Malatya’da çoğu durum net değil maalesef.
Her taraf flu olduğu için yıllardır çok “net” olmaya çalışıyorum.
Okurun kafasında soru işareti bırakmayacak şekilde yazılar yazmaya çalışıyorum.
Muhatabım kimse açık açık ismini yazıp değerlendirme yapıyorum.
Bu bazen bir vekil de olabiliyor bir belediye başkanı da bir gazeteci de…
Bazen sevdiğim ve tanıdığım biri de olabiliyor tanımadığım biri de…
Ama yaptığımız görevin sorumluluğunu bildiğim için oto sansür yapmadan ve kimseye iftira atmadan açık açık malumu ilam etmeye çalışıyorum.
Fakat şehirdeki gazeteciler ile ilgili zamanında isim vererek ve çok net yazdığım yazılar ortadayken bu “köhne” yapı yüzünden kendimi frenliyorum aslında.
Kimseden çekindiğimden değil aynı “köhne” yapının içine girmekten korktuğumdan “sözde gazetecileri” fazla yazmamayı tercih etmiştim.
Başkan Gürkan "Jetonlu gazeteciler” deyince yine dayanamayıp “Kim bunlar Başkan’ım?” diye sormuştum.
Bir-iki analiz yazısı yazmıştım galiba…
Ama maalesef Başkan Gürkan’a bir soru sormaktan dahi aciz olan Malatya basınının bir bölümü bu “jetonlu” yazılarına halen devam edince yine kendimi tutamıyorum maalesef!
Bugün Ali Aladağ’ın gazetecilere sözde ders verdiği yazısını okuyunca ve gazetecilerin olmazsa olmaz “5N1K” kuralını uzun uzadıya anlattığını görünce dayanamadım gene.
Zaten Aladağ’ın yazdığı yazıları anlamak için kırk takla atman gerekirken gazetecilere sözde ders vermek niyetiyle “Benim kim olduğumu biliyor musunuz?” tarzında yazılmış bu anlamsız cümleler karşısında büyüğümüz Ali Abi’ye bir soru sormak istedim.
Benim de yıllardır açık açık yazdığım “sözde gazeteciler” konusuna değinen Ali Aladağ, çorbaya çevirdiği yazısında “Ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim” sorularının öneminden bahsetmiş.
“Gazeteci haberini yazarken bu 6 sorunun cevabına haber metninde yer verir” diyen meslek büyüğümüz, 40 yılın gazetecisi Ali Aladağ “neden” bu aynı yazıda 5N1K kuralını görmezden gelir.
Bi ton şey söyleyip “neyin” konuşulduğunu açık yazmadan, olayların “nerede ve ne zaman” cereyan ettiğini anlatmadan, gazetecilerin ilişkilerinin “nasıl” olduğunu ima yoluyla dahi yazıya dökmeden ve en önemlisi “kimlerin” bu haltları işlediğini kaleme almadan yazdığı bu son yazıda Ali Aladağ’a tek soru sormak istiyorum:
-Yazdığınız bu “Abzere-Gazeteciye-birinciye…” başlıklı yazınızda “nasıl” bir kamu yararı var?
Yılların duayen gazetecisi Ali Aladağ “5N1K” kuralını suyun kaldırma kuvvetini bulmuş gibi anlattığı ve övündüğü yazısında bu 6 kuralın tek bir tanesine dahi girmeden “işkembeden” sallayınca dayanamadım gene.
40 yıllık bir gazeteci aynı yazıda ve üstüne gazetecileri yerdiği ve ders verdiği bir yazıda bu kadar çelişkili yazılar yazabiliyorsa bence bu mesleği bırakmalıdır Ali Aladağ!
Ali Abi kusura bakmasın ama “gazeteci” dediğin, kişilerin menfaatinden çok ülkenin veya şehrin menfaatini ön plana çıkaran yazılar, haberler yazar.
Gazeteci dediğin kişi “hayata” dahi muhaliftir!
Şehrin sıkıntılarını yurttaşlara “muhbir” edersin!
Muhabirin anlamı budur!
Şehrin ileri gelenlerini yağlayıp-yıkamak gazetecilik değildir!
“Gazetecilik zor meslektir. Sorumluluk ister” diyen birinin Malatya’nın menfaatine tek bir haberi yoksa…
Tek bir cümle de dahi Malatya’da Allah’ın bir kulu eleştirilmemişse…
Üstüne bir kurum veya bir siyasetçi eleştirildikten sonra savunmaya yıllardır Ali Aladağ geçiyorsa…
Artık Malatya’yı bu kadar "açık" kandırmayın lütfen!
Yıllardır “yapamadığınız” şeyleri “yapmış” gibi gösterip bu milleti kandırdığınız yeter!
Dayanamadığım konu bu işte…
Mesleğini “yağlama” üzerine inşa etmişlerin “ahlak” dersi vermeleri zoruma gidiyor arkadaş!
Malatya’da hangi gazeteciler çocuklarını-yeğenlerini işe soktu?
Bu soruya Ali Aladağ köşesinde cevap verirse açık açık “duayen” gazeteciden özür dileyeceğim!
Kimin kimden ne istediğini…
Kimlerin para, mevki, kadro yüzünden nelerden vazgeçtiğini…
Kimin elinin kimlerin cebinde olduğunu açık açık yazarsa Ali Aladağ…
Söz veriyorum, özür dileyeceğim!
Ali Aladağ’ın da çocuğu dahil hangi gazetecilerin çocukları-yeğenleri kurumlara “nasıl” yerleştirildi?
Vekiller, rektörler, belediye başkanlarına hangi sözler verildi?
Bu yerleştirmelerden sonra “hangi” yazılar yazıldı?
İstersen bunların hepsini açık açık yazabilirim!
Ama lütfen artık “ahlak dersi” vermeyin.
Bu yazıdan sonra “finolar, tenekeler” tarzında bir cevap vereceksiniz muhtemelen.
Kimseye hakaret etmeden fikrimi paylaştım.
Sizin aksinize 5N1K kuralını her zamanki gibi işledim.
Bizleri bu kadar aptal yerine koymayınız lütfen!
Yeter artık…
Bu mesleği her yazınızda diplere çektiğinizin farkına varın lütfen!