Yasir Keskin

Uzatma Dünya Sürgünümü

Yasir Keskin

Bu zamana kadar yer yer eleştiriler yapmış olsamda, bugünden sonra artık tümüyle eleştiri yapmayı bir görev biliyorum. 

Kıymetli okurlar; bizler Malatyaspor taraftarları olarak, maç günlerini iple çekiyoruz.

Malatyaspor’un maçlarının olduğu günlerde, adeta bir bayram havasına giriyoruz. İlk kez maça gidiyormuş gibi aynı heyecanımızla her maça gitmeye özen gösteriyoruz. İnanın Malatyaspor’un yenilmiş olduğu her karşılaşmadan sonra, o hafta bize zehir oluyor. Böyle bütün sinir sistemlerimiz bozuluyor, tabiri caizse yaşama hevesimiz kaçıyor. Hafta boyu oturduğumuz her ortamda; usanmadan, sıkılmadan Malatyaspor’u konuşuyoruz. Tam hafta bitti, bir diğer karşılaşma günü geldi dediğimiz ana kadar… Mağlup olduğumuz haftanın sonunda, yeni bir karşılaşma için yeniden heyecanlanıyor, umut bağlıyoruz. Yine bir heyecan ve yine bir galibiyet hissiyatıyla karşılaşmayı izlemeye koyuluyoruz. Ama sonuç yine hüsran… Çıkıp adam akıllı iki tane top dahi çeviremediğimiz maçın sonucunda, başımızı önümüze eğerek evin yolunu tutuyoruz. Yine bir hüzün, yine bir umutsuzluk… Senaryo hiç değişmiyor. 

En son ne zaman galibiyet aldık inanın hatırlamıyorum bile. Ne yazık ki mağlup olmak, artık bizim için bir alışkanlık haline geldi. Bir türlü alışamadığımız bu alışkanlığımız, muhtemelen bizim bu yıl kümeye düşmemizi sağlayacak. Artık takımdan umudum o kadar kesildi ki bir mucizeye dahi ihtimal verebilecek bir durumda değilim. Zaten bir mucizeye ihtimal verebilmek için de bir bahane lazım. O beklentiyi karşılayacak bir mücadele lazım. Ama yok. Aynı tas aynı hamam yola devam. 

Yıllardır istifada istifa diyor kamuoyu. Başkan Gevrek ise, daha iyi yapabilecek birisi varsa gelsin yapsın diyor. Bu kafa aslında nasıl bir kafa biliyor musunuz? Benden iyisi yok kafası. Yani literatürde sizden daha iyi birisi olsa dahi, benden iyisi yok demeniz kaçınılmaz. Yarın Dünya’nın en zengin adamı, en iyi yöneticisi gelse dahi benden iyisi yok kafası. Bu kafa işte tamda böyle bir kafa. Başkan Gevrek’te ağzına sakız gibi yapıştırmış bu lafı. Aklınca söyleyip kaçtığını zannediyor. İstifa etmek için neyi bekliyor artık inanın bilmiyorum. Allah rızası için elini vicdanına koysun. Neden böyle yaptığını bize açıklasın. Yok efendim şöyle oldu da böyle oldu da, isim de veririm isterseniz diyipte bizi kandırmasın artık. Her çıktığı yayında, programda atıp atıp tutuyor. Kim bu isimler? İsterseniz söylerim diyor ama söylemiyor. Rüyadan uyan Başkan, uzatma artık dünya sürgünümüzü. 

MAZOT PARASI DAHİ YOK

Bugün, sosyal medyadan bir iddia okudum. Yeni Malatyaspor kulübünün, kasasında bir sakız alacak kadar dahi para kalmamış maalesef. Ödenmeyen internet ve doğalgaz faturalarının yanı sıra, bir de çim biçme makinesi olayı dönüp dolaşıyor. Bu makine için benzin parası dahi veremeyen kulübümüz; çareyi yönetim kurulundan para toplamak yerine, kulüp personelinden toplamakta buldu. Düşünün mazot parasını dahi kulübün en asgari ücretini alan personeller ödüyor. İşte biz tam da böyle bir hale düştük. Acınası…  

LÜZUMSUZ SADIK

Bazen Sadık üzerinde yoğun eleştiriler olduğunda, çıkıp ya arkadaş bu adam öyle ya da böyle belli bir seviye gelmiş diyordum. Yeri gelmiş çok kritik müdahalelerde bulunmuş. Hasılı, Malatyaspor şartlarında iyi bir stoper diyordum. Ama yanılmışım. Bu Sadık halı sahada dahi oynatılmaması gereken, lüzumsuz bir adammış. Haftalardır dikkatle izliyorum. Bizim (!) bu Sado hata üstüne hata yapıyor. Öyle yaptığı hatalarda basit değil. Adam maç veriyor maç. Bile bile, göz göre göre maçı veriyor. Sonrada çıkıp ben Malatya’nın çocuğuyum diye ağlıyor. Bizim böyle bir çocuğumuz yok. İlla birilerinin evladı olacaksan Fenerbahçe orada, biz razıyız. Git şovmenliğini orada yap. Orada da taraftarının üzerine yürü, orada da böyle bilerek hata yapıp maçı ver. Bakalım o çok sevdiğin Ali Koç, seni bir saniye dahi orada barındırıyor mu? Bırakın Fenerbahçe’yi, İstanbul’da dahi yaşamana izin vermez. Ama Malatya öyle mi? Ye kebabı, iç ayranı…

Tuzun kuru ya Adana ÇOCUĞU…

Yazarın Diğer Yazıları