Uzun zamandır söylerim…
Çoğumuz tesadüfen yaşıyoruz!
Çünkü yaşadığımız bir olaydan sonra sorumluları konuşmayız!
Ya takdiri ilahi deriz ya da kul yapısı deyip mevcut iktidara iş dokunur diye susarız!
O yüzden bir inşaatta ihmalden dolayı bir vatandaşımız öldüğü zaman da…
Bir doğal afetten dolayı insanlarımız öldüğü zaman da…
Fark etmiyor!
Çünkü ölürken ihmalin sebeplerine bakmayıp ölü sayısına bakıyoruz!
Ölü sayımız çok ise biraz bağırıyoruz ama ölü sayısı az ise o kısa süreli bağırmayı dahi yapmıyoruz!
Dün sabah saatlerinde Gündüzbey’deki sulama kanalı patladı.
İki yaralımız vardı.
Kozluk mahallesi etkilenmişti.
Üstüne Malatya içme suyunun kalbi Kaptaj’ın hasar aldığı söyleniyordu.
Hatta MASKİ hemen açıklama yapıp kısa sürede içme suyu bağlantısını kestiğini duyurdu.
Ama dünden beri bulanık su ve bugün de çok yoğun klorlamayı görüyoruz!
Valimiz, belediye başkanlarımız, vekillerimiz bölgeye gidip beylik cümleler kurup hayatına devam ettiler!
Arkadaş bir yetkili de çıksın desin ki bu kanal şu yüzden patladı!
En azından mikro depremler oldu, siz hissetmediniz ama kanalı çatlattı, deyin bari!
En iyisi ben anlatayım, siz karar verin ihmalin kimlerde olduğunu…
Çat Barajı’ndan Derme Sulama Havzası’na ve Çerkez Yazısı Sulama Havzası’na kapalı ve açık olarak su taşınır.
11 kilometre tünelden yaklaşık 7-8 kilometre ise açık kanallardan taşınır.
Keklicek Hidroelektrik Santrali’ne kadar tek hatta devam eder buradan sonra ikiye bölünür.
Sulama suyu Derme ve Çerkez Yazısı’na gider.
Gündüzbey, Yeşilyurt, Topsöğüt, Şahnahan, Dilek ve Hatunsuyu gibi bölgeleri kapsayan alana Derme Sulama Havzası deniyor.
Bu patlayan kanalın bakımı Derme Sulama Birliği’nin sorumluluğunda…
Ama DSİ’nin de burada sorumluluğu var.
Bu olay dün sabah 08.40’da meydana gelmiş.
İlk ihmal o bölgede bir yetkilinin dahi olmaması.
Kozluk Muhtarı ile konuştum. Saat 09.30’a kadar kimse telefonlarımıza bakmadı. Erken gelinseydi bu kadar hasar olmazdı, dedi.
Tek tek ihmalleri sıralayalım…
İhmalden dolayı “kul yapısı” bir kanal yıkılıyor.
İhmalin sorumluları ortada yok!
Olay yaşanırken 1 saat sonra gelen telefonlara cevap verilebiliyor!
Bayramdan dolayı arife günü DSİ yetkilileri vanaları kapatıyor.
Bu kapatma işleminin dahi yapılmaması gerektiği bildirildi görüştüklerim tarafından.
İkinci iddia ise vanaların kademeli açılmaması…
Burada da vanaların direkt açılması kanalın direncini zayıflattığı ve kırıldığı söyleniyor.
Asıl ihmal ise çıkış kapaklarının kapalı olması…
Bi tarafta giriş vanaları açılmışken çıkış kapaklarının açılmadığı söyleniyor.
Bölgedeki mahalleli ile ve muhtar ile görüştüm.
“Kapakların açıldığını ve ızgaraların tıkandığını söylemişlerdi ama biz bugün gittik gördük. Tahliye kapakları kapalıydı” dediler.
Bu ihmal doğru ise göz göre göre kanalı patlatmışlar!
Yok eğer tahliye kapakları açılmışsa ve ızgaralar tıkanmışsa o ızgaralar niye temizlenmedi?
1991 yılından beri kanalda her hangi bir temizlik yapılmamış!
Bölge halkı tesadüfen yaşıyor!
Eğer 200 metre daha ilerde kanal patlasaydı KAPTAJ’ın halini düşünemiyorum!
En az 2 ay tüm Malatya susuz kalırdı!
Aslında bu Malatya’ya büyük bir uyarıdır.
Malatya Valisi ve AK Parti Malatya milletvekili Öznur Çalık gidip bölgede inceleme yaptı.
Diğerlerini geçtim…
Malatya’nın mülki amiri ve AK Parti’nin Malatya’daki 1 numarası lütfen sosyal medyadan fotoğraf paylaşmasın!
Hemen bir soruşturma başlatsın!
Ve ayrıca kanalın beton direncinin çok düşük olduğu hatta yıkılan molozlarda hiç “demir” olmadığı söyleniyor.
Eğer bu doğruysa tehlike devam ediyor bence…
Bir an önce sorumlular açıklanmalıdır ve hukuki süreç hemen başlatılmalıdır!
4 ev ve 2 bin dönümlük meyve ağaçlık bölüm hasar almış.
Bahçeler moloz yığınlarıyla dolu…
Bir yandan sorumlular hemen yargının önüne çıkmalıdır bir yandan da ivedi bir şekilde bölge halkının mağduriyeti giderilmelidir!
Derme Sulama Birliği’nin ve DSİ’nin büyük ihmali var.
Şu saatte dahi Sulama Birliği Başkanı mahalle sakinlerine cevap vermiyormuş!
Yetkililerden ricamız fotoğraf paylaşımı yapmanız değil ihmallerin sebebini açıklamanızdır.
Ve ihmallerin sorumlularını yargıya havale etmektir!
Tesadüfen yaşadığımız kanısını ortadan kaldırmaktır.
Devlet dediğin organ budur.
Açık olan o kanalın boydan boya beton direnci testleri ve adını bilmediğim tüm incelemeleri bir an önce yapılmalıdır.
Bu iş ne sulama birliklerine ne de sorumsuz DSİ yetkililerine bırakılamaz!
Soruyorum buradan…
Kim suçlu Sayın Aydın Baruş?
Kim suçlu Sayın Öznur Çalık?