Ahmet Küçükşahin

Güven Duygusu En Önemli Yatırım Aracıdır

Ahmet Küçükşahin

Bankaların ve tüm ekonominin hayatta kalabilmesi ve büyümesini sağlayan şey, geleceğe olan güvenimizdir. Bu güven, dünyadaki paranın büyük bölümünün tek dayanağıdır.

Bütün sistem hayali bir geleceğe olan güven üzerine kuruludur. Gelecek ise, ‘kaynaklarımızın bugünkü kaynaklarımızdan çok daha fazla olacağı’ varsayımına dayandırılmıştır. 

1500’lü yıllardan önce genellikle geçmişin, o andaki zamandan daha iyi olduğuna; geleceğin daha kötü veya en iyi ihtimalle yaşanmakta olan zaman kadar iyi olacağına inanılırdı.

Bu yüzden pek çok kültür, para kazanmanın günah olduğuna ikna oldu. ‘Eğer pasta değişmiyorsa ve bunun büyük kısmına sahipsem, bir kısmını başkasının payından çalmış olmalıyım’ düşüncesi hakimdi.

Zenginler de bu yüzden, yani kötülükleri yüzünden karlarının bir kısmını fakirlere dağıtmak durumundaydı.

Kredi ise, bugünün pastası ile yarının pastası arasındaki farktır ve gelecek karşısında bugünü inşa etmemize imkan sağlar. 

İlerleme fikri, ‘eğer cehaletimizi kabullenirsek ve araştırmalara kaynak ayırırsak bir şeylerin iyileşebileceğine inanmaya dayanır’ yaklaşımı, kısa süre sonra ekonomiye uyarlandı. 

Geçtiğimiz beş yüz yıl boyunca, ilerleme fikri insanların geleceğe giderek daha fazla güvenmelerini sağladı. 

Adam Simith insanlara ekonominin bir “kazan-kazan durumu” olduğunu öğretti. 

Simith zenginlikle ahlak arasındaki geleneksel karşıtlığı yıkarak, zenginler için Cennetin Kapıları’nı açmış oldu. Zengin olmak demek, ahlaklı olmak demekti. 

Zenginlik ve sermaye farklı farklı şeylerdir. Sermaye, üretime adanmış para, ürün ve kaynak demektir. Zenginlik ise toprağa gömülmüş veya üretken olmayan faaliyetlere harcananlardır. 

Eğer bir siyasi parti, vatandaşa güven veremiyorsa umut olmaktan çıkmış demektir. 

Eğer bir ülkede yatırımlar durmuş ise, iktidara olan güven duygusu zedelenmiş demektir. Zira güven duygusu en önemli yatırım aracıdır. 

Yazarın Diğer Yazıları