Türkiye’de uzun zamandır gerçeklerin bir önemi yok.
Önemli olan kimin sesinin daha yüksek çıktığı…
Gerçeklerin bir gün ortaya çıkması gibi bir özelliği var ama anı yaşarken ve “o an” hayati bir durumdayken “yalanı bağırarak” haykırmayı maalesef toplumumuz da kabul görüyor.
Toplum kimin sesi yüksek çıkmışsa buna kanarken görevi “sorgulamak” olan gazetecilerin ise açık olan yalanları görmemesi ve mesleki bir refleks göstermemesi bu ülkenin maalesef kaderi olmuş.
Toplumu “aydınlatmakla” görevli olanların “toplumu kandıranlara” destek çıkması ise uzun yıllar bu ülkenin ve bu şehrin kanayan yarası olacaktır.
Zaten her gazetecinin her basın kuruluşunun en az bir siyasetçiyi eleştirmeme veya o siyasetçiyi her koşulda destekleme gibi bir görevi var.
Doğrunun peşinde koşmak yerine siyasetçilerin peşinde koşan, o siyasetçileri her koşulda ama her koşulda destekleyen gazetecilerin olduğu bir şehirde “doğruyu” bulmak zor olabilir.
Gelin bugün size 2 çarpıcı örnek vereyim.
Yaklaşık bir haftadır hastane koridorlarında vakit geçirirken gündeme bakamamıştım.
Ama bu süre zarfında Skandal Olaylar Federasyonu Malatya Şube Başkanı Mehmet Çınar’ın bir skandalı daha ortaya çıkmıştı.
Bir de Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Recep Bentli’nin akrabalarına kadro verdiği iddiası gündem olmuştu.
İlkinden başlayalım…
Bi kere aklı başında her Malatyalı artık Mehmet Çınar’la ilgili ne ortaya çıkarsa “kesin yapmıştır” diyor.
Bu bile başlı başına Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın nereden nereye savrulduğunu açık bir şekilde gözler önüne seriyor.
Metin Cihan diye bir gazeteci Mehmet Çınar’ın aile şirketi OSMANOĞULLARI GAZ BETON SAN.TİC.AŞ’nin İsrail’in tedarikçisi olduğunu ve İsrail’e mal sattığını Twitter’dan paylaştı.
Ve bir belge de yerleştirdi paylaşımına.
Bunun üzerine CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba da Metin Cihan’ın paylaşımını paylaşıp Mehmet Çınar’ı eleştirdi.
“Bir taraftan İsrail’i kına, diğer taraftan İsrail’e mal sat” diye paylaşım yaptı.
Bir gazetecinin haberinden sonra iddiaya muhatap olan kurum veya kişi ne yapar?
Genelde bu tür durumlarda Mehmet Çınar, yapılmayanı yapar.
Kendimden biliyorum!
Önce Metin Cihan’a PKK’lı dedi sonra bu haberin Veli Ağbaba tarafından yaptırıldığını söyledi.
Sonra o belgenin sahte olduğunu haykırdı.
"İbranice uydurma bir görsel oluşturup bunu belge olarak yayınlamak, ancak alçak insanların işidir" dedi.
Çınar yaptığı uzun paylaşımında belgenin sahte olduğunu söylerken Veli Ağbaba’nın kardeşinin ticaretine de girdi. Konuyla alakası olmayan ne varsa toplayıp haykırdı. Veli Ağbaba’nın Sünni düşmanı olduğunu bile yazdı ama ortaya atılan iddiaya sadece “sahte belge” demekle yetindi.
Ama ortada çok büyük bir iddia vardı.
Paylaşılan o belge şu:
İsrail Ticaret Bakanlığından alındığı belli olan bu belgeyi incelediğin zaman bazı detayları görebiliyorsun.
Bu paylaşılan belge, İsrail Standartları Enstitüsü tarafından uygun olan markalara verilen izinler listesi.
Mehmet Çınar’ın dediği gibi sahte bir belge oluşturulmamış!
Bu belgeye göre İsrail Ticaret Bakanlığı, 26 Temmuz 2022 tarihinde Mehmet Çınar’ın aile şirketi OSMANOĞULLARI GAZ BETON’a, “Prefabrik beton üniteler” kategorisinde “117954” izin numarası ile mal satabilir izni vermiş.
Kısacası Mehmet Çınar’ın aile şirketi İsrail’in ilgili bakanlığına “size mal satmak istiyoruz” diye müracaat etmiş ve İsrail Ticaret Bakanlığı da incelemiş ve demiş ki “siz bize mal satabilirsiniz”.
Paylaşılan belge işte bu!
Sorulacak soru belli:
Mehmet Çınar’ın aile şirketi İsrail’e 26 Temmuz 2022 tarihinden sonra mal sattı mı?
Müracaat ettiklerine göre satmıştır tahmininde bulunuyoruz.
Mesela son 3 ay içerisinde bu şirket İsrail’e mal sattı mı?
Bu 2 soruyu kesinleştirmenin birkaç yolu var ama ben direkt en basit yolunu söyleyeyim.
Bi kere Mehmet Çınar İsrail’e mal satmadığını söylüyorsa öncelikle şu belgeleri paylaşmalıdır:
OSMANOĞULLARI GAZ BETON şirketinin bağlı bulunduğu İhracatçılar Birliği’nden alınmış İsrail’e mal satılmamıştır belgesini istemelidir.
Bütün kayıtlar bağlı olduğu İhracatçılar Birliği’nde mevcut.
Mesela şu da olmuş olabilir:
OSMANOĞULLARI GAZ BETON şirketi, başka bir şirket üzerinden en direkt İsrail’e mal vermiş de olabilir.
Bunun da kayıtlarını paylaşması lazım.
Mesela Mehmet Çınar’ın aile şirketi “X” bir şirkete mal satıp o “X” şirket de İsrail’e o alınan malı satmış olabilir. O “X” şirketi sadece aracı kılmış olabilir.
Samimi ve gerçekten İsrail’e mal satmadığını söyleyen bir kişi birkaç belge paylaşıp bulanık olan ortalığı aydınlatabilir.
Mehmet Çınar samimiyse çok kısa bir paylaşımla yalanlayabilirdi ama her suçlunun yaptığı gibi konuyla alakasız iddiaları ortaya atıp atıfta bulunulan iddiayı etkisizleştirmek kuşkulandırır hepimizi.
En azından beni!
Gazeteci dediğin kişinin “kuşkuları” çoğu şeyi ortaya çıkarır!
O yüzden bu soruları soruyorum.
Ayrıca Mehmet Çınar acaba PKK’lı dediği gazeteci Metin Cihan ile ilgili suç duyurusunda bulunmuş mudur?
Tüm sorduğum soruları es geçiyorum.
Eğer Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, 15 Aralık 2023 tarihinden önce (bugün) Metin Cihan’a suç duyurusunda bulunmuş ise önceki soruları cevaplamasına gerek yok.
En azından samimi olduğuna inanacağım!
Lütfen Metin Cihan’a suç duyurusunda bulunduğunuz belgeyi paylaşın!
Bir “sahte evrak” paylaşımı yapıp bir hafta boyunca sessiz kalmak çoğu gazeteciyi inandırabilirsiniz ama beni inandıramazsınız!
RECEP BENTLİ DE HATALI!
Bildiğiniz üzere Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) eski rektörü Aysun Bay Karabulut Malatya’ya gelmiş geçmiş en berbat yönetimiyle tarihe geçmiş, bir rektörün yapmaması gereken ne varsa yapmış, gelir gelmez yeğenini daire başkanı yapıp sonra başka bir üniversitede olmasına rağmen eşini de rektör yardımcısı gibi hareket ettirmiş bir akademisyendi!
Hızlı zenginleşmesinden Ankara’da çocuğunun altına verdiği makam aracının yakıtını bile üniversiteden ödetmesine kadar bu rektör hakkında sayısız yazım var.
Şahsım ile alakalı bi sürü suç duyurusunda bulundu ama hepsinde de Cumhuriyet Savcılarımız “gazetecilik faaliyeti” yaptığımı söyledi.
Kendisinden sonra o koltuğa Prof. Dr. Recep Bentli geldi.
2 dönem (8 yıl) Malatya Sağlık İl Müdürlüğü görevinden sonra MTÜ’nün rektörlüğüne getirilen Bentli ile alakalı birkaç duyum dışında bi şey duymamıştım.
Fakat maalesef 6 Şubat depremlerinden sonra tüm yönümüz yıkım oldu.
Malatya’nın daha büyük sorunları oluşmuştu.
Ama Sözcü’den çıkan haber sonrasında bi taraf sadece Sözcü’nün haberini verdi diğer taraf ise Recep Bentli’nin açıklamasını verdi sadece.
Sözcü gazetesinin “Akraba üniversitesi!” başlığındaki haberde “Recep Bentli’nin akrabalarının üniversitede akademik ve idari kadroda görev yaptıkları ortaya çıktı.” deniyordu.
Rektör Recep Bentli’nin teyzesinin kızı, amcasının oğlu, kayınbiraderinin eşine kadro verdiğini yazmıştı.
Bunun üzerine Bentli ise bir açıklama yapıp, bu bahsi geçen akrabalarının önceki Rektör Aysun Bay Karabulut döneminde alındığını söyledi.
Aysun Bay Karabulut ise “Herkes akrabalarına sahip çıkmalı” diye paylaşım yapıp sonra bu açıklamayı sildi.
Maalesef yine sadece açıklamalar üzerinden olaya baktık.
Recep Bentli’nin akrabaları Aysun Bay Karabulut döneminde alınmış olsalar bile Bentli o göreve geldikten sonra en azından bir işlem yapabilirdi.
Ayrıca bu akrabalar MTÜ’ye alınırken Recep Bentli’nin Sağlık İl Müdürü olduğunu ve burada bir dahlinin olma ihtimalinin yüksek olduğunu da belirtmek gerekir.
Hadi hepsini geçelim.
Maalesef çok uzun yıllardır üniversitelerimiz kayısı bahçelerine dönmüş!
İnönü Üniversitesi de dâhil çoğu üniversitede alımlar hep sıkıntılıydı.
Akademik personel alınacaksa önce alınacak kişi belirlenip sonra ilana çıkılıyor.
Recep Bentli’den önce de sonra da…
Nokta atışı yapılıp aldığı kursa kadar ilana çıkılan yüzlerce örnek verebilirim.
Hatta tesadüfen aynı şartları taşıyan başka bir aday çıkınca, daha özel şartlar oluşturmak üzere alımı iptal ediyorlar.
Prof. Dr. Recep Bentli de hepimizden daha biliyor bu düzeni…
Meşale’ye yakınlığı ile bilinen Bentli maalesef kadrolaşırken bu hassasiyetini ön plana aldığını da duyuyorum.
Nokta atışı ilanlarla personel aldığını da biliyorum.
Birinci dereceden yakınlarının ortaya çıktıktan sonra “Benim dönemimde alınmadı” demek yeterli olmaz!
Her ne kadar dekan yardımcılıkları akademisyenler için çok talep ettiği makamlar olmamasına rağmen Rektör Bentli’nin akrabalarını bu tür görevlerde tutması etik değildir.
Recep Bentli de masum değildir!
Bunu kendisi de iyi bilir!
