Malatya’da çoğu durum karşısından kendimi bir fıkranın içerisinde hissediyorum.
Gerçekten Malatya’da bazı durumlar fıkra gibi.
Hafta sonu Yeni Malatyaspor’un Mali Kongresi vardı.
Fıkra gibi bir kongre…
Yeni Malatyaspor’u düşürenlerin konuştuğu hatta bağırarak “hesap sorduğu”, Başkan Gevrek’i eleştirilenlerin suçlu olduğu, borçsuz aldığı kulübü kendi ifadesiyle 318 milyon borçla bıraktığı bir ortamda büyük başarılar elde etmiş gibi sadece 4 ret oy haricinde salondaki üyelerin hepsi Adil Gevrek ve yönetimini ibra etti.
Üstelik alkışlarla “İyi ki düşürdün” dercesine bir havayla ibra edildi.
Mali Kongre’yi izlerken işte bu hali düşündüm.
Sanki bir fıkranın oyuncuları gibi geldi bana.
*
Sevdiğim bir fıkra vardır.
Doktorun biri yılbaşı gecesi akıllanan delileri tespit etmek ve salmak için hastaneye gitmiş.
Hastaneye girer girmez bakmış ki tüm deliler zıplıyormuş.
Hasta bakıcıya sormuş hemen:
“Bunlar neden bu şekilde zıplıyor?”
Hasta bakıcı, “Kendilerini patlamış mısır zannediyorlar” demiş.
Köşede duran bir delinin zıplamadığını ve cansız manken gibi yerde oturduğunu fark etmiş.
Hemen gidip sormuş:
“Sen niye zıplamıyorsun”
“Ben tavaya yapıştım” demiş.
*
Normal kelimeler kurup bunları öbek halinde cümlelere çevirmem şu saatten sonra çok zor.
Bari bir kamyon arkası yazısı ile yazıyı bitireyim:
“Sana gelmediğim gün, sanayiye gittiğim gündür gülüm…”
*
Yazı bitti, Vahap Güner’i okumaya geçebilirsiniz!