Mahir Temur

Kaç kilo etiniz çıktı?

Mahir Temur

Son yıllarda görmediğimiz bir sıcaklık ve nemin etkisiyle Kurban Bayramı’nı geçiyoruz.

Son yıllarda sürekli gördüğümüz ve muntazam bir şekilde artan bir “cahillikle” vacip olan dini sorumluluğumuzu unutarak hareket ediyoruz.

Son yıllarda “kurban kesmek” çok farklılaştı ve her sene bir önceki seneyi aratır hale geldi.
Eskiden borcu olmayan veya parası olanın bayramlarda kestiği kurbanın sessizce dağıtımı yapılırdı.

Bayramın “ruhu” kurban kesmek ile övünmek değil ve “kilo hesabı” yapmak değil gönül almaktı.

Selam vermekti.

Akrabalarını ziyaret etmekti.

Komşularını, arkadaşlarını görmekti.

Küslerin barıştığı, akrabaların bir araya geldiği, bayramın bayram gibi kutlandığı yıllardı.

Yani kısaca Kurban Bayramı’nın 4 günü de “bayramlaşmayla” geçerdi.

Ben eskiden “Kestin mi” veya “Ne kestin?” veya “Kaç kilo et çıktı?” sorularını dahi duyduğumu hatırlamıyorum.

Vacip olan kurban kesmeyi bir “gösteriş” haline getirip üstüne buzdolabını tıka basa dolduranların farz olan görevlerini unutmasını düşünüyorum.

Mesela oruç tutmayıp kurban kesen bi sürü kişi tanıyorum.

Yeni Camii’de dahi bir rekât namaz kılmayanların “kurban kesme” yarışına girdiğini görünce üzülüyorum aslında.

Her kurban bayramında, dünyada her yıl binlerce çocuk katledilirken nedense susmayı tercih edenler veya et tüketiminde kapitalist devletlerin kırmızı et tüketiminin yanında kurban etinin neredeyse “hiç” sayılabildiği bir ortamda “kurban kesimini” barbarca bulan sözde hayvan severlere “cahil” Müslümanlarımız tarafından her yıl “malzeme” verilmesine üzülüyorum aslında.

“İşi ehline verin” hadisinden bihaber cahil Müslümanlarımız her Kurban Bayramı’ında kurban yerine bi yerlerini kesmeye devam etmesini de düşünüyorum.

Aslında her bayram biraz daha düşünüyorum.

Akrabasına “Bayramın mübarek olsun” demeyi dahi çok görenlerin kestiği tosunun etinin derin dondurucusuna girdiği zaman “bayramlaştığını” zanneden Müslümanlarımızın halini düşünüyorum.

Komşusuna bir selam vermeyip her yıl kurban kesip o eti kıyma makinesinden geçirdikten sonra “Bu yıl etimiz biraz azdı” demeyi normal karşılayabiliyorlar.

Kurban Bayramı’nın “kurban” kısmını kendine görev edinen ve “bayramı” unutan bu toplulukla birkaç on yıl sonra Bayram kısmını kaldırıp Kurban Ritüeli diye değiştirirlerse hiç şaşırmam!

Kendilerine adının başında Prof. olan bir hatip de vaaz verirse o iş tamam olur!

“Kurbanlaşmak” diye bir tabir yoktur.

“Bayramlaşmak” diye bir tabirimiz vardır.

Biz “bayramlaşmayı” bırakıp elalemin önünde “kurbanlaşırken” yitirdiğimiz değerleri de kurban eti gibi kesiyoruz!

Sonra niye gençler dinden uzaklaşıyor diye kafa patlatıyoruz!

İnsanlar niye deist oluyor diye saatlerce konuşuyoruz!

Güzel dinimizi “araçlaştırırken” ya da hedeflediğimiz makama “alet” ederken yeni nesillere nasıl bir “gelenek” bıraktığımızı düşünmüyoruz dahi!

Böyle yapa yapa olan da güzelim “bayramlarımıza” oluyor!

“Bayramlaşmanın” unutulmadığı bir Kurban Bayramı dileğiyle…

İyi bayramlar…

https://twitter.com/mahirtemur

Yorumlar 2
BAYRAM 22 Temmuz 2021 00:36

Çok güzel özetlemiş siniz. Her zaman olduğu gibi yine bayram sevinci yaşatmak istedim çocuklarıma fakat yine akraba akrebi var canı kızan bayramlaşmasını geçtim hoşgeldin demeyi unutan aile büyükleri var bu gençler nereden öğrenecek bayramlaşmayı biz örnek olmazsa büyükler nerde kaldı gelecek nesiller

Kurban 21 Temmuz 2021 20:21

Kaleminize, yüreğinize sağlık. Her daim doğrular ile olmanız dileğiyle..

Yazarın Diğer Yazıları