Malatya’da uzun yıllardır “Malatya’yı” yazıyorum ama ben hiçbir dönem bu kadar sıkıntılı bir şehir hatırlamıyorum.
Malatya şu anda uçurumdan aşağı doğru sürükleniyor ve bu düşüşü durduracak ne bir iktidarın temsilcisi var ne de muhalefette bu düşüşe “dur diyecek” bir siyasetçi var.
Her ne kadar ekonomik sıkıntılar tüm sıkıntılarımızın önüne geçse de bu ekonomik durumu dillendirecek veya iktidara yol gösterecek bir muhalefet de olmadığı için bir elin parmağını geçmeyecek düzeyde yazanlar veya konuşanlar haricinde herkes durumundan memnun gibi.
Mesela Organize Sanayi Bölgesi’nde son 2 ayda yaklaşık 3 bin çalışanın işten çıkarıldığı iddia ediliyor.
Herkes sessizce konuşurken göçmenlerin her alanda olduğu gibi Organize Sanayi Bölgesi’nde de daha düşük maliyetlerle çalıştırıldığını bilmeyen var mı?
Bizim çocuklarımız işsiz kalırken Suriyeli veya Afgan işçilerin her alanda çalıştırılmasını kafaya takacak Malatya’da bir STK temsilcisi veya bir muhalefet temsilcisi yok mu?
Yok!
Yeşilyurt Belediyesi’nde 150’den fazla işçinin işten çıkarıldığı iddia ediliyor. Malatya kaç gündür bunu konuşuyor. Sayısız telefon alıyorum.
Battalgazi Belediyesi’ne bağlı sosyal tesislerde SSK’sız işçi çalıştırılıyor iddiaları havada uçuşuyor. Bizzat görüştüklerim var.
Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına bu ay yemek parası eksik yatmış mesela…
Neredeyse son yazılarıma yapılan yorumlar da dahil 20’den fazla çalışan ile görüştüm.
Torpil almış başını gitmiş ve üstüne her geçen gün belediye çalışanlarının mesaileri verilmediği halde yaşamadıkları sıkıntı kalmamış.
Uçuruma doğru sürüklenmenin sebebi görüp de konuşmayanlardır!
Şehirde umudumuz tükeniyor!
İşte bu umutsuzluk hali bizi bitirir!
Yıllarca bu şehirde, iyisiyle-kötüsüyle bizlere umut olan siyasi aktörlerimiz vardı.
En azından bölge illerine göre daha az da olsa 2000’lerin başından 2010’lara kadar bu şehirde önemli hizmetler yapılmıştı.
Bu hizmetler dahi yapılırken şehirde bir muhalefet bilinci ve basın namusu diyebileceğimiz bir “bilinç” vardı.
Malatya’da artık bırakın bir ahlaki duruşu herkes artık bir köşeden tutmuş gibi!
Kimisi bazı değerlerden dolayı bazı konuları görmeyip bazı olayları şişirirken, kimisi koltuğunu korumak için her yolu mübah görüyor!
Esas tehlikeli olan ise her koltuğun “yancılarının” iş başında oluşlarıdır!
Her “yancının” bir hesabı var ve hesaplar havada uçuşurken Malatya’yı düşünen bir Allah’ın kulu yok!
Belki CHP veya İYİ Parti bu AK Parti’nin “parçalı” durumundan memnundur ama bu “parçalı” durumu Malatya’nın menfaatine çevirme noktasında bir girişim söz konusu olduğu zaman şehirde toplumsal bir farkındalık oluşturamıyorlar maalesef!
Çünkü liyakat sadece iktidar temsilcileri için geçerlidir zannediyorlar!
Asıl liyakatsizlik, bu kadar sıkıntı varken muhalefetin koltuklarda “dedikodu” yapmasıdır!
AK Parti şu anda Malatya’da kaça bölünmüş?
Bi tarafta Malatya’yı “tek ben yönetirim” diyen veya yaptığı işlerle öyle algılanmasını isteyen bir Öznur Çalık var.
Çalık’ın etrafında ise “liyakatsiz” yeni veya daha kendisini “yeni” hisseden tayfalar var.
Diğer tarafta Malatya’ya bir gram faydasını olduğunu hatırlamadığım Bülent Tüfenkci var. Tüfenkci’nin etrafında ise “belli-belirsiz” bir tayfa var.
İşte bu iki tarafı her hareketiyle “bertaraf” etmeye çalışan ve aslında AK Parti’nin kodlarında olmayan bir Selahattin Gürkan var. Gürkan’ın da yanında duran çok farklı kesimden insanların yanı sıra, “yanındaymış gibi” hareket eden ama aslında karşısında olduğunu bildiğim bi sürü “hesaplı” insan var.
Senenin belli zamanlarında “yıllık izindeymiş gibi” hareket eden Hakan Kahtalı ve Ahmet Çakır var.
Ve üstüne, bu karmaşayı belki de çözmesi gereken tek kişi olan AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca ise EYT’yi bekliyormuş gibi davranması Malatya’yı her geçen gün diplere çekiyor.
İşte bu “parçalı” durumda yaptıklarıyla siyasi hayatının son demlerini yaşayan merkezde 2 ilçe belediye başkanımız var.
Biri Gri Pasaport olayından sonra yaptığı her hareketiyle sonunu hazırlayan Mehmet Çınar…
Diğeri ise Basri Kahveci ile beraber Umre’ye gitmek için para biriktiren ama bu parayı buldukları halde Mekke’yi unutan Osman Güder…
Ve üstüne, ittifak ortağı olmasından dolayı yol göstermesi gerekirken son 2 yılda bıçak gibi kesilen, arada sırada boy gösteren MHP milletvekili Mehmet Fendoğlu var karşımızda.
Hal böyle iken sadece parti içi çekişmelerle adından sürekli söz ettiren bir İYİ Parti ile aynı İhsan Koca gibi EYT’yi bekleyen CHP’nin İl Başkanı Enver Kiraz var.
Malatya’da “ben olmazsam CHP biter” dercesine sanki Malatya’nın bu kötü gidişatında bir rolü yokmuş gibi bulutların üstünde gezen bir Veli Ağbaba da var maalesef!
Ve üstüne AK Parti’den yetiştikleri için fark yaratması beklenen ama ne hikmetse “göçmen gibi” davranan bir DEVA ile GELECEK var Malatya’da!
İşte böyle bir ortamda bazen belediyeleri eleştirip bazen susan bir Yeniden Refah Partisi’nden Bilal Yıldırım var. Seçerek muhalefet yapsa da en azından bu millete dokunan konuşmalara devam ediyor.
Malatya’da siyaset bu durumdayken basının da etkili olması zaten düşünülmezdi.
Çünkü bir elin parmağı kadar yazabilen veya konuşabilen gazeteciler haricinde yönünü belli etmeyen yok maalesef!
Kısacası herkes yolunda ama Malatya yoldan çıkmış!
Haberiniz vardır ama en azından bu gemide olduğumu her zaman unutturmayacağımı hatırlatmak istedim.