Depremden hemen sonra “Müteahhit Belediye Başkanı” başlıklı bir yazı yazdım.
Çok çok okunmuştu.
Bana göre “simge” bir örnek olmalıdır.
Siyaset ile ticaretin bu kadar birbirine girdiği bir yapılaşmaya hepimizin karşı gelmesi lazım.
O yazımda bu siyaset ve ticaret yapılaşmasını yazarken dahi moralim çok bozulmuştu.
İşte bu moral bozukluğunun da verdiği duyguyla Sinerji İnşaat şirketinin sahibi olduğunu bildiğim Kadircan Esen beni aradı.
Kadircan Bey kusura bakmasın ama telefonumda bu isim çıkınca dahi moralim bozulmuştu.
Bakmadım telefona.
Bu telefondan kısa süre sonra bir gazeteci arkadaşım aradı.
Muhtemelen Kadircan Esen yüzünden arıyordur diye düşünüp o gazeteci arkadaşımın da telefonuna bakmadım.
Ertesi gün aynı gazeteci arkadaşım aradığında açtım telefonu ve tahmin ettiğim gibi konu “Sinerji Grup”tu.
Kadircan Esen, Toscana 2 sitesi ile ilgili yaptığı konutun sağlam olduğunu hatta Yıldız Teknik Üniversitesi’nden konutlarını inceleme yapması için İstanbul’da olduğunu aktarmış gazeteci arkadaşıma.
Toscana 2 sitesinin dış cephesinde sadece hasar olduğunu anlatmış.
Ve diğer yapıların “hasarsız” olduğunu da belirtmiş.
Şimdi size Sinerji İnşaat’ın yaptığı yeni sayılabilecek bir sitesinin lansman tanıtım paylaşımını göstereceğim.
Toscana Residence sitesi…
Sinerji İnşaat'ın en prestijli sitesinin bugünkü durumunu da bakın şimdi:
Bu fotoğrafları inşaat mühendisi arkadaşıma gösterdim.
Bu bina ağır hasarlıdır, dedi.
Zaten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün raporu da “ağır hasarlı” yönünde.
E-Devlet’ten açık bir şekilde “ağır hasarlı” yazıyor.
Toscana 2 sitesi orta hasardan hafif hasara çevrildi.
5 yıllık Toscana Residence sitesi ağır hasarlıyken siz alenen hiçbir binamız ağır hasar almadı dediniz.
Üstelik, Karar gazetesinden Yıldıray Oğur’un “Kayısı bahçeleri nasıl mezarlığa döndü” yazısından sonra avukatlarınız aracılığıyla attığınız cevap metninde,
“Sinerji İnşaat’ın dekor duvarının devrilmesinin sorgulanması bütün problemleri çözecekse, memleket kurtulacaksa diyecek sözümüz yok” demişsiniz.
Dekor duvarıymış!
Aslında o cevap metni de enteresan.
Bakanlık kararı ile “orta hasarlı” binaların tekrar incelendiği ve ilk incelemelerdeki “orta hasarlı” binaların yüzde 80’inin hafif hasara çevrildiğini belirtmişler.
6 Şubat depreminden sonra yapılan ilk incelemedeki tüm orta hasarlı binaların yüzde 80’i hafif hasara çevrilmiş!
Bu bilgiye ben bir gazeteci olarak ulaşamam.
40 kişiyle görüşsem dahi bu kadar yapının ortalamasını alıp bizlere bir cevap veremezler!
Siz güçlü bir müteahhitsiniz!
Bahsettiğimiz konu tam da burası kardeşim.
Ortaklık yapınız medeni ülkelerde sorgulanır.
Hele şehir moloz yığınlarına dönmüşken!
Ayrıca Malatya Valisi Sayın Hulusi Şahin’e bir soru sormak istiyorum:
Sinerji İnşaat’ın avukatları aracılığıyla gazeteci Yıldıray Oğur’a gönderdiği cevap metninde “yüzde 80” rakamı doğru mu?
İlk hasar-tespit raporlarında verilen “orta hasarlı” binaların yüzde 80’i ikinci tespitlerde “hafif hasarlı” olarak mı revize edildi?
Herhalde Vali Bey’in bilmediği bir bilgiyi Sinerji Grup da bilmiyordur!
MALATYA BUNLARI HAK ETMİYOR!
6 Şubat depremlerinden sonra hasar-tespit raporları ile ilgili neredeyse son yazılarımın hepsinde bahsettim.
Malatya’da başlatılan “gönüllü raportör” uygulamasının skandal olduğunu ve hemen bundan vazgeçilmesi gerektiğini söyledim.
Çünkü 3 yıl önce Sivrice depreminde biz hasar-tespitlerin sıkıntılı olduğunu görmüştük ve o zamanlar yine yazılar yazmıştım.
6.8 büyüklüğündeki depremden sonra bizzat Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın “Şu anda 30 bine yakın bize müracaatlar var. 359 tane yıkılacak ev var. Artarak devam ediyor. Diğer taraftan da 7 bin civarında ağır hasarlı konut olduğu…” diye devam eden konuşması var mesela.
Biz 3 yıl içerisinde Malatya’da yıkılan 7 bin bina görmedik.
Üstelik o dönemler orta hasar almış binalara bir yıl güçlendirme izni veriliyordu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Malatya İl Müdürlüğü bir yıl içinde orta hasarlı konutlarını güçlendirmeyenlerle ilgili hemen o yapıların yıkılması gerekiyordu.
Biz Malatya’da tek bir orta hasarlı binayı dahi “güçlendirme” yapılmadığı için yıkıldığını son 2 yılda gördük mü?
Ulaştığım yeni bilgilere göre Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Sivrice depreminden sonra orta hasar almış yapılar ile ilgili ek süre veriyormuş!
Son olarak 2022’nin aralık ayında tekrar ek süre vermiş iddiaları var.
Bu iddia doğruysa Malatya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde ne kadar yetkili varsa görevden alınması gerekir.
10 koyun dahi teslim etmemek lazım bu bürokratlara…
2020 yılının ocak ayından beri “orta hasarlı” binalara ek süre veren kim varsa bu şehirden gönderilmelidir!
Ben depremin ilk gününden beri sizce niye bu basiretsiz siyasileri ağır eleştiriyorum.
İşte bunda kardeşim bundan.
Yıllardır şehirde “il müdürü” atamaları nasıl yapılıyordu?
Biz açık açık Sağlık İl Müdürü Prof. Recep Bentli’nin görevine tekrar atanmamasını vekillere sorduğumuzda “AK Parti İl Başkanı ile anlaşamıyordu” bahanesini duymuyor muyduk?
AK Parti İl Başkanı İhsan Koca’nın taleplerini yerine getirmediği için gözden çıkarılmadı mı?
Bu memlekette Milli Eğitim Müdürü Battal Kanbay vakasını yaşamadık mı?
Sivrice depreminden sonra İl Milli Eğitim Müdürlüğü koltuğuna oturduğu zaman, okullar ile ilgili hemen Elazığ Üniversitesi ile bir protokol imzalayıp Malatya’daki tüm okulları incelettirmişti.
70’e yakın okul Battal Kanbay olmasaydı o dönemler yıktırılır mıydı?
18 ay boyunca “asaletini” dahi vermeden bazı cemaatlere kurban ettiler Kanbay’ı!
İster adına Meşale deyin ister İlim Yayma deyin…
Fark etmez.
Milli Eğitimi, söz sahibi olma konusunda yıllardır alışık olan bu derneklerden uzaklaştırdığı için görevden alınmıştı.
Bu basiretsiz siyasilerin ildeki tüm atamaları bu şekildedir.
Hepsi “köşe” kapma peşindedir.
Hepsinin de bir “il müdürü” kontenjanı vardır ve bu il müdürleri de AK Parti İl Başkanı’na tabiidir!
Önce AK Parti İl Başkanı’na hesap verirler sonra Vali’ye!
Bunları çok açık bildiğim için bugün Malatya’daki siyasilerin telefonlarına cevap vermiyorum!
Danışmanlarına dahi bu hakkı vermiyorum!
Şehrim yerle bir olmuşken bu vekiller ve belediye başkanları, ne şehre gelen bakanlara ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğru bilgi vermiyor!
Ülkede Maraş, Adıyaman, Hatay halen ulusal gündemde sürekli tartışılırken bu vekiller bir ulusal kanala bağlandı mı?
Şehrin durumunu açıklıkla anlatabildi mi?
Ulusal kanala bağlanan tek kişi Büyükşehir Belediye Başkanı idi, o da kendisini övdü sadece!
Malatya bunları hak etmiyor!
Kadim şehrimiz yok olurken de ben bunları yazıyordum yok olduktan sonra da bunları yazıyorum.
Kalemimi hiçbir zaman bir siyasi partinin ideolojisi ile boyamadım.
Yeri geldi CHP’yi de eleştirdim İYİ Parti’yi de eleştirdim.
Ama bu kadim şehir bu moloz yığınlarını da kaldırmayı bilir, şehri tekrar yaşanabilir bir hale getirir.
Yeter ki bu şehri kişisel menfaatleri yerine şehrin menfaatini ön plana çıkaran binlerce Malatyalı susma tercihini konuşmaya çevirdiği zaman olur.
STK’lar ayağa kalktığı zaman olur.
Sorgulayan duyarlı toplumları depremler yıkmaz.
Sorgulamayan duyarsız toplumları yıkmak için 7,8 büyüklüğündeki depreme gerek yoktur.
Ülken adına, şehrin adına örgütlenmeyi beceremiyorsa zaten yok olmaya mahkûmsundur.
Depremden hemen sonra seçime gidiliyor olması bir fırsat olabilir.
Hangi partiden olursa olsun, tüm aday adaylara bakarken o adayın “bagajına” bakın!
Ve ona göre karar verin.
Aday adayları ile ilgili tek ve son yazım bu!
Serçe | 30 Mart 2023 08:58
Ağzınıza kaleminize sağlık.