Bundan tam 4 ay önce “Adayın Adayları” başlıklı yazımda, aday adaylara yönelik bir makale yazmıştım.
Bi ton cümle kurduktan sonra “Bir adayın adayı olmayın, kendinizin adayı olun!” diye noktalamıştım.
Biraz siyaset analizi yeteneği olan herkes AK Parti’nin kurulduğundan beri “lobi partisi” olduğunu bilir.
Bu tabir bana ait değil bizzat AK Partili yetkililerin kullandığı bir tabiridir.
O yazımdan sonra şimdi listede olmayan bir aday adayı beni arayıp, “Mahir Bey bu dediğinizi burada yaparsak 60 seçim sonra dahi listeye giremeyiz” demişti.
Ben de daha açık birkaç cümle kurmuştum ama burada maalesef yazamıyorum.
AK Parti’de listeye girmek için “lobin” kesinlikle olacak ve kilit görevlerde bulunan insanlarla mutlaka iletişimin yüksek olacak veya kilit görevlerdeki insanlarla iletişimi kuvvetli olan siyasetçileri tanıyanlarla iletişimde olman lazım.
Mesela Mehmet Şahin kim desem kaçınız hatırlar?
Nurettin Yaşar desem…
Bülent Tüfenkci fark yarattığı için mi tekrar liste başına koyuldu?
Ununu elemiş, eleğini asmış İhsan Koca çok süper il başkanlığı yaptığı için mi garanti yere yerleştirildi?
İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak’ın, yıllarını vermiş o kadar siyasetçi varken çok liyakatli olduğu için mi listenin 3’üncü sırasına koyuldu?
Malatya’da seçim dönemlerinde AK Parti adaylarını açıkladığı zaman kıyametin kopmadığı bir yıl hatırlamıyorum.
Her seçim dönemi millet bağırır, çağırır, feryat koparır ama işin sonunda sandıkta gider AK Parti’ye oyunu verir.
Böyle liste olur mu, der.
Bu listeye oy moy vermem, diye feryat eder.
Bu liste milletin aklıyla dalga geçmektir, diye bağırır.
Hatta bizzat AK Partili yerel yöneticiler dahi özelde listeler ile ilgili “çok yanlış yapıldığını” söyler.
Bu hep böyle olmuştu.
Sadece 2018 seçimlerinde “tarihin en güçlü listesi” sloganıyla seçime girip 1 milletvekili kaybedilmişti. İlk defa Malatya küçük de olsa bir ders vermişti.
Üstüne 2019 yılında ise iki belediye kaybedilmişti.
Kısacası genelde Meclis’te sadece “el kaldırmak” için seçilen siyasetçilerin aday gösterilme biçimi “asrın felaketinde” dahi değişmediği görülüyor.
Üstüne, depremde bitmiş bir şehirde iktidarın ilk üç milletvekili adayı avukat!
Listenin seçilebilecek adayları arasında ne bir mimar ne bir inşaat mühendisi ne de bir şehir plancısı var.
Dünya Kayısı Başkenti diye övünen bir toplumda kayısının K’sinden anlamayan bir AK Parti listesi karşısında yazacak çok cümlem var ama ben AK Partili değilim.
Daha doğrusu diğer gazeteciler gibi AK Parti’nin veya her hangi bir siyasi partinin gazetecisi gibi hareket edemem.
Dikkat etmişsinizdir, aday adaylık dönemlerinde hep çok dikkatli davranırım.
Birileri gibi belli adayları öne çıkartıp “listede kesin yer alıyor” haberleri de yazıları da yapmadım.
Hatta oturduğu yerden birkaç aday adaydan aldığı bilgiyi “kulis bilgisi” diye milleti kandıranlar gibi de yapmadım.
Malatya’da o kadar “AK Partili gazeteci” varken adaylar açıklanmadan bir gün önce bu kardeşiniz listeyi tam tutturdu üstelik.
Yaptığım sadece gazetecilikti.
Ben bir gün önce listeyi paylaştığım zaman aday adayları dahi şimdi açıklanan isimlere inanmamıştı ve bendenize “yanılıyorsun” diye yazmıştı.
Ama işin sonunda Öznur Çalık’ın olmadığı bir aday adaylık listesinde Bülent Tüfenkci’nin listenin başına gireceği, Vahit Atalan’ın 5 veya 6. sırada yer alacağı tahmin ediliyordu.
Fakat seçim sürecinden aylar önce her özel ortamda “aday olmayacağını” deklare eden ve başkanlık ettiği yürütme kurulunda aday olunmayacağı bilindiği için “aday bolluğu” yaşanan Malatya AK Parti teşkilatında İhsan Koca’nın 2. kez milletvekili adayı gösterilmesini kimse tahmin etmemişti.
Üstüne AK Parti İl Başkanlığından dahi son gece istifa ettiği söyleniyor.
Bu söylenti o kadar masum değil, çünkü aday adaylık başvurularını bizzat İhsan Koca almıştır ve sosyal medya bu tür fotoğraflarla doludur.
Aslında adaylar açıklanmadan 2 gün öce TBMM’nin son genel kurulunda Öznur Çalık ve Bülent Tüfenkci sosyal medya hesaplarına bir fotoğraf paylaşmıştı.
Son 5 yılda bir karede bile yan yana görüntü vermeyen ikili, yanlarında kimse yokken Meclis’te yan yana poz vermiş ve bunu da paylaşmışlardı.
Aslında bu fotoğraf bir işaretti bana göre.
Gelecekte hangi hesaplar tutar bilmiyorum ama İhsan Koca’nın vekillik adaylığını, Malatya’da neredeyse herkesin “Koca’nın planı” dediği bir ortamda ben bu seçimi İhsan Koca’ya bağlamıyorum.
İhsan Koca dahi son anda öğrenmiştir listeye girdiğini…
Çünkü AK Parti’nin Malatya tarihine baktığınız zaman hiçbir seçim dönemi (kurulduğu seçim yılı hariç) bu kadar parçalı, önüne gelenin aday adayı olduğu bir teşkilat görülmemişti.
Teşkilatın tek bir aday üzerinde anlaşamaması İhsan Koca’yı, istemediği halde listeye koymuştur. Tabii bunda “ikilinin” rolünün olmadığını söylemek safça olur. “İkilinin” ilki daha aktif çalışmıştır ve listelere müdahale konusunda mahirdir. Mutlaka vardır bir hesabı ama “ikilinin” ikincisinin ise hesabı bitmez.
“İkilinin” ilki hiçbir zaman kendisinin olmadığı bir listenin “doğru” olmasını istemez. Bunu bi kere aklınıza koyun.
Ve son olarak Malatya Ticaret Borsası Başkanı ve 2019 yerel seçimlerinde niyetlenip vazgeçirilen Ramazan Özcan’ın 6. sıra adaylığı ise “Adayın adayları” köşe yazıma ibretlik bir örnektir. Demek ki bir “adayın adayı” olmak da yetmiyormuş. Daha farklı yetenekler göstermek gerekiyormuş!