Battalgazi Belediyesi yetkilileri geçen ay Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti yönetim kurulu üyelerine hizmetlerini anlatan bir gezi programı düzenlemişti.
Önceden ayarlanmış bir programım olması nedeniyle katılamamıştım.
Battalgazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Acun tekrar davet edince dün sabah saatlerinde başlayıp öğleden sonra Battalgazi Belediyesi binasında biten bir “hizmet turu” gerçekleştirdik.
Bu hizmet turunda yer yer şaşırdığım, yer yer tebrik ettiğim yer yer “helal olsun” dediğim anlar oldu.
Bi kere çevreyolu altına çok önem vermiş Osman Güder.
Varoşlar diye tabir edilen ve uzun yıllardır hizmet noktasında geri kalan bir çevreyolu altı gerçeğimiz vardı.
24 Ocak depreminden sonra Şehit Fevzi Mahallesi “riskli bölge” olarak ilan edilmişti. Her ne kadar sıkıntılar yaşansa da hatta bu köşede Osman Güder’i sayısız kez eleştirmeme rağmen o bölgedeki “dönüşüm” gerçekleşmişti.
İşte tam o bölgede, Selçuklu mahallesinde başlayıp, Battalgazi mahallesine kadar devam eden 10 kilometrelik Derme Deresi Projesi’ni gezerken çok şaşırdım.
Selçuklu, Şehit Fevzi, Sancaktar, Göztepe, Taştepe, Melekbaba, Hanımınçiftliği ve hatta Sancaktar mahallelerini direkt etkileyen bir proje olmuş Derme Deresi Rekreasyon Alanı.
Yaklaşık 80 milyon TL değerindeki bu proje, 50 bin metrekare içerisinde 2 km.’lik yürüyüş yolu, bisiklet parkuru, ışık tüneli, çocuk oyun alanı, macera parkı, seyir terası, su değirmeni, şelale, kaykay pisti, tırmanma duvarı, amfi tiyatro alanı ve sosyal tesislerle şehre devasa yeni bir “Kanalboyu” kazandırıp 8 mahalleyi birden direkt etkileyecek bir proje karşısında şaşırmamak elde değil.
O kadar yer gezdim ama bu proje bana göre Osman Güder’in vizyon projesi…
Hem konumu itibariyle çok önemli hem de etkilediği mahalle sayısı ile uzun yıllar çevreyolu altına her anlamda katkı sağlayacak bir hizmet olmuş.
Bence işi gücü bırakıp bu projeyi Malatyalılara anlatmaları gerekir.
Bu hizmet gezisinde ikinci etkilendiğim proje ise Kırkgöz Sahil Parkı…
Hasırcılar Mahallesi sınırlarında, Malatya Turgut Özal Üniversite’nin alt tarafında kalan, Karakaya Baraj Gölü’nün kıyısının düzenlemesi diye adlandırabileceğimiz, eskilerin çok iyi bildiği Beyaz Saray Lokantası’nın olduğu alanda farklı bir proje geliştirmişler.
Yaz aylarında şehrin Gündüzbey ve Orduzu Pınarbaşı arasına sıkıştığı bir ortamda 150 bin metrekarelik bir alanı Malatya’ya kazandırmak önemlidir.
44 bin metrekare park alanıyla hem su kenarında kafa dinlenecek bir yer yapılıyor hem yaz aylarında yeni bir piknik alanı yapılıyor hem de içerisindeki birçok eklenti ile beraber güneşin batışını fotoğraflamak için bir alan yapılıyor.
Bu yıl bitirilmesi planlanıyormuş ve belli bir kuş cinsinin göç yolunun rotasında olduğu için bir seyir alanı da yapılıyormuş.
Ve ayrıca bunun gibi projeler tamamen Battalgazi Belediyesi imkânlarıyla ve iş gücüyle yapılıyormuş.
Maliyetlerin her gün arttığı bir ortamda kimseye ihale etmeden Battalgazi Belediyesi’nin direkt kendi birimlerinin yapması bana göre önemli.
Kısacası Kırkgöz Sahil Parkı projesini de beğendiğim ve şehre değer katacak bir proje olmuş.
Hasırcılar mahallesinden çıkarken Mehmet Acun “rotamız Çınar Park” dedi.
“Arkadaş sosyal tesislere gitmemize gerek yok” dedim. Belediyelerin zaten yapması gereken hizmetleri görmeme gerek yok, deyince…
“Yanılıyorsun” dedi Acun Abi.
“Çarşıbaşı Rekreasyon Projesi” diye adlandırdıkları alana gidince Mehmet Acun’a hak verdim.
Bildiğimiz Galip Demirel Çınar Park Sosyal Tesisinin olduğu alanda yine hummalı bir çalışma gördüm.
Çarşıbaşı mahallesindeki bu sosyal tesisin arka tarafında kalan 160 bin metrekarelik alanı dönüştürmeye başlamışlar.
Orduzu göleti ile Çınar Park arasında kalan ve içerisinde söğüt ve kavak ağaçlarının olduğu, küçük bir derenin de geçtiği alana; mesire alanı, bisiklet yolu, çocuk oyun alanı ve içerisinde geçen derenin doğal halini bozmadan devasa bir yeşil alan kazandırılıyor.
Bu proje bitince belki de bu büyüklükte yeşil alana sahip ender yerlerden bir tanesi olacak.
Helal olsun.
Tabii bu “hizmet gezisi” içerisinde belediyelerin yapması gereken meydanları, sosyal tesisleri de gezdik.
Ama Battalgazi Belediyesi’ne bağlı Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün Fidanlık alanını da gördükten sonra yazmamak olmazdı.
Malatya’da bu kapsamda fidan üreten ve bu ürettiği fidanları yaptıkları işlerde kullanan başka bir belediye yok.
15 dönümlük alana kurulmuş bu Fidanlık, yapraklı, ibreli, çalı gurubu ve mevsimlik çiçek diye dörde ayrılıp; çınar, at kestanesi, ladin, sedir, ıhlamur, karaağaç, tesbih ağacı, boya ağacı, süs eriği, şimşir, kadife, süs lahanası, menekşe, petunya ve farklı gül çeşitleri gibi bitkiler üretiliyor.
Mesela teki 3-4 bin liraya satın alınacak bir bitkiyi 100 liraya mal edip bunu da Battalgazi Belediyesi’nin yapmış olduğu parklara, Kırkgöz Sahil Projesi gibi alanlara kullanıldığını öğrenince çok sevindim
Bu sıkıntılı günlerimizde üretim belediyeciliğine kim karşı gelebilir.
Zaten bu köşede Osman Güder’i eleştirdiğim yazılara baktığım zaman yukarıda yazdığım “projeler” gibi hizmetlerin hayata geçirilmemesine dem vuruyordum.
Ama yavaş yavaş Battalgazi Belediyesi kendisini hissettirmiş fakat genel hatlarıyla bu önemli hizmetleri konuşabilecek, bu hizmetlerin üzerinde durup tekrara girmek pahasına (Belki Gürkan gibi) ilmek ilmek anlatması lazım.
Algıların hâkim olduğu dünyamızda gelişmekte ısrar eden bir şehirde yaşarken
“Osman Güder” dendiği zaman akla “Basri Kahveci” gelmemeli.
Kırkgöz Sahil Projesi gelmeli, Derme Deresi gelmeli, çevreyolunun makûs tarihini bitirmek için mücadele veren belediye başkanı akla gelmelidir.
Bir siyasi partinin ilçe başkanlığından gelip tüm Battalgazi ilçesinin Belediye Başkanı olan Osman Güder’in hedefi veya millete verdiği algısı “AK Parti Battalgazi İlçe Başkanlığı” olmamalıdır.
Mesela daha önce belediye başkanlığı yapmış insanlara bakalım.
Mesela Mehmet Yaşar Çerçi’nin akılda kalan algısı ile yaptıklarına bakalım.
Münir Erkal’ın yaptıklarıyla bıraktığı algıya bakalım.
Hacı Uğur Polat’ın Yeşilyurt diyarında o güzel hizmetlerinin 3-5 ayda Büyükşehir’e geçince nasıl “yok” olduğuna bakalım.
O yüzden Osman Güder, acilen “algı yönetimini” yönetebilecek bir çalışma içerisine girmelidir.
Ev ev “Basri Kahveci’ye” eşlik etmek yerine ya da bir siyasi partinin “çalışıyor” algısını vermek yerine Battalgazi’deki hizmetlerini anlatmalıdır.
Bağlı olduğu siyasi partiye “ev ev gezerek” değil hayata geçirdiği icraatlar ve o icraatları geniş kitlelere anlatabilmek fayda sağlar.
Kısacası bir belediye başkanı bir siyasi partinin ilçe başkanı gibi davranmamalı…
Kısa vadede iyi gözükebilir ama daha sonra “Biz nerede hata yaptık” dersiniz.
Tabii iş işten geçtikten sonra…
Bu uzun dipnotu belirttikten sonra gezimizin son bölümüne geçelim.
Battalgazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Zafer Kırçuval’ın odasında Başkan Güder ile biraz sohbet ettik.
Sohbet esnasında Zafer Kırçuval’ın “suflesi” ile Yıldıztepe’de yapılması planlanan ve yaklaşık 500 milyon TL değerindeki Yıldıztepe Rekreasyon Projesi’nin son aşamaya geldiğini vurguladı Sayın Güder.
Türkiye’de sadece Çanakkale ve İstanbul’da yapılan bu proje, Yıldıztepe’deki tüm radyo vericilerini tek bir vericiye çeviren bir kule ile birlikte etrafına adrenalin parkı, botanik bahçeleri ve gezi bahçesi gibi eklentileri olan güzel bir projeydi.
Ama bir türlü ilk kazmanın vurulmadığı bu proje Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulmuş.
Hatta Cumhurbaşkanımız bu projeyi beğenmiş ve ilgili bakanlığa talimat vermiş.
Bu yıl muhtemelen ihale işlemi tamamlanıp inşaatına başlanacakmış.
Şimdiden hayırlı olsun.
Son olarak, bu “hizmet gezisinin” mimarı Mehmet Acun’a ve Park ve Bahçeler Müdürü Emrah Çoban’a çok teşekkür ederim.
Ayrıca Osman Güder’e de bi teşekkür edeyim.
Hem sorduğum sorulara verdiği cevaplar hem de hoş sohbeti için.
Zaten Osman Başkan’ın muhabbetini hep sevmişimdir.
NOT: Başkan Güder bendenize hitap ederken “Hz. Mahir” demişti. Başlığı bilerek kullandım. Hem bu güzel hizmetler daha fazla okunur hem de “iadeyi itibar” yapmış oldum.
HAZRET: Eskiden, saygı duyulan kişilerin adlarını ya da makamlarını gösteren sözcüğe başka sanlarla birlikte getirilirdi. Hazret kelimesi kutsal olarak bilinen ve büyük saygı duyulan kişiler için onlara verilen unvan şeklinde bilinmektedir. Aynı zamanda ‘yanında veya yakınında bulunan, önünde olmak’ ve benzeri gibi farklı anlamları da gelebiliyor.
