Malatya’da kurumsal olmasını beklediğimiz ama ne hikmetse sürekli “durumsal” olmasıyla gurur duyan çok kurumumuz var.
Kurumsal olmasını temenni ettiğimiz kurumlar dışında kurumsal olması hayati derecede önemli olan kurumlarımızın ise durumu aslında hiç iyi değil!
Bunların başında Malatya itfaiyesi geliyor maalesef!
Sivrice depreminden sonra Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığında ilginç şeyler oluyordu.
O dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, diğer tüm dairelerde ve şirketlerde olduğu gibi 24 saat esaslı çalışan itfaiyecilerin mesaisini vermiyordu.
45 itfaiye eri bir avukata gidip hak aramasına geçince mobbinge maruz kalmışlardı.
İşten atılmamak için 20 itfaiye eri davasından vazgeçmiş ama 25 itfaiyeci verilmeyen haklarının verilmesi için direniyordu.
Genelde “durumsal” olduğu için övünen Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan kıdemli 25 itfaiye erini park ve bahçeler müdürlüğüne sürerken park ve bahçeler müdürlüğünden ise 25 çalışanı itfaiye Dairesi’ne çekiyordu.
O tarihlerde yine itfaiyenin önemini, bir itfaiye personelin yetişmesinin kolay olmadığını ve bu durumun ne kadar yanlış olduğunu yazıyordum.
Her başarıyı kendisine ama yanlışı ilgili müdürlüğe havale eden Gürkan, olay ulusal basına taşınınca İtfaiye Daire Başkanı Hanifi Acar’ı görevden almıştı.
Mustafa Katipoğlu işte bu olaylardan sonra İtfaiye Daire Başkanı atanıyordu.
İtfaiyeci kökenli Katipoğlu, ilk olarak park ve bahçeler müdürlüğüne sürülen çalışanları ikna edip tekrar tecrübe edindiği kuruma almıştı ilk hamle olarak.
Fakat Sami Er gibi kurumsal olduğunu düşündüğümüz kurumlarda çalışmış bir bürokratın seçilir seçilmez ilk değişimi itfaiyede yapması garip gelmişti.
İyisiyle kötüsüyle 6 Şubat depremlerini 7-24 çalışarak hizmet vermiş bir kurumun başındaki insan ilk değişen olunca herhalde İstanbul’dan çok çok tecrübeli bir ismi atıyor diye düşünmüştüm.
Ama onu da yapmadı!
İtfaiyedeki bir eksiklik bazı dairelerin veya şirketlerin 100 eksikliğine bedel olacak bir ortamda Sami Er niye başını ağrıtmak istedi?
Katipoğlu ile ilgili bilmediğimiz bir durum mu var?
Bir belediye başkanı ekibini belli ederken etki altında bırakmamak adına bu konulara hiçbir zaman girmedim ve girmeyeceğim. Bu köşede çok sevdiklerim de olsa ekip kurulma aşamasında kimsenin PİAR’ını yapmam!
Ama iki gün önceki yangında itfaiyenin ihmali çok konuşulunca biraz detaylı araştırmak istedim.
Ben olayın detaylarını yazayım, ihmal var mı siz karar verin.
YANGIN NEREDE ÇIKTI?
Çavuşoğlu mahallesi dediğimiz yer, siren çalarak giden bir aracın Malatya merkezden 5-6 dakika içerisinde gidebileceği bir alan.
Üstelik Malatya itfaiyesinin sanayideki şubesine yangın 2 dakikalık mesafede.
Kimyasal ve yanıcı maddenin çok olduğu bir yangına 5 dakika bile geç kalınsa olay geçen günkü gibi olur.
Görgü tanıkları ve esnaf en az 10 dakika geç geldi itfaiye diyor.
YANGININ ÇIKTIĞI ALAN
6 Şubat depremlerinden 1 ay sonra 8 esnaf bu yanan yerin olduğu arsayı kiralıyor.
Tabanına beton dökülüp geçici temel atılıyor.
Profilden taşıyıcı bir sistem yapılıp duvarlarını saçtan kaplayıp tavanını da sandviç panel ile kapatıyorlar.
Hırdavatçı, elektirikçi, züccaciyeci, telefoncu ve fırıncı esnafların birleşip bitişik nizam yapılan bu geçici yerde ticaret yapmaya çalışıyorlar.
Toplamda 8 dükkanın bazıları 250 metrekare bazıları 150 metrekare. En ufak telefoncunun dükkanı 40 metrekareymiş.
Üstelik bu yapılan yerde yangın alarm sistemi de varmış.
İki gün önce saat 20:10’da alarm sistemi esnafların telefonuna uyarı vermiş.
Yangın dükkanların ilkinde hırdavatçıda çıkmış.
Esnaflar ilk bölgeye geldiğinde yangın diğer dükkanlara halen yetişmemiş.
Kimyasal ve boya malzemelerin olduğu yerde çıkan yangına önce 2 itfaiye aracı gelmiş.
Yangından yaklaşık 10-12 dakika içerisinde geldiğini söylüyor görgü tanıkları.
Fakat gelen ilk ekip çok acemiymiş.
Hatta toplamda 9 itfaiye eri zehirlenmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. Bunların 4’ü ilk gelen ekiptenmiş.
O kadar acemice davranmışlar ki…
Esnafa göre itfaiyenin 5-6 dakika geç kalması ve yeterli beceriye sahip olmayan itfaiye erlerinin acemice hareketleri yüzünden yangının önüne geçilemedi görüşü hakim.
İtfaiye eri telefondaki flaş ışığıyla önünü aydınlatır mı arkadaş?
Hangi çağda yaşıyoruz?
Bir iş yerinin camları kırılmadan su sıkılır mı?
Üstelik kimyasal yangınlarında suyun önemsiz olduğunu hatta çok zararlı olduğunu bilmek için itfaiyeci olmaya gerek var mı?
Su çok iletken olduğu için E ve F sınıfı yangınlarda fayda yerine yangının büyümesine neden olur.
Yine esnaf ve görgü tanıklarına göre yangından 2 saat sonra köpük sıkılmaya başlanmış.
Bu hatalar kabul edilebilir hatalar değildir.
Büyükşehir Belediyesi’nin bir iş makinesi yok mu?
Şehrin her tarafından 5-10 dakikalık bir mesafeye yangından saatler sonra iş makinesi gelmiş.
Toplamda 500-600 metrekarelik bir yeri söndürmek için giden itfaiye ekibinden 9 itfaiyeci nasıl zehirlenir?
Bu kadar bilinçsizce bir yönetim olamaz!
İstanbul’dan gelip doğru işlediğini düşündüğümüz bir kurumda hemen değişiklik yaparsan sonuçları geçen akşamki gibi “yuhlamak” ile sonuçlanır.
Esnaf pandemide yara almış. Sivrice depreminde biraz daha yara almış.
6 Şubat’ta bitip tekrar ayağa kalkmaya çalışmış.
Malatya merkezde her tarafa 5- 10 dakikalık bir mesafediki 8 geçici iş yerine müdahalede Malatya Büyükşehir Belediyesi yetersiz kalabiliyorsa esnaf tabii ki küplere biner!
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin İtfaiye Daire Başkanlığı bir an önce elden geçirilmeli, kurum içi kurum dışı eğitimler verilmeli ve envanter eksikliği varsa hemen temin edilmelidir.
Ve her ay tatbikatlar zorunlu hale getirilmelidir.
BU YANGININ ÖĞRETTİKLERİ
6 Şubat’tan sonra bu şehir köküyle fiziki olarak değişti.
Farklı iş yerlerimiz oluştu.
Çoğunluğu 21 metrekarelik konteyner kentlerden oluşan bu şehrimizde yeni yeni kurallarımızın olması artık elzemdir.
Bi kere güvenlik tedbirleri ile ilgili Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin bana göre ivedi bir şekilde bir ekip veya müdürlük kurması gerektiğini düşünüyorum.
Birçok güvenlik tedbiri var ve bunların asgari düzeyde uygulanması veya uygulatılması ile ilgili bir birimden bahsediyorum.
Bugün bir binek aracı yangın söndürme tüpü olmadan muayeneden geçemiyorken konteyner kentine dönüşmüş Malatya’da bu çok küçük önlemi düşünememesi garip değil mi?
O yüzden bir birim asgari önlemleri sıralayıp konteyner veya konteyner benzeri iş yerlerine bu tedbirleri uygulamalıdır.
VEKİLLER!
Malatya’da maalesef cenaze işleri ile övünen çok siyasetçimiz var!
Selahattin Gürkan’dan bahsetmiyorum.
Malatya’da her ne olursa olsun, olan şeye odaklanmayıp o olaydan sonraki hizmetler ile övünen ve bunu da biraz reklama çevirenlerin olduğu siyasetçiler ile dolu!
Son yangın olayı mesela…
Önce Abdurrahman Babacan tweet attı!
Bir Malatya milletvekilinin hiçbir sıkıntıda bu şehrin sınırları içerisinde olmamasını düşünüyorum.
Ben Abdurrahman Babacan’ın şehirde artçı deprem dahi yaşamadığını düşünüyorum.
Çünkü bu şehri tweetle yöneteceğini düşünüyor!
Yangın çıktığı dakikalarda İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak olay yerine gitmişti hemen.
En azından şehirde bir milletvekilimiz vardı.
Ama o da “cenaze işleri” ile övündü.
Yangına çok süper müdahale ediyormuşuz!
İhsan Koca da bir tweet atıp zahmette bulunmuş.
“Büyükşehir Belediye Başkanımız Sami Er’e teşekkür ediyorum” diye tweet atmış.
Hem cenaze işleri ile hem de imamla övünmüş!
Merkez ilçe belediye başkanlarını saymaya gerek yok!
Kısacası bu şehirde bir olay oldu mu bu siyasetçilerin paylaşımları beni daha çok kızdırıyor.
Kusura bakmayın ama ruh halim daha çok değişiyor maalesef!
Çukura düştükten sonra bir reklam hissi veya bir “övünme” gördüm mü insanlığımdan utanıyorum.
Bu seçilmişlerin kötü bir olay sonrasında birilerini, davalarını, partilerini veya kendisine yakın grupları övme tutkusu beni aşırı derecede irite ediyor artık.
Ruhsuz ve samimiyetten uzak birkaç cümle karşısında duygumu paylaşmak istedim.