Sene 2014 yıllarıydı…
Ahmet Çakır Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı’ydı.
Mustafa Şahin milletvekiliydi.
Bülent Tüfenkci AK Parti İl Başkanıydı.
Hakan Kahtalı daha AK Parti İl Başkan Yardımcılığı yapıyordu.
Hacı Uğur Polat ise Yeşilyurt Belediye Başkanıydı.
Meşale derneği gücünün doruğundaydı.
O tarihlerde “Belediyeye adam alınacaksa Meşale’den bir referans lazım” algısı oluşmuştu.
Topu topu 500 kişiyi geçmeyen bir dernek o tarihlerde gücünü tüm Malatyalılara hissettiriyordu.
2015 genel seçimlerine gelindiği zaman adını sanını daha önce duymadığımız Nurettin Yaşar vekil oluyordu.
Bülent Tüfenkci de vekil oluyordu.
Kahtalı il başkanlığa getiriliyordu.
Meşale’nin o tarihlerde televizyonu çok aktifti.
Ahmet Çakır Meşaleci değildi ama kadrosunda Meşaleciler çok fazlaydı.
Öznur Çalık bile gücünün doruğundayken Meşale’yi karşısına alamamıştı.
Bu güç nasıl oluştu?
Koordineli bir ilerleyiş miydi yoksa kendiliğinden mi gelişmişti?
Ama o tarihlerde daha Şevket Keskin “Şelale” demeden çok önce Meşale’yi eleştirdiğimi iyi hatırlıyorum.
O tarihleri düşünün…
AK Parti teşkilatının başında Meşaleci vardı.
Yeşilyurt Belediyesi bunlardaydı.
Büyükşehir Belediyesi’nde birçok koltuk bunların elindeydi.
2 vekilleri vardı hatta biri bakan oldu sonra.
Ama o tarihlere döndüğünüz zaman belki Nurettin Yaşar bilinçli bir tercih olmuş olabilir ama ne Hacı Uğur Polat, ne Kahtalı ne Tüfenkci ne de Mustafa Şahin sırf Meşaleci oldukları için bir koltuğa gelmediler.
Hele Tüfenkci’nin bakanlığının Meşale’yle alakası bile olmamıştır.
Fakat o tarihlerde komplo teorileri üreten halk çok dedikodu yapıyordu.
Ama ortada bir gerçeklik vardı.
O dönemin Malatya’sında Meşale çok çok güçlüydü ve herkes korkuyordu.
Bizim basın ise her zamanki gibi seyrediyordu.
Fakat Malatya’da işler bugünkü gibi değil, tam tersine yatırımlar geliyordu.
Ahmet Çakır çok iş yapmıştı. Hacı Uğur Polat çok çalışkandı.
Çakır döneminde altyapıya harcanan paranın haddi hesabı yoktu.
Şu anda Gürkan’ın övündüğü çoğu proje Çakır döneminde ya başlamıştı ya da bitmişti.
Fakat ne zamanki Ahmet Çakır vekil olmak için istifa edip Hacı Uğur Polat Büyükşehir Belediyesi’nin koltuğuna oturunca işler değişti.
Hacı Uğur Polat halis muhlis tam bir Meşaleciydi.
Kendisini Mısır’da zanneden, Malatya’nın da Mısır gibi olmasını isteyen bir tipti.
Cumhuriyet değerleriyle o kadar zıttı ki, çarşıdaki afişlerden dahi kendini Mısır’da hissedebilirdin.
Bir yandan ticaretini büyütürken diğer Meşaleciler gibi diğer yandan Malatyalıların Bedeviler gibi olmasını istiyordu.
Bugün Meşale Derneği üçe bölünmüşse bunun büyük sebebi Polat’tır.
Atanmış bir belediye başkanı önce Ahmet Çakır’ın ekibine el attı hemen.
Freni patlamış kamyon gibi hareket ediyordu Hacı Uğur Polat.
ER TV’de kamuoyundaki çıkan bilgileri cevaplamak için çıktığı bir program vardı mesela. Hacı Uğur Polat’ın gideceğini o gün anlamıştım.
Şehirde hava tersine dönmüştü.
Selahattin Gürkan bu havayı kullanmak istedi. Kısmen kullandı da.
Çünkü Hacı Uğur Polat’ın aday gösterilmeyişi Meşale’nin ilk yenilgisi gibi algılanmıştı.
Aslında Selahattin Gürkan için Meşaleci olmak da Ülkücü olmak da çok önemli değildi.
O hep kendisine yarar mı diye bakardı olaylara.
Hatta 2019 yılında seçimlere çok kısa bir süre kalmışken, AK Parti Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı sıfatıyla Meşale’yi bizzat ziyaret eden Selahattin Gürkan’dı.
Gürkan o ziyaretinde “Meşale de Malatya’daki eğitim faaliyetlerini yürüten güzel bir kuruluşumuzdur” demişti
*FOTOĞRAF: Selahattin Gürkan - Tamer Çalhan
Çünkü Gürkan’a oy lazımdı.
Yine bu ziyaretinden sonra bu köşede “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” tadında bir yazı yazmıştım.
Zaten seçildikten sonra da Meşale ile hiç işi olmadı. Hatta halen dahi Gürkan’ın ekibinde Meşaleci olduğu bilinen isimler var.
Ne zamanki başkanlık elden gidiyor fikri ete kemiğe bürününce tekrar başladı bi Meşale furyası.
Neymiş efendim Malatya’yı Meşale’ye teslim etmeyiz!
Sami Er Meşaleciymiş!
Tek elden çıktığı belli olan bu kara propaganda muhtemelen Gürkan’ın siyasi tarihini bile bitirebilir.
Daha Büyükşehir’in adayı açıklanmamasına rağmen belli bir grubun AK Parti İl Başkanlığı önünde eylem yapması bir belediye başkanı için siyasi intihardır.
Bu eylemin mucidinin ise daha önce Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın danışmanlığını yapan ve kaç aydır Gürkan’ın danışmanı olarak ne halt yaptığı belli olmayan zatın yaptığı söyleniyor.
Sami Er’in Meşaleci olmadığını Gürkan da iyi biliyordur.
Ama mesele doğru değil ki…
Hiçbir zaman “doğru” olmadı!
Mesele olmayan bir kamuoyu oluşturup buradan adaylık devşirmek!
Bugün Meşale dediğiniz dernek 3’e bölünmüş hatta binasının elektrik faturasını dahi ödeyemeyecek duruma gelmişti bi ara.
İşte adı sanı unutulmuş bu derneğin Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne aday belirlediğini söylüyorlar!
Gücünün doruğundayken 40 kez eleştirdiğim Meşale Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği bugün bırakın o gücü kurucuları dahi birbirine girmiş durumda.
Komplo teorileriyle Selahattin Gürkan’ın tekrar aday gösterilmesini istiyorsanız daha akılcı fikirler bulmalısınız!
Çünkü yapmak istediğiniz her neyse Gürkan’a faydası yok!