Mahir Temur

Yardımlar Esenlik'in depolarına mı yığıldı?

Mahir Temur

Malatya’da her hangi bir konu tartışılırken elma ile armut birbirine karıştırılır genelde.

Olaylara bakış açımız hep “kişisel” olduğu için, düşmanımın düşmanı dostumdur şiarı ile hareket eden çok grup var.

Bir olayı enine boyuna değerlendirirken önce “kim” sorusu yerine  “nasıl” sorusu sorulmadığı için hemen balıklama atlıyoruz.

Mesela Selahattin Gürkan…

Ne yaparsa yapsın her zaman suçlu görülüyor bir kesim tarafından.

Ne yaparsa yapsın her zaman haklı görülen bir tarafın da olduğunu bilmeyen yoktur.

Hatta bu son yazdığımın sayısı daha yüksek.

Geçen gün Malatya Pencere TV’de Reşat Erdoğan’ı izledim. Zaten bir süredir Reşat Erdoğan’ı Malatya Pencere TV’de sürekli görüyorduk. KJ’de “İş İnsanı” yazıyor ama bana göre Malatya Pencere TV’nin daimi program konuğu olduğu için “TV Programcısı” denebilir.

Ama son izlediğim programda inanılmaz konuşmalar dinledim.

Ben çoktandır bir yayında bu kadar açık bir şekilde bir belediye başkanına hakaret edildiğini duymadım. Üstelik hem Reşat Erdoğan hem de ismini bilmediğim sunucu sayısız kez hakaret ediyordu Başkan Gürkan’a.

İnanılır gibi değil.

Program 2 gün önce yayınlanıyor ama Malatya’da bu program ile ilgili ne bir cevap veren var ne de bu programı irdeleyen bir gazeteci.

İş insanı, hayırsever Reşat Erdoğan’ın iddiaları niye ciddiye alınmıyor?

İrdelediğim yer burası!

Hadi gelin önce Reşat Erdoğan’dan başlayalım sonra Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile ilgili iddiaları değerlendirelim.

Malatya, Reşat Erdoğan ismini 2015 Genel Seçimleri öncesi tanımıştı. O dönemler hayırsever ünvanı çok ağır basıyordu.

Çevreyolu altı diyebileceğimiz Taştepe, Melekbaba ve Çarmuzu gibi yerlerde insanlara birebir dokunuyordu. Okullara bilgisayar alıyordu diye hatırlıyorum.

Siyasete gireceğini herkes biliyordu ama bir sempati yaratmıştı Malatya’da.

2015 seçimlerine gelinirken arı gibi çalışan Reşat Erdoğan, MHP’nin kesin 1. sıra adayı olur diye bakılıyordu.

Hatta Kışla Caddesi’nde bir seçim bürosu dahi açmıştı. Gazetelere bol bol reklamlar vermişti.

Reşat Erdoğan’ın PR faaliyetini yürüten bi sürü gazeteci vardı.

O günlerde kendisini hiç tanımama rağmen olumlu bir yazı yazmıştım. İyi bir hava yakaladığını belirtmiştim. Bu yazımdan sonra birçok insan beni Reşat Erdoğan ile tanıştırmak istemiş ve beni o seçim bürosuna davet etmişti.

Tabii gitmemiştim.

Böyle bir havayla en azından MHP’den aday adayı olduğunu tahmin ettiğimiz Reşat Erdoğan, listeye alınmamıştı.

2015 seçimlerinde MHP’den 1’inci sırayı Arif Yıldız’a, 2’nci sırayı ise yakın zamanda İYİ Parti İl Başkanlığından istifa eden Hakan Yılmaz’a vermişlerdi.

Kısacası Reşat Erdoğan MHP genel merkezi tarafından listeye alınmamıştı.

2015 seçimlerinden 7-8 ay sonra dönemin MHP Malatya İl Başkanı Mehmet Erdem ile bir röportaj yapmıştım.

Reşat Erdoğan niye listeye girmedi diye sorunca…

“Reşat Erdoğan’ın adaylık başvurusu alınmamış” demişti.

Kısacası, MHP genel merkezi Reşat Erdoğan’ın aday adaylık başvurusunu dahi kabul etmemiş diyordu Mehmet Erdem.

Bu söylem aynen BUSABAH gazetesinde yazdığım yazıda yayınlandı ama bir yalanlama dahi gelmemişti.

Seçime bu kadar hazırlıklı çalışan ve çok para harcayan Reşat Erdoğan’ın niye aday adaylık başvurusu kabul edilmemişti?

Bu muamma halen gizemini koruyor.

Aslında 2015 seçimlerinden kısa bir süre önce şehirde yayın hayatına devam eden Türkiyem TV’yi satın almıştı Reşat Erdoğan.

Açıkçası Türkiyem TV o yıllarda adından çokça söz ettiren bir kanal olmuştu.

Daha sonra birden Türkiyem TV, ulusal mecrada boy göstermek istedi. Televizyonun önce genel merkezi Ankara’ya taşındı sonra Malatya’daki yeri kapatıldı.

Reşat Erdoğan İYİ Parti’ye geçmişti. Hatta Türkiyem TV, MHP’den kopan yenilikçi hareketinin televizyonu haline dönüşmüştü. Tüm il programlarını canlı veriyordu.

İYİ Parti’nin GİK üyesi olan Reşat Erdoğan birden Türkiyem TV’nin yayınlarını durdurmuştu. 2017 yılında kurulan İYİ Parti, 2018 Genel Seçimleri ile ilk defa boy gösterecekti.

Bu sefer Ankara’dan İYİ Parti’den aday adayı olmuştu.

Ankara’nın 3. Bölgesi diye tabir edilen ve 12 milletvekili çıkarılan bir bölgeden aday adaylığını açıklamıştı.

İYİ Parti’nin kurucularından yer alan Reşat Erdoğan, Ankara 3. Bölge 3. Sıra milletvekili adayı gösteriliyordu ama seçilemiyordu.

Tam olarak Türkiyem TV’yi hangi ara sattığı tam olarak bilinmese de 2 yıl yayın karartan televizyon Meral Akşener’in danışmanı diye bilinen Mustafa Hakan Ünser ve 2 arkadaşına 1 milyon dolara satıldığı haberleri yapılır.

Bu haberlerden 10-15 gün sonra yani 2018 yılının ekim ayında Reşat Erdoğan İYİ Parti’den istifa eder. İstifası da birçok yaygın mecrada yayınlanır.

Aradan yıllar geçer. Hangi ara MHP’ye tekrar geçildiği bilinmiyor ama 2023 seçimlerinden önce tekrar Malatya’da programlar yapmaya başlar. Birçok kez açık hava reklamlarında yer alır. Önce Vuslat TV’de sonra Malatya Pencere TV’ye konuk olur.

Bu programların tek ortak noktası Selahattin Gürkan’dır.

Bu arada babasının adına kurduğu Faik Erdoğan Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı olur. Cami yaptırır, camileri tamir eder ve aşure dağıtımı gibi faaliyetlerine devam eder.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden önce bu sefer MHP’den aday adayı olur.

Birçok mecrada aday adaylığı ilan edilir. Ama yine listeye giremez.

6 Şubat depremlerinden sonra ilk defa Pencere TV’ye çıktığını hatırlıyorum.

2 gün önce yayına çıktığı program bana göre son zamanlarda görmediğim bir seviyesizlikle gerçekleşti.

Bi kere Reşat Erdoğan’ın üslubu çok yanlış. Bu üsluba karşı sunucunun sürekli Reşat Erdoğan’ı “tamamlayacağım” derken yaptığı konuşmalar ise kabul edilebilir düzeyde değil maalesef.

Malatya Büyükşehir Belediyesi koltuğunda kim oturursa otursun, açık bir televizyon yayınında (Youtube olsa da) bu kadar seviyesiz bir program yapılması şehrimiz adına üzücüdür.

Programın seviyesini ölçmeniz için sadece bu programdan bir dakikalık bir kesiti vermek istiyorum:

Reşat Erdoğan, programa tabağın içinde iki meyve getirmiştir. Biri elma diğeri nardır. Dünyanın en saçma diyalogları şu şekilde başlıyor:

Reşat Erdoğan: Bu meyve 3 cinsel bir meyve. Söylediğim cümlelerin hepsini bilerek söylüyorum. Bu meyvenin adı ne derseniz? Bu meyvenin adını bulma ihtimali yok. 

Sunucu: İki çeşit yani… Elmaya benziyor, armuta benziyor

Reşat Erdoğan: Elmaya benziyor, armuta benziyor. Şuna bakınca nara benziyor.

Sunucu: Evet onlara benziyor biraz.

*
*
Burada keseyim diyalogları. Arkadaş tabakta iki meyve var. Biri elma diğeri nar.
Neyse devam edelim.

*

Reşat Erdoğan: Şimdi bunun adı Selahattin Gürkan.

Sunucu: (Gülüyor)

Reşat Erdoğan: Bunun ismini ben koydum. İnşallah Allah günah yazmaz. Öyle birinin ismini meyveye verdiğim için.

(Biraz duraksama oluyor)

Reşat Erdoğan: Şimdi niye Selahattin Gürkan? Bu meyve (tabaktaki elmayı eline alıyor), buradan baktığımızda elma, bu tarafına sapına baktığımızda bu armut.

(O arada tabaktaki nara bakıyor)

Reşat Erdoğan: Buraya baktığımızda nara benzeten var.

Sunucu: Nara benziyor. Şu da sanırım… Armut mu bu?

*
*
Bi durun hele. Ya arkadaş ne armudu, topu topu 2 meyve var. Biri nar diğeri elma. 

Devam edelim:

*

Reşat Erdoğan: Aynı aynı, bunun aynısı… Yok bu da Selahattin Gürkan.

Sunucu: Bu da Selahattin Gürkan. Alabilir miyiz bunu. (Narı eline alıyor) Bu sanki daha 3 çeşit gibi oldu.

Reşat Erdoğan: Yok. O kızarmış bu daha yeni kızarıyor.

Sunucu: He anladım.

Reşat Erdoğan: (Elindeki elmadan bahsederek) Şimdi bunun içi de ayva.

Sunucu: (Elindeki narı kast ederek) Bunun içi de mi ayva?

Reşat Erdoğan: Evet, aynı meyve. Şimdi bu 3 cinssel bir meyve. Şimdi niye Selahattin Gürkan?
 

(Elindeki elmanın üst tarafını göstererek) 

Reşat Erdoğan: Şimdi Selahattin Gürkan’a bu taraftan baktığın zaman AK Parti’nin belediye başkanı. Diğer taraftan baktığın zaman CHP’li. Efendim İYİ Partili. Efendim Atatürkçü. Bu taraftan bakınca böyle. İçini açtığın zaman da Hadepli.

Sunucu: Teyitsiz konuşmayan birine benziyorsunuz.

(O arada Selahattin Gürkan’ın Arguvan Türkü Festivali’ne katıldığı bir görüntüsü yayına verilir. Arguvan Belediye Başkanı, Veli Ağbaba ve Bülent Tüfenkci vardır karede. Gürkan’ın arkasında ise HDP milletvekili duruyor)

Reşat Erdoğan: (Eline elmayı alıp) Bunun içi Hadepli dediğimde…

Sunucu: Şimdi gerçekten anlam buldu… Bu meyve… AK Parti, CHP ve Hadep…

Reşat Erdoğan: Öyle değil. AK Parti-CHP değil. (Elmayı eline alıp) Bu Selahattin Gürkan, Selahattin Gürkan’ın bir yüzü AK Parti, bir yüzü CHP-İYİ Parti ve Atatürkçü Düşünce Derneği… Selahattin Gürkan yüz bin kere Atatürkçü Düşünce Derneğine kurban olsun.

Sunucu: Tabii kırmızı çizgimizdir.

Reşat Erdoğan: Bi yüzü öyle, içi…

Sunucu: İçi Hadep.

Reşat Erdoğan: İçi görünmüyor. Şimdi burada masadaki mübarek meyveye baktığımız zaman içi görünüyor mu? Görünmüyor. İşte içi görünmüyor, iç kıs mı da Hadep. Bu ekrandaki resimle Selahattin Gürkan bunu zaten kanıtlıyor.

*
*

Arkadaş bu nasıl bir program?

Ortada 2 meyve var. Reşat Erdoğan bir mizansen yapmak istiyor ama dünyanın en saçma diyalogları ile devam ederken sunucu da kendini kaptırıp gazeteciliği yerin dibine sokuyor.

İşte tam bir saat Reşat Erdoğan ve sunucu Gürkan’a hakaret ederken birkaç iddia da ortaya attı.

Burada o hakaretleri tekrarlayamam ama bir iddiayı yazmam lazım.

Reşat Erdoğan’ın iddiasına göre 6 Şubat depremlerinden sonra il dışından gelen yardımlar Esenlik Marketlerin deposuna yığdırılmış.

Bu korkunç bir iddiadır.

Bu programdan tam 2 gün geçti ama halen bir cevap gelmedi.

Tamam, kendisine sürekli hakaret eden biri dikkate almayabilir ama iddia korkunç seviyede olduğu için cevap verilmesi lazım.

Reşat Erdoğan diyor ki…

İl dışından yardımlar geldi ama bunun bir bölümü Esenlik’in depolarına kaldırıldı. Dağıtılmadı demeye getiriyor.

Esenlik Genel Müdürü veya Büyükşehir’den yetkili biri cevaplarsa sevinirim.

Büyükşehir Belediyesi koltuğuna oturduğundan beri sayısız kez eleştirdiğim, sayısız kez yazdığım veya yaptığım haberlerden sonra hedef haline getirildiğim ortadayken Başkan Gürkan’ı savunacak bir halde olmayabilirim.

6 Şubat depremlerinden sonra açık bir şekilde bendenizi tehdit edip sonra MASKİ kanalıyla hakkımda suç duyurusunda bulunan Selahattin Gürkan’ı savunmak gibi bir derdim olamaz ama ben gazeteciyim.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek için bu mesleği yapıyorum.

Reşat Erdoğan’ın üslubu da karşısındaki sunucunun hali de doğru değil.

Gürkan’ın bi ton yanlışı var. Çoğunu da buradan okumuşsunuzdur. Muhtemelen yarın yine yazacağım.

Ama seviye bu kadar düşmemeli…

Ayrıca Reşat Erdoğan, alenen birilerini tehdit ediyor ama sunucu bunu da anlamıyor.

AK Parti tekrar Selahattin Gürkan’ı aday gösterirse bütün foyalarını ortaya sereceğim diyor.

Reşat Erdoğan kusura bakmasın ama “militan gazeteciler” gibi bir tutuma geçmiş!

Faik Erdoğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Erdoğan’a tavsiyem, adaylık sürecini beklememesidir.

Varsa bir bildiği kamu yararına açıklamalıdır.

Önce “bak konuşurum” deyip sonra “parayı alınca” yağlayan gazeteciler gibi önden salvolar atmak en azından Reşat Erdoğan’a yakışmaz.

Ayrıca bu üslupla, hiçbir siyasetçi hiçbir bir zaman açık kaynaklardan sizi dikkate almaz.

Ama dediğim gibi, gazetecilik refleksi ile Esenlik ile ilgili iddialarınızı önemsiyorum.

Böyle bir durum varsa Cumhuriyet Savcılarımızın resen devreye girmesi lazım.

O yüzden tekrar soruyorum:

Esenlik depolarına yardım tırları girdi mi?

Girmişse dağıtıldı mı?

Dağıtıldıysa nerelere dağıtıldı?

@mahirtemur

Yorumlar 12
Cenk’in arkadaşı 26 Ekim 2023 20:58

Akla mantığa uygun bir whatsap yazışmasını müsadenizle paylaşmak isterim Mahir bey. Lütfen yayınlarmısınız. Hatta haber olarak bile yayınlayabilirsini. Evlatlarınızın geleceği ve özgür demokratik basın olmanın gereği olarak. Saygılarımla CUMHURİYETİN 100. YILINDA MALATYA VE RASYONELİTE Yüzüncü kuruluş dönemine gireceğimiz Cumhuriyetin yıldönümünde Malatya’da hüzün ve umutsuzluk hakim. Oysaki 100 yıl üzerinde geçen Cumhuriyet rejimimizde bu denli umutsuzluğa yer olmamalı idi. Ancak Malatyanın üstüne kabus gibi çöken gaflet, dalalet ve hiyanet karşısında bu umutsuzluk kaçınılmaz oldu. 6 Şubat depreminde 1346 yurttaşını kaybeden Cumhuriyet şehri Malatya’da (Malatya tam bir cumhuriyet şehridir. Çünkü Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Sümer, Şeker, Tekel fabrikaları vd yatırımlarla şehirlik vasfı kazanmıştır.) gaflet, delalet ve hiyanet deprem sonrası ayyuka çıktı. 1346 yurttaşın ölümü istatistik olarak algılandı. 1346 can, umut, hayal ve yoldaşlığı toprağın altına gömdük. Ne acıyı yeterince yaşayabildik ne de ihanetin boyutunu anlayabildik. Ne 2020 öncesi alınmayan tedbirler nede 2020 sonrası Elazığ depremi ile bangır bangır geliyorum diyen felakete karşı tedbir almayan gaflet, delalet ve hiyanet en küçük özeleştiri bile vermedi. Hatta aymazlık düzeyinde yine yalanlar yine reklamlar yine piarlara düçar olduk. Devletin ve tüyü bitmemiş yetimlerin hakları, Edirne’den Van’a, Balıkesir’den Elazığ’a , Sivas’tan Erzurum’a tüm Türkiye ulusunun gönderdiği yardımlar dahi hiyanete kurban edildi. Ve Cumhuriyetimizin 100 yılında umutlarımız Malatya için yerel seçimlere kaldı. Zira 6 Şubat depreminde parti ayrımı yapmaksızın görevde olan vekillerin tamamı dahil olmak üzere şimdiki vekillerinin de neredeyse tamamı dahil olmak üzere Malatya için birşey yapma irade, gayret ve niteliğin olmadığı malesef hepimizin gözlemi ve ayıbıdır. Yerel yönetimlerin başındakileri ise al birini vur ötekine. Faşist Hitlerin propaganda bakanı Goebbels'in Büyük Yalan tekniği “ Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaklardır.” sözünü tek doğru sayan yerel idarecilerin beceriksiz, birikimsiz, vizyonsuz laf ebeliğinin ötesine gitmeyen sözlerine her gün yurttaşın etmesi gereken isyanı varlıkları ile yıkılan binalar, tarumar caddeler, sokaklar ve yalnızlığı ve çıplaklığı ile konteyner kentler yapıyor. Ama kentin insanı hala demokratik hakkını kullanmaktan aciz korkak ve hesapçı taşralı tüccar kurnazlığında. İşte bu ahval ve şerait içinde sadece gençliğe değil tüm Malatyalı yurttaşlara düşen vazifeler şunlardır. 1- Siyasi tercihlerini bir kenara bırakarak öncelikli bir Cumhuriyet şehri olan Malatyamızı ayağa kaldıracak belediyecilik birikimi, vizyonu, dürüstlüğü olan siyasetçiliğinden çok yeteneği ve işbitiriciliği olan kimler varsa onlardan yana olmaktır. 2- Kendi küçük çıkarlarını, hesaplarını bir kenara bırakıp şehri düşünerek soğukkanlı, mantıklı karar vermektir. 3- Bu şartlar dahilinde Büyükşehir, Yeşilyurt ve Battalgazi ilçe Belediye başkanlarının bir an önce değiştirilmesi gerektiğini söylemeye bile gerek yok. Hatta bu 3 başkanın yargılanması için bizatihi seçimlerden sonra yurttaşların ve demokratik çağdaş STK ve Odaların davalar yoluyla daha yoğun ve net taraf olması gerektiğini de hiç bir vakit gündemden düşürmemek gerek. Ki bir daha Malatya’mız bu acılara bu ölümlere muhatap olmasın. Burada çağdaş, demokrat, halkçı be yurtsever olarak bize daha çok görev düşüyor. Konuyu istemeden de olsa mecburen bir somut değerlendirmelere getirecek olursam; İlçe belediye başkan adaylarından önce Büyükşehir’i öncelikle değerlendirmemiz gerekiyor. İlçeleri gelecek yazıda umarım değerlendiririm. Bu yazdıklarımdan ötürü meşhur ifade ile bizim mahalle lütfen beni eleştirmesin. Ne döneğim nede başka değirmene su taşıyorum. Cumhuriyet ve Malatya için mecburiyetten ötürü rasyoneliteyi yazıyorum. Selahattin Gürkanın adaylığı hariç Malatya’da seçimi AKP alır. Tarihinin en kötü adayları ile Haziran seçiminde E alan Akp ve destekçisi MHP oylarına bakınca belli seçim AKP’nin. O halde bize düşen AKP adayının doğru biri olmasını istemek ve taraf olmaktır. Çünkü AKP, Selahattin Gürkan’ı aday edecek kadar aptal değildir. O zaman diğer adaylara bakmak ve şehrin menfaatleri üzerinden değerlendirmek lazım. 1- İsmi en çok geçenlerden Öznur Çalık. Klasik laf kalabalığı yapan sağın DYP ve Demirel çizgisinden olduğu için aynen o gelenekle laf kalabalığına devam edecektir. 20 yılı aşkındır en çok eleştirdiğimiz AKP de adam yokluğundan meşhur olmuş 20 yıl boyunca gelmeyen hızlı trenlerden, gelmeyen sivil hastaneden, gelmeyen çevre yolundan, gelmeyen adliye binasından, gelmeyen şehir hastanesinden, gelmeyen yatırımlardan sorumlu ve sorunlu. Ne belediyeciliği bilir, ne bütçe yönetmeyi, ne imarı, ne de inşaatı. Lafta iyidir. 2-Bülent Tüfenkçi Cumhuriyet tarihinin en etkisiz en başarısız en beceriksiz bakanı olarak adını tarihe yazdırdı. Koca Cumhuriyete yazık. Ne bakan ağırlığı oldu ne vekil ağırlığı. Selahattin Gürkanın emir eri olarak ona şehri emanet etmek Malatya’ya ihanet etmek. En fazla gümrük muhafaza memuru olacak biri. 3- Sami Er siyasetten gelmemesi, bürokrat olması avantaj. İl özel idare tecrübesinden ötürü Malatya’yı bilmesi avantaj olduğu gibi son dönem Malatya’da olmaması da avantaj. En azından buradaki Akplilere benzemez. TOKİ tecrübesi ise depremde yıkılan şehir için avantaj. Belediyeciliği bildiği içinde imarda, inşaatta, bütçede hızlı kararlar alıp hızlı uygulayabilir. 4- Ahmet Çakır Malatya gördü zaten. Belediyecilik isteği olsa devam ederdi zaten. Onada gerek yok. 5- Ahmet Kızılay siyasetçi değil bürokrat/rektör avantaj. Çok da iyi bir hekim. Bütçede bilir . Ama rektörlüğü ve idareciliği çok kötü yavaş, hantal ve maslahatçı. Devrimci özelliği hiç yok. Belediyeciliği bilmemesi de dezavantaj. 6-Hacı Uğur Polat Malatya’ya en az Selahattin Gürkan kadar zarar vermiş bir aday. Yazmaya bile değmez. 7- Siraç İnanç Kara Ölmeztoprak sırf algı yapmak ve kendini de hatırlatmak için basında ismi bizatihi kendilerince servis edilmiş genç bir hanım. 8- Haşim Karadağ, şok olduğum aday. Tupa vuran :) sözü ile meşhur. Malatyspora ne yaptıki Malatya’ya da yapa. 9-Yaptığım küçük araştırmada basına veya fısıltıya düşen başkaca ismi geçen aday yok. Başka aday çıkar ve hala beni bu whatsap grubundan atmamış olursanız :))) onlarıda değerlendiririm. 100. Yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimizin arifesinde işte ahvalimiz maalesef bu. Bu süreçte hepimiz ideolojik farklılıklarımızı bir kenara koyarak bir Cumhuriyet şehri olan Malatya’mız için taraf olmak zorundayız. Acı reçeteyi yazdım. Hemen sinirlenmeyin. Kızmayın. Düşününce göreceksiniz aklın yolu bir. Yazıyıda amma uzattım. Uzattım diye küfürlerinizi bana değil şehri bu hale getirip beni bunları yazmak zorunda bırakanlara yapın. Cumhuriyet Bayramımız kutlu, Malatya’mız umutlu olsun Sevgiler saygılar Cenk Deniz

Recai 25 Ekim 2023 17:59

Yazınızdan sonra videoyu izledim, Çok güzel konulara değinmişler bu yayını yapan arkadaşlara cesaretlerinden dolayı teşekkür ederim sizin yazılarınızı zaten takip ediyorduk kaleminize sağlık sizinde.

Murat Kuzucu 25 Ekim 2023 04:17

Yazık şu güzelim memleketi herkes işine geldiği gibi kullanmaya çalışıyor olan memlekete vatandaşa oluyor ülkede siyaset demek yalan demek ama kul hakkı diye birşey var bu hayatın birde ahireti var ânı vakti var zamanı var hesap günü var cennet cehennem var hesap var Allah var değermi dünyanın şu üç kuruşluk zevkine ebedi saadeti kaybetmeye değermiydi yazık insanların çoğunluğu dünyalık gaflet içinde hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor oysa çoplak geldiii çıplak gidecek eyvah eyvahki ne eyvah

Erol 24 Ekim 2023 16:24

bi Esenlik personeli bulup sorarsanız gerçekleri duyarsınız. bu duyumları duyduk ama ispat etmek için çalışan birinin şahitliği şart, bu dönemde ise bu zor, insanları sindirmiş. adam gelen suları barkod koymadan sattı, nasıl, depremden çok çok önce sattığı a marka suyu sonra satmadı, depremden sonra yardım gelen suları bi görmüşler ki a marka, e zaten geçmişte kaydı duruyor, hoop satış. adam tokattan gelen unu dağıtmayıp megsaşda ekmek yapıp sattı, hadi yaptın bari teşekkür et adamlara, o da yok. e bunlar ispat edilir mi, edilmez. minareyi çalmış kılıfını da bulmuş. duyduklarımız bu bir vatandaş olarak ve eski MHP'li olarak hakkımızı helal etmiyoruz.

Mehmet 24 Ekim 2023 10:41

Mahir Bey o meyve ne elma nede nar, kırmızı ayva diye biliniyor şekli de o şekilde karışık bir meyve, ne olduğu bilinmeyen bir meyve ama kırmızı ayva diye söyleniyor. bakınca ne olduğu belli olmadığı için Selahaddin beyi de ona benzeterek konuşmuş tabi sen o meyvenin varlığından haberdar olmadığın için, karşıdan bakınca nar ve elmaya benzetmişsin. İçi de tadı da gerçekten ne ayva ne armut nede elma değişik karma karışık bir meyve. Aynı Selahattin başkan gibi ne olduğu belli değil

Mehmet 24 Ekim 2023 10:31

Mahir abi o meyve ne elma ne de nar, benim bahçede de var elma diye ektim ama görüntüsü böyle nara da benziyor elmaya da biraz da armuta, düzeltme yapabilirsin alttaki haber linkinde de görebilirsin. Bahçeme Kaç kişi götürdüm ise birileri ayva dedi, birileri elma ama ikisinin ortası bişey şekli de öyle uzaktan nar gibi oluyor kırmızı olunca, Elma görünümlü ayva (Kırmızı Ayva) o meyve. selamlar https://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/esrarengiz-meyve-hem-ayva-hem-elma-hem-armut-1456566/

Nihat 24 Ekim 2023 10:31

Gürkanın her yönlü olduğunu bir Malatya biliyor. AKP nin aday göstermeme ihtimaline karşı, diğer partilerle dirsek teması kurduğunu da biliyor Malatya. İşi baştan bağlamaya çalışıyor. Belediye girişine Erdoğan köşesi yapmış. Şansı Çakır ve Polat gibi silik isimlerden sonra gelmesi. Çalık,a kafa tutması.Halk desdeği. Otoritesi. Diğerlerine göre daha iyi çalışması.

Vedat 24 Ekim 2023 09:33

Mahir bey daha büyük zulüm varken küçük nezaketsizliğe takılınmaz. Narsizme dahi rahmet okutturan bay Selattin G. maalesef deprem öncesinde yalanları ile rezil olmuş ve şehri rezl etmişti. Yağan karı dahi küremeyen bir belediye, sinekle mücadele edemeyen bir belediye görmüştük. Büyükşehir en az 10 gömlek büyüktü bay Gürkana. Lakin asıl felaketler zinciri 2020 Elazığ depremi sonunda yaşanan aymazlıkla başladı. Ve 6 Şubat depremi ile ayyuka çıktı. Sizde bizde biliyoruz ki yardımların bir kısmı esenlikte satıldı. İlerde kaydı çıkacak. Duyduğumuz kadarıyla belgeleri değiştirmeye başlamışlar 1 aydır. Aday olmayacağı genel merkezden hissettirilince. Yardımlara reklam afişini asıp vatandaşa ekmek su dahi vermekten aciz ama en büyük yalanları söyleyecek kadar cahil cesaretli. Malatya’yı gören deprem olmamış sanır. Biz tüm Büyükşehirlerin bütçesinden çok yol yaptık diye akla izana gelmez sözler. Kişi herkesi kendi gibi bilirmiş. Kendisi köfteleri 3er 3 er yediği için herkesi kendi gibi sanıp geçmişe etrafına az iftiralar atmadı. İnşallah Allahtan daha çok korkan, vatanını milletini seven dürüst samimi biri başkan olurda bunun tüm yolsuzluklarını usulsüzlüklerini devri sabık yapıp ibret için ortaya kor. Tabiki diğer 2 ilçe başkanı içinde geçerli. Hala yıkımı bitmemiş organize anlamında diplerde olan bir şehir ve şehrin lokomotifi olması gereken Büyükşehir lafla peynir gemisi yürümediği gibi yürümüyor. Büyük yalanlarla günü kurtarayım da yemiyor. Çünkü deprem olmuş, insanlar yaşadıklarını ve gördüklerini unutmuyor. Yani mızrak çuvala sığmıyor. Etme bulma dünyası…Bakalım daha neler göreceğiz

Mehmet KUTLU 24 Ekim 2023 09:29

Selahattin Başkanın bir ideolojisi yoktur, bir siyasi görüşü yoktur, çıkarları için herkesi kullanır her partiyi kullanır işi bitti mi kenara atar onları başka yola yönelir. Çok güzel reklam yapıyor algı güzel yaratıyor malesef ve bu adama inanların sayısı çok

Mehmet 24 Ekim 2023 09:24

Mahir bey sizi cok seven biri olarak yazınızı okuyup dediğiniz Pencere Tv de Reşat ERDOĞAN'ın 1:06 dk olan proğramın hepsini dinledim izledim dediğiniz gibi hiç bir saygısızlık etmemiş örnek vererek Selahattin Başkanı seviyeli bir şekilde eleştirmiş hiç hakaret yok, dedikleri de doğru şeyler Selahattin Başkan sınıfta kalmıştır bunu kabul etmemiz lazım bilim adamı Selahattin'i Şevket KESKİN Bey yeterince savunuyor çıkarları olduğu için kendisini rezil ederek Artık değişim zamanı hem parti olarak Malatya Belediye Başkanları değişmeli hemde kişiler bazında değişmeli özellikle Büyükşehir ve Merkez Belediye Başkanları değişmeli diye düşünüyorum liyakatli insanların gelmeli partisine bakılmaksızın Şevket Keskin eğitimi ne ki bilmişlik ediyor

Davut 23 Ekim 2023 23:17

Sayın yazar Gurkani savunuyor gibi yapıp aslında herkesi videoyu izlemeye yönlendirmiş. Buda bir sanat

Helal olsun sana 23 Ekim 2023 17:42

İşte gazetecilik bu selo ile ilgili ne kadar eleştiri yaptığını biliyorum ama doğruya doğru yazmanı sevdim.Programa baktım yazıdan sonra şaka gibi moderatör ne kadar almış acaba her dakka onay vermek için...o bayanın karşısına Selo gelse onada sürekli onay verir.Tetikçileri eleştirirken kendisi tam nokta atışı yapmış.aslında onların amacı gündem olmak boşver sen onlara prim verme.doğruları var tabi ama seviyesizce değil..

Yazarın Diğer Yazıları