Malatya’da çoğu zaman çoğu konuda siyasiler açıklama yapmaz.
Her hangi bir olaydan sonra işin muhataplarını bırak, bağlı olduğu kurumların başındaki insanlar dahi “ölü numarası” yapar.
Sessiz kalınarak “unutkan” halkın ve basının vermesi gereken tepkiyi vermediği için yaşanılan sorunun üzerine halı örtülür genelde.
AK Parti’de yıllardır bu tür durumlarda “ölü numarası” yapan çok yönetici var Malatya’da…
Bundan 3 gün önce malatyapencere.com’da ilginç bi haber yayınlandı.
Arapgir-Arguvan karayolunda bir minibüsün ilçe jandarma ekipleri tarafından durdurulduğu, 35 kaçak göçmenin yakalandığı yazıyordu haberde…
Göçmen taşıyan aracın AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş’e kayıtlı olduğu, sürücüsünün AK Parti İlçe Başkanı Veysel Ateş’in kardeşi Yunus Ateş ve yeğeni Veysel Ateş’in tutuklandığı aktarılıyordu haberde.
Bu haberden bir gün sonra Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Bilal Yıldırım ise basına gönderdiği yazılı açıklamada tutuklanan “kardeş ve yeğenin” Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MASKİ ve İtfaiye personeli olduğunu aktarıyordu.
CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba ise “sırtını partiye dayayanların, partide akrabası olanların nasıl rahat ve fütursuzca iş yaptıklarını, nasıl hukuksuzluklara bulaşıp ellerini kollarını sallayarak dolaştığını” aktarıyordu.
İYİ Parti İl Başkanı Hakan Yılmaz, AK Parti temsilcileri gibi sessizleri oynarken İYİ Parti’nin Yeşilyurt İlçe Başkanı Serdar Yıldız ise, gri pasaport olayında faillerin aklanmaya çalışıldığı bir ortamda AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı’nın kardeşinin ve yeğenin insan kaçakçılığı işinde olmasını AK Parti’nin 22 yıllık yönetimine bağlıyordu.
Genelde adını duymadığımız Zafer Partisi Malatya İl Başkanı Turgut Şahin ise Anadolu’daki insan kaçakçılığın üssü olarak Malatya’yı vurgularken, bu insan kaçakçılığından pay almak isteyen AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı’nın yakınlarını hatırlatarak eleştiri yapıyordu.
Bu bahsettiğim siyasetçilerin hepsi de yakalanan şahısların Büyükşehir Belediyesi ile bağlantılı olduğunu aktarıyorlardı.
20 Ocak 2023 tarihinde gelen bir ihbar üzerine Arapgir İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri bir minibüsü durdurur.
Minibüste Afgan uyruklu 35 kaçak göçmen çıkar.
Araçta “insan kaçakçılığı organizatörü” diye iddia ailen 2 kişi de yakalanıp tutuklanır.
İddia dememize bakmayın, suçüstü yakalanan bu 2 kişi Yunus Ateş ve Veysel Ateş’tir.
Biri, AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş’i kardeşi Yunus Ateş’tir, diğeri isim benzerliği olduğu için karıştırılan ve İlçe Başkanının yeğeni olan Veysel Ateş’tir.
Aracın Veysel Ateş’e kayıtlı olduğu söylenir ve haberde de o şekilde geçer.
Ama araç AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş’e değil, aynı isimde ve soy isimdeki yeğeni olan ve tutuklanan Veysel Ateş’e kayıtlıdır.
AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş'in kardeşi Yunus Ateş, 2014 yılında Malatya İtfaiyesi’ne girer. O tarihten beri Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı Yazıhan yerleşkesinde çalışır.
Yakalanmadan 2 gün önce yani 18 Ocak günü resmi izne ayrılır. 27 Ocak’ta işe başlamadığı için tutanak tutulur. Tutuklandığı için 30 Ocak’ta hakkında idari işlem başlatılmış.
İsim ve soy isim benzerliği olan “yeğen” Veysel Ateş ise 6 ay önce İŞ-KUR programı ile MASKİ’ye girer. İŞ-KUR programı bittikten sonra yani 20 gün önce işe alınır. İnsan kaçırdığı sırada izin almadığı biliniyor. Olay meydana çıktıktan sonra yine idari soruşturma başlatılmış.
Bu bilgiler ışığında ve bu kadar siyasetçi bu konuyla konuşmuşken AK Parti’den bir Allah’ın kulu niye konuşmaz?
AK Parti Yazıhan İlçe Başkanlığı öncelikle AK Parti İl Başkanı İhsan Koca’nın sorumluluğundadır.
Suç işleyenle akrabalık bağı olunması tabii ki suç değildir.
Ama göz göre göre bu iş yapılıyormuş. Yazıhan’da kimle konuşmuş isem çok ciddi iddialarda bulundular.
Ama bırakın il başkanını, kardeşinin suçüstü yakalanıp tutuklandığı bir ortamda AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı dahi açıklama yapmama gereği duyuyor.
Bu olay CHP’de yaşansaydı ne olurdu?
2 yıl önce aynı suç olmasa da farklı bir “rezillik” iddiasıyla CHP Kale İlçe Başkanı ile ilgili “taciz” iddiaları gündeme gelmişti.
Yer yerinden oynamıştı.
Olayı CHP’nin kurumsal kimliğine bağlayan AK Partili siyasetçiden tutun da Veli Ağbaba’nın o ilçe başkanını direkt atadığı ile ilgili sayısız AK Partili siyasetçi hem konuştu hem basını yazılı açıklama yaptı hem de sosyal medya bu tür paylaşımlar ile bir hafta gündemde kaldı.
O dönemler Yeşilyurt Belediyesi’nin “insan kaçakçılığı” olayı daha tazeyken ve bu konu ile ilgili hiç konuşmayan AK Parti İl Başkanı İhsan Koca “taciz” olayı patladıktan bir-iki saat sonra basına yazılı açıklama yapmıştı.
Şu açıklama hızına bak!
Yeşilyurt Belediyesi’nin insan kaçakçılığı olayını CHP’ye bağlayan Ahmet Çakır ve Hakan Kahtalı dahi “taciz” iddialarına sosyal medyada CHP’yi suçlayan paylaşımlar yapmıştı.
Aslında o dönemler konuşan ilk isim kimdi biliyor musunuz?
CHP İl Başkanı Enver Kiraz’dı.
O ilçe başkanını hemen görevden aldıklarını duyuruyordu.
Buna rağmen neler yazıldı neler…
Arkadaş para karşılığında 35 kaçak göçmen yakalanmış.
Göçmen kaçıranlar AK Parti İlçe Başkanı’nın kardeşi ve yeğeni…
Üstelik bunlar AK Parti’nin belediyelerinde çalışıyor.
Selahattin Gürkan dahi açıklama yapmıyor. Soruşturma açtıklarını dahi açıklamıyorlar!
Ben soruyorum AK Parti İl Başkanı İhsan Koca’ya?
AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş ile ilgili bir iç soruşturma başlattınız mı?
Böyle kötü bir olayda “AK Parti’nin” adının anılmasından dolayı en azından kardeş ve yeğenin soruşturması sürerken görevden almayı düşünüyor musunuz?
Bu kardeş ve yeğen kaç yıldır bu işi yapıyor?
Bu işin gerçekten “ilçe başkanınızla” bir alakası yoksa en azından bir açıklama yapmanız beklenmez mi?
Kurumsal anlamda partinize “kardeşi” yüzünden dahi olsa zarar verildiği için bir işlem dahi başlatmayışınız bu olayın üstünü kapatmaz!
Türkiye’de “göçmen kaçakçılığı” bireysel olamaz!
Organize bir suç türüdür.
Farklı bağlantıların bir hedef için organize olduğu bir süreçtir.
2022 yılında Malatya İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’nin rakamlarına göre 3 bin 101 göçmen sınır dışı edilmiş.
630 göçmen yakalanıp Malatya İl Göç İdaresi’ne teslim edilmiş.
Ki bu rakam “toplam yakalama” rakamı değildir.
Ülkedeki en önemli problemin “göçmen yoğunluğu” olduğunu sizler dahi dillendiriyorsunuz.
Böyle bir ortamda bir ilçe başkanınızın kardeşinin ve yeğeninin göçmen sektöründe yer alması ve tutuklanmasından sonra sessizleri oynamanız bizi daha çok kuşkulandırır.
En azından Malatya Valiliğinin bir açıklamasını beklerdim.
Bu tutuklu kişiler ne Büyükşehir Belediyesi’ni direkt bağlar ne de AK Parti’yi.
Ama bu tutuklu kişiler “sahiplenilirse” veya “sahiplenme eğilimi” kuşkusu oluşturulursa hem AK Parti’ye hem de Büyükşehir Belediyesi’ne zarar verir.
Ayrıca bu tutuklu kişilerin hem AK Parti’yi hem de Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kimliğini kullanmadığını düşünmek safça olur.
Ayrıntılı bir şekilde araştırılması gereken çok büyük bir ağın ufak bir parçası gözler önüne gelmiştir.
Üstüne gitmediğimiz zaman “şehir efsaneleri” konuşulur.
İlçe başkanınızın hızlı “zenginleşmesi” iddiasından tutun da “başkanlık titrinin her kapıyı açtığına” varıncaya kadar iddialar yazılmasa her tarafta konuşulur.
Hele Yazıhan’da bırak dedikoduyu artık “halkın yargısı” iş başına geçer!
Bunun dahi farkında değilsiniz!
