Aslında belediye başkanlarının veya milletvekillerinin veya her hangi bir kurumun başındaki yetkilinin gazeteci mesleğini tam olarak ne yapması gerektiğini bildiklerini düşünmüyorum.
En çarpıcı örneği 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder verdi!
Malatya’nın tüm basınının olduğu ve gazetecilerin onuruna verilen programda Osman Güder aynen şunları söyledi:
“Basınımızdan birtakım taleplerimiz var. İşte biz diyoruz ki basınımızın aklı hür olmalı, vicdanı hür olmalı, fikri hür olmalı, duygusal davranmamalı, bireysel davranmamalı ve Malatya’nın sorunlarını gündeme taşımalı… Maalesef zaman zaman arkadaşlarımız hakkında bizler hakkında bazı söylemler veya yazılar oluyor. Keşke bu yazıları, şöyle bir ifade var; En güzel insan başkasının hatasını örten insandır. Hepimiz insanız. Zaman zaman hatalarımız oluyor ama maalesef bazen görüyoruz ki arkadaşlarımız bu hataları ifşa etme adına ellerinden gelen gayretleri sarf ediyorlar. Tabii bu da bizi üzmüş oluyor.”
Gazeteciler gününde 300 bin nüfuslu bir belediye başkanı aynen bunları söyledi.
Başkanlarımız her şeyi biliyor ama maalesef gazeteciliğin tanımını, görevini bilmiyor!
Sadece başkanlar değil, başkanların etrafındaki insanlar da gazeteciliği bilmiyor!
İngilizcede gazeteci “journalist” diye yazılır.
Almancada gazeteci yine “journalist” diye yazılır.
Fransızcada gazeteci “journaliste” diye yazılır.
Mesela Özbekçede gazeteci “jurnalist” diye yazılır.
İtalyancada gazeteci “giornalista” diye yazılır. Baştaki “g” j diye okunur!
Japoncada gazeteci "Jānarisuto” diye okunur!
Mesela Rusçada gazeteci “zhurnalist” diye okunur.
Bütün dillerde hatta Afrika dilinde gazeteci “zhurnalist” diye okunur.
Bundan 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda gazetecilere “jurnalci” derlerdi.
Gazetecinin evrensel bir tanımı vardır.
“Jurnallemekten” gelir gazetecilik.
Yani kelimenin tam anlamıyla, ispiyon etmek, ihbar etmek veya şikâyet etmek anlamlarını taşır.
Kısacası yetkililerin hal ve tutumunu halka ispiyonlamaktır gazetecilik!
Gerisi “halkla ilişkilerdir”!
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, gazeteci “bireysel davranmamalı” diyor.
Gazetecilik bireysellik üzerine kuruludur.
Çoğu zaman yaptığın özel haberi yayınlamadan önce iş arkadaşlarını bırak eşine-çocuklarına dahi söylemezsin, haberi yayınlayana kadar!
Bu kadar bireysel bir meslektir gazetecilik!
Gazeteci, Osman Güder ve diğer kurumların hatalarını ifşa etmek için bu mesleği yapıyor, gizlemek için değil!
Yukarıya yazmadım ama Osman Güder konuşmasının başında gazetecilerin kendileri ile halk arasında köprü görevi gördüğünü söylemişti.
Bunu tüm siyasiler bu tür günlerde söylüyor!
Tamamen yanlış bir ifadedir!
Gazetecinin köprü görevi yoktur!
Köprü görevini biri üstlenecekse o da belediyelerin basın müdürlükleri veya siyasilerin basın danışmanlarıdır!
Bu basın müdürleri veya danışmanları kurum ile gazeteciler arasında “köprü” görevi kurmak için o koltuklara oturmuştur.
Ama gazeteci başkanlarla halk arasında köprü görevi kurmak zorunda değildir.
Diyorum ki herkes işini yapsın!
Başkanlar “başkanlık” yapsın gazeteciler de gazetecilik yapsın!
Herkesin kendi kafasına göre bir “gazetecilik” tanımı var ama kusura bakmayın, gazetecinin evrensel tanımı bundan 400 yıl önce kabul görmüştür.
Kafamıza göre yeni tanımlar bulmayalım lütfen!
“REMZİ BUNLARIN SUÇLUSU HEP SENSİN”
10 Ocak günü çalışan gazeteciler gününde üç belediyenin ortaklaşa yaptığı program olaylı bitmişti.
Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti Başkanı Fatih Avcı alkışlanacak bir duruş ile salonu bir grup gazeteci ile terk etmişti.
Tam bu dakikalarda Başkan Gürkan, Fatih Avcı’yı geri döndürmek için dışarı çıkmış. Salona geri gelirken, Remzi Hayta’ya dönüp, “Remzi bunların suçlusu sensin” deyip kahkaha atmış Başkan Gürkan!
Ortamın gerildiği bu dakikalarda Başkan Gürkan’ın tavrına bi şey demiyorum ama en azından sorunu çözmüş Başkan Gürkan!
Helal olsun!
BENİM İÇİN DAVOS BİTMİŞTİR!
Bundan sonra gazeteciler gününde belediyelerin hazırlamış olduğu hiçbir programa katılmayacağım!
Benim için “Davos” bitmiştir!
“Van minüt” diyemedim ama buradan yazıyorum!
Bu böyle biline:)