bu haberlerden 10-15 gün sonra yani 2018 yılının ekim ayında Reşat Erdoğan İYİ Parti’den istifa eder. İstifası da birçok yaygın mecrada yayınlanır.
Aradan yıllar geçer. Hangi ara MHP’ye tekrar geçildiği bilinmiyor ama 2023 seçimlerinden önce tekrar Malatya’da programlar yapmaya başlar. Birçok kez açık hava reklamlarında yer alır. Önce Vuslat TV’de sonra Malatya Pencere TV’ye konuk olur.
Bu programların tek ortak noktası Selahattin Gürkan’dır.
Bu arada babasının adına kurduğu Faik Erdoğan Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı olur. Cami yaptırır, camileri tamir eder ve aşure dağıtımı gibi faaliyetlerine devam eder.
2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden önce bu sefer MHP’den aday adayı olur.
Birçok mecrada aday adaylığı ilan edilir. Ama yine listeye giremez.
6 Şubat depremlerinden sonra ilk defa Pencere TV’ye çıktığını hatırlıyorum.
2 gün önce yayına çıktığı program bana göre son zamanlarda görmediğim bir seviyesizlikle gerçekleşti.
Bi kere Reşat Erdoğan’ın üslubu çok yanlış. Bu üsluba karşı sunucunun sürekli Reşat Erdoğan’ı “tamamlayacağım” derken yaptığı konuşmalar ise kabul edilebilir düzeyde değil maalesef.
Malatya Büyükşehir Belediyesi koltuğunda kim oturursa otursun, açık bir televizyon yayınında (Youtube olsa da) bu kadar seviyesiz bir program yapılması şehrimiz adına üzücüdür.
Programın seviyesini ölçmeniz için sadece bu programdan bir dakikalık bir kesiti vermek istiyorum:
Reşat Erdoğan, programa tabağın içinde iki meyve getirmiştir. Biri elma diğeri nardır. Dünyanın en saçma diyalogları şu şekilde başlıyor:
Reşat Erdoğan: Bu meyve 3 cinsel bir meyve. Söylediğim cümlelerin hepsini bilerek söylüyorum. Bu meyvenin adı ne derseniz? Bu meyvenin adını bulma ihtimali yok.
Sunucu: İki çeşit yani… Elmaya benziyor, armuta benziyor
Reşat Erdoğan: Elmaya benziyor, armuta benziyor. Şuna bakınca nara benziyor.
Sunucu: Evet onlara benziyor biraz.
*
*
Burada keseyim diyalogları. Arkadaş tabakta iki meyve var. Biri elma diğeri nar.
Neyse devam edelim.
*
Reşat Erdoğan: Şimdi bunun adı Selahattin Gürkan.
Sunucu: (Gülüyor)
Reşat Erdoğan: Bunun ismini ben koydum. İnşallah Allah günah yazmaz. Öyle birinin ismini meyveye verdiğim için.
(Biraz duraksama oluyor)
Reşat Erdoğan: Şimdi niye Selahattin Gürkan? Bu meyve (tabaktaki elmayı eline alıyor), buradan baktığımızda elma, bu tarafına sapına baktığımızda bu armut.
(O arada tabaktaki nara bakıyor)
Reşat Erdoğan: Buraya baktığımızda nara benzeten var.
Sunucu: Nara benziyor. Şu da sanırım… Armut mu bu?
*
*
Bi durun hele. Ya arkadaş ne armudu, topu topu 2 meyve var. Biri nar diğeri elma.
Devam edelim:
*
Reşat Erdoğan: Aynı aynı, bunun aynısı… Yok bu da Selahattin Gürkan.
Sunucu: Bu da Selahattin Gürkan. Alabilir miyiz bunu. (Narı eline alıyor) Bu sanki daha 3 çeşit gibi oldu.
Reşat Erdoğan: Yok. O kızarmış bu daha yeni kızarıyor.
Sunucu: He anladım.
Reşat Erdoğan: (Elindeki elmadan bahsederek) Şimdi bunun içi de ayva.
Sunucu: (Elindeki narı kast ederek) Bunun içi de mi ayva?
Reşat Erdoğan: Evet, aynı meyve. Şimdi bu 3 cinssel bir meyve. Şimdi niye Selahattin Gürkan?
(Elindeki elmanın üst tarafını göstererek)
Reşat Erdoğan: Şimdi Selahattin Gürkan’a bu taraftan baktığın zaman AK Parti’nin belediye başkanı. Diğer taraftan baktığın zaman CHP’li. Efendim İYİ Partili. Efendim Atatürkçü. Bu taraftan bakınca böyle. İçini açtığın zaman da Hadepli.
Sunucu: Teyitsiz konuşmayan birine benziyorsunuz.
(O arada Selahattin Gürkan’ın Arguvan Türkü Festivali’ne katıldığı bir görüntüsü yayına verilir. Arguvan Belediye Başkanı, Veli Ağbaba ve Bülent Tüfenkci vardır karede. Gürkan’ın arkasında ise HDP milletvekili duruyor)
Reşat Erdoğan: (Eline elmayı alıp) Bunun içi Hadepli dediğimde…
Sunucu: Şimdi gerçekten anlam buldu… Bu meyve… AK Parti, CHP ve Hadep…
Reşat Erdoğan: Öyle değil. AK Parti-CHP değil. (Elmayı eline alıp) Bu Selahattin Gürkan, Selahattin Gürkan’ın bir yüzü AK Parti, bir yüzü CHP-İYİ Parti ve Atatürkçü Düşünce Derneği… Selahattin Gürkan yüz bin kere Atatürkçü Düşünce Derneğine kurban olsun.
Sunucu: Tabii kırmızı çizgimizdir.
Reşat Erdoğan: Bi yüzü öyle, içi…
Sunucu: İçi Hadep.
Reşat Erdoğan: İçi görünmüyor. Şimdi burada masadaki mübarek meyveye baktığımız zaman içi görünüyor mu? Görünmüyor. İşte içi görünmüyor, iç kıs mı da Hadep. Bu ekrandaki resimle Selahattin Gürkan bunu zaten kanıtlıyor.
*
*
Arkadaş bu nasıl bir program?
Ortada 2 meyve var. Reşat Erdoğan bir mizansen yapmak istiyor ama dünyanın en saçma diyalogları ile devam ederken sunucu da kendini kaptırıp gazeteciliği yerin dibine sokuyor.
İşte tam bir saat Reşat Erdoğan ve sunucu Gürkan’a hakaret ederken birkaç iddia da ortaya attı.
Burada o hakaretleri tekrarlayamam ama bir iddiayı yazmam lazım.
Reşat Erdoğan’ın iddiasına göre 6 Şubat depremlerinden sonra il dışından gelen yardımlar Esenlik Marketlerin deposuna yığdırılmış.
Bu korkunç bir iddiadır.
Bu programdan tam 2 gün geçti ama halen bir cevap gelmedi.
Tamam, kendisine sürekli hakaret eden biri dikkate almayabilir ama iddia korkunç seviyede olduğu için cevap verilmesi lazım.
Reşat Erdoğan diyor ki…
İl dışından yardımlar geldi ama bunun bir bölümü Esenlik’in depolarına kaldırıldı. Dağıtılmadı demeye getiriyor.
Esenlik Genel Müdürü veya Büyükşehir’den yetkili biri cevaplarsa sevinirim.
Büyükşehir Belediyesi koltuğuna oturduğundan beri sayısız kez eleştirdiğim, sayısız kez yazdığım veya yaptığım haberlerden sonra hedef haline getirildiğim ortadayken Başkan Gürkan’ı savunacak bir halde olmayabilirim.
6 Şubat depremlerinden sonra açık bir şekilde bendenizi tehdit edip sonra MASKİ kanalıyla hakkımda suç duyurusunda bulunan Selahattin Gürkan’ı savunmak gibi bir derdim olamaz ama ben gazeteciyim.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek için bu mesleği yapıyorum.
Reşat Erdoğan’ın üslubu da karşısındaki sunucunun hali de doğru değil.
Gürkan’ın bi ton yanlışı var. Çoğunu da buradan okumuşsunuzdur. Muhtemelen yarın yine yazacağım.
Ama seviye bu kadar düşmemeli…
Ayrıca Reşat Erdoğan, alenen birilerini tehdit ediyor ama sunucu bunu da anlamıyor.
AK Parti tekrar Selahattin Gürkan’ı aday gösterirse bütün foyalarını ortaya sereceğim diyor.
Reşat Erdoğan kusura bakmasın ama “militan gazeteciler” gibi bir tutuma geçmiş!
Faik Erdoğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Erdoğan’a tavsiyem, adaylık sürecini beklememesidir.
Varsa bir bildiği kamu yararına açıklamalıdır.
Önce “bak konuşurum” deyip sonra “parayı alınca” yağlayan gazeteciler gibi önden salvolar atmak en azından Reşat Erdoğan’a yakışmaz.
Ayrıca bu üslupla, hiçbir siyasetçi hiçbir bir zaman açık kaynaklardan sizi dikkate almaz.
Ama dediğim gibi, gazetecilik refleksi ile Esenlik ile ilgili iddialarınızı önemsiyorum.
Böyle bir durum varsa Cumhuriyet Savcılarımızın resen devreye girmesi lazım.
O yüzden tekrar soruyorum:
Esenlik depolarına yardım tırları girdi mi?
Girmişse dağıtıldı mı?
Dağıtıldıysa nerelere dağıtıldı?