Günler, haftalar ve aylar geçmek bilmiyorki Yeni Malatyaspor kötü bir sonuç daha almasın.
Bu hafta, Antep maçının hava şartları nedeniyle ertelenmesi hesapları bozdu. Antep’e karşı mutlak 3 puan parolasıyla çıkan Yeni Malatyaspor, maçın ertelenmesiyle birlikte gecikmeli olarak Malatya’ya döndü. Bu dönüşün hemen ardından ise Beşiktaş maçı hazırlıkları, aralıksız olarak başladı.
Her ne kadar, Antep karşısında galip gelinerek şehrin ve takımın bir havaya içerisine girmesi planlansada, bu olağanüstü erteleme kararı sonrasında bu planlarda sekteye uğradı. Artık Beşiktaş maçından alınabilecek sürpriz puan ve puanlar çerçevesinde takımın ve taraftarın havaya girmesi beklentisi oluşmaya başlamıştı.
Her ne kadar Beşiktaş karşısında sahaya 3 puan almak için çıktıysakta, alınan bu beraberliğinde çok da kötü olduğunu düşünmüyorum. Ama yeterli değil tabiki.
Aslında bakarsanız, öyle bir raddeye geldik ki 1 puan 1 puandır demek zorunda kalıyoruz. Rakiplerimizin birer üçer puanlar aldıkları şu haftalarda; elimiz kolumuz bağlı, mağlubiyet serimizi istikrarlı bir şekilde sürdüremezdik. Uzun lafın kısası hiç yoktan iyidir.
“İçimizde Kar Dondu Buzlar Tutuştu”
Havanın -5 derecede olduğu bu soğuk kış gününde, bende bir kısım taraftarımız gibi karşılaşmayı stadyumda izledim. Her hafta soğuktan tir tir titreyerek izlediğimiz bu karşılaşmalar, aslında içimizi yakıyor. Lakin içimize yakan bu ateş; bizi ısıtmaktan ziyade, daha da çok üşümemize sebebiyet veriyor. Oysaki yanmasaydı içimiz böyle, belki üşümezdik -5 derecede.
Bir taraftan stres, bir taraftan hüzün ve bir taraftan soğuk. Aslında soğuğa katlanırız belki de. Fakat bu saatten sonra; hüzne, strese ve puan kaybetmeye katlanamayız. Bizim artık şiddetle kazanmamız gerekiyor. Yoksa sezon sonu “Aldırma Gönül” şarkısıyla paylaşılacak videoları izlememek kaçınılmazımız olur. Ve biz gerçekten bunu yaşamak istemiyoruz.
Bilezik Geçirir Gibi Top Geçiriyorlar
Sanırım tarihimizin en kötü savunma oyununu oynuyoruz bu yıl. Ben bu zamana kadar, böyle acemi, böyle beceriksiz bir savunma hattı görmedim. Ne adam tutabiliyorlar, ne de iki tane ayağa pas yapmayı becerebiliyorlar. Sanki yürüdüklerine şükretmemizi istiyorlar.
Gün yapar gibi sıraya koymuşlar. Her hafta birisi hata yapıyor ve maçı kaybetmemize sebebiyet veriyor. Bir hafta Wallace, bir hafta Semih, birkaç hafta da Sadık… Şimdi bir de Philip çıktı başımıza. Sanırım onuda dahil ettiler gün programına.
Bu hafta için konuşacak olursak… Ey Sumudica! Böyle kritik bir maçta neden henüz hazır olmayan, Süper Lig’i daha tam olarak kaldırmayan bir oyuncuya şans veriyorsun? Neden 4’lü savunma yapmak yerine bu seferde ısrarla 5’li savunma yapıyorsun? Artık rüyadan uyanmanın vakti gelmedi mi?
Sırasıyla bir bir puanları rakiplerimize hediye ediyoruz. İşin en kötü tarafı bizim oynayamadığımız gibi rakipte oynayamıyor. Karşımızda bizim gibi beceriksiz olan takımlara karşı da böyle bireysel hatalar yaparak puan veriyoruz. Kayıp gidiyor puanlar ellerimizden. Sonra vay efendim şöyle olmuşta, vay efendim böyle olmuşta diyip, sağa sola kulp uydurmaya çalışıyoruz.
.jpeg)
Maça Noktayı Biz Koyabilirdik
Evet gerçekten, bir mucize olabilir ve maçı alabilirdik. Son dakikalarda, Tetteh’e atılan ara pası gol olsaydı tabi. Yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsin. Direnmişsin. Allem etmiş kullem etmiş bir de penaltı kazanıp, beraberliği sağlamışsın. Rakibi psikolojikman çökertmişsin. Taraftar baskısını arkana almışsın. Son dakikalar ve sana hayatının fırsatı geliyor. Sen ne yapıyorsun topa vuramıyorsun. Şaka gibi gerçekten. Belkide bugün yazının başından sonuna kadar Tetteh’i övebilirdik. Ama yazık. Böyle bir fırsatı kaçırmaması gerek
