1994 yılında Bostanbaşı Belediyesi kurulduğu sıralarda o dönemler imar planını yapan İller Bankası, Bostanbaşı mahallesi diye şu anda kodlanan alan genel hatlarıyla tarım arazisi olduğu için en yüksek kat iznini “2 katlı ve bahçeli” imar planına izin vermişti.
Aslında şu anda zenginlerin kaçış noktası olarak görülen Fahri Kayahan, Yüzakı ve Güngör caddeleri Karakavak diye biliniyordu.
1990’lı yıllarda Malatya Belediye Başkanı Mimar Münir Erkal döneminde Karakavak Mahallesi imara açılmış ve ana caddelere 7 kat, ara cadde ve sokaklara 4 kat izni verilmişti.
Mehmet Yaşar Çerçi de dahil o bölge “cazibe bölgesi” alanı haline geliyordu.
Müteahhitlerin avuçlarını ovduğu bir dönem yaşanıyordu.
Aslında mahalle kültürünü Malatya’da ilk yok edilme girişimi diye tabir edilebileceğimiz bir süreç yaşıyorduk.
Vali Konağı caddesi (Mehmet Buyruk), Kanalboyu gibi yerlerden Malatya’nın batısına doğru bir zengin göçü ile beraber koca koca binalar dikiliyordu.
2004 yılına gelindiği zaman soyadı “Akın” olan iki muhterem(!) zat Malatya’nın kaderine etki edecek kararlar almaya başlamıştı.
Sulak ve kavakların göklere doğru uzandığı Karakavak Mahallesi tam olarak betonlaşmamışken “bostanlık” alan olarak bilinen ve sadece bahçeli iki kata müsaade edilen Bostanbaşı “amcaoğlu” belediye başkanları tarafından ve kendilerine ait arazilerinin de olduğu bilinen Bostanbaşı’yı imara açıyorlardı.
2004 yılında AK Parti’den seçilen iki amcaoğlu vardır.
Biri Malatya Belediye Başkanı seçilen Hüseyin Cemal Akın…
Diğeri Bostanbaşı Belediye Başkanı seçilen Yahya Akın…
İkisi de sadece bir dönem belediye başkanlığı yaptı.
Bostanbaşı bölgesini imara açan Bostanbaşı Belediye Başkanı Yahya Akın’ın arazileri olduğu hatta Cemal Akın’ın 200 dönümden fazla arazilerinin olduğu iddiaları havada uçuşuyordu o dönemler.
Toplamda iki “amcaoğlunun” kaç daire kazandığını bilemiyorum.
Ama bugün Bostanbaşı yerle bir olmuşsa bu iki “amcaoğlunun” büyük vebali vardır.
Kimse kusura bakmasın ama insan biraz utanır!
En azından bu milletten özür diler!
İki amcaoğlu da muhtemelen Malatya dışında bir yerlerde “artçıların” geçmesini bekliyorlardır!
Fakat Cemal Akın’dan sonra hem Fahri Kayahan bölgesi hem de Bostanbaşı farklı bir ivme kazanıyordu.
Bu ivme göklere doğru yükselirken Ahmet Çakır belediye başkanlığı yapıyordu!
Ahmet Çakır döneminde kat izinleri yükseldi mi bilmiyorum ama Ahmet Çakır’ın da bu milletten özür dilemesi lazım.
Depremzedeleri gezip fotoğraf paylaşmakla bu işler çözülmez!
Daha önce bazı imar izinleri veya kat izinleri verilmiş olabilir ama Çakır döneminde yüksek katlar inşa edilirken açıklama yapılması gerekmez mi?
Bizler dahi niye bu konularda fazla kalem oynatmadık diye kendimizi “sorumlu” hissederken, gece yastığa kafamızı koyduğumuz zaman “niye daha ağır yazılar” yazmadım diye hayıflanırken iki dönem bu memlekette belediye başkanlığı yapmış bir ismin kendisini "sorumlu" görmemesi abesle iştigal olur!
2014 yılına gelindiği zaman Malatya bir müteahhitle tanışıyordu!
Bostanbaşı, Fahri Kayahan gibi yerlerin Büyükşehir yasası ile Yeşilyurt’a bağlanması sonrasında sahneye Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat çıkıyordu.
İnşaattan belki de milyarlar kazanan Başkan Hacı Uğur Polat’ın döneminde de “tarım arazileri” yok edilmeye başlanmıştı.
2014’ten sonra Bostanbaşı veya Fahri Kayahan’nda yapılan binalara ruhsat veren “dini bütün” Polat, dağ-taş-ova demeden konutlar villalar dikiyordu!
Tecde ve Koyuönü onun eseriydi ama Bostanbaşı’nda bu kadar yoğun yapılaşmanın zamanı Hacı Uğur Polat dönemine denk gelir!
Kendisi de muhtemelen şehir dışında Google’dan “fay geçmeyen şehirleri” aratıyordur!
Aslında müteahhit Hacı Uğur Polat döneminde bir müteahhidi daha tanıyorduk.
Hacı Uğur Polat’ın sağ kolu ve Yeşilyurt Belediyesi İmar Komisyon Başkanı olarak bilinen İnşaat Mühendisi Başkan Yardımcısı Mehmet Çınar’ı izlemeye başlamıştık o dönemler!
Hani daha dün yapılmış Topsöğüt Konutlarının ağır hasar alması sonucu sanki inşaat mühendisi değilmiş gibi suçu sadece firmaya atan şu anki Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar!
Firmaya suçu atarken Yeşilyurt Belediyesi’nin “denetleme” yapmadığının itirafı bir açıklama yapmasına da artık takılmıyorum!
Takıldığım, Hacı Uğur Polat döneminde imar komisyonunda yer alırken hangi yıkılan binalara “ruhsat” verdiğini merak ediyorum!
Ortağı olduğu Çınarlar Beton’dan Yeşilyurt Belediyesi’nin yaptırdığı konutlara “gaz beton” satmakla, belediye eliyle “insan kaçakçılığına” alet olmakla bu felaketi değerlendiremeyiz!
Bin 400 canımız 2 dakikada yok oldu!
90 bin ev hasar aldı!
Çınar'ın kendi ifadesiyle "Yeşilyurt'taki binaların yüzde 70'i hasar aldı" ifadesi ortadayken.
Yaklaşık 4 bin bina tuz buz olmuşken hepinizin vebali var kardeşim!
Malatya’nın en az 20 yılına mal oldunuz!
En azından çıkıp özür dileyin kardeşim!
Ve bunlar yaşanırken daha önce ne iş yaptığını dahi unuttuğum bir belediye başkanımız daha var!
Hani dün akşam Habertürk’e çıkıp Malatya’yı tüm Türkiye’ye rezil eden 20 yıllık belediye başkanı Selahattin Gürkan’ın suçu yok mu?
2014’ten sonra Selahattin Gürkan Büyükşehir Belediyesi’nin doğal meclis üyesi değil miydi?
“Keşkem yok” diyen Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’a soruyorum:
“Mezarlık hizmetleri” ile övüneceğine 3 yıl önce Sivrice depreminden sonra şehrin güvenliği açısından ne yaptınız?
Bugün çarşı merkezi diyeceğimiz yer moloz yığınlarına dönmüşse sizin de suçunuz vardır.
Bu kadar insanımız vefat etmişken, çocuklar babasız kamışken, anneler evlatsız bir şehirde yaşamak zorunda kalmışken çıkıp televizyonda kendinizi övmeniz bu milletle dalga geçmektir!
Ben hayatımda kendimi bu kadar kötü hissetmemiştim!
Suriyeli sayısı Malatyalı sayısını çarşıda geçmiş durumdayken, çoğu insanımız şehir dışında kendisine bir yuva yapma peşindeyken, ilçelerin nüfusu en az 10 kat artmışken Selahattin Gürkan çıkıp Habertürk TV’de Ahmet Çakır döneminde yapılan İtfaiye binasının kendisinin yaptığını ve dayanıklı olduğunu anlatabiliyorsa gerçekten vay halimize!
Bu insanlar yeni bir Malatya kuracak üstelik!
Gel de kara kara düşünme!
Son olarak yeni müteahhit olduğunu öğrendiğim ve Battalgazi ilçesini de aynı Bostanbaşı gibi yapmak için mücadele verdiğini bildiğim Osman Güder’i de yazmam lazım!
Kaç yıl önce yaptığı çok katlı binası ağır hasar almış!
Bunun üzerine utanmadan “vicdanen rahatım” diye Sözcü gazetesine demeç vermiş!
Allah bizleri bu tür siyasetçilerden korusun!
Vallahi de billahi de Malatya’dan gitmek için çok nedenim var ama gidemiyorum.
Kendimi halen sorumlu görüyorum!
Bırakın belediye başkanını, vekilini…
Ben Bostanbaşı’nın muhtarı dahi olsaydım kahrımdan ölürdüm!
Bu olay Japonya’da yaşansaydı muhtemelen 100’lerce kişi harakiri yapardı ama burada herkes vicdanen rahat!
Arkadaş kim suçlu?
https://twitter.com/mahirtemur
Semira | 08 Mart 2023 11:44
Eski Barguzu Bostanbaşı belediye BAŞKANI Hasan Aydoğan’ı unuttunuz heralde ????♀️