Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi partisinin belediye başkanlarıyla bir araya geldi.
Sayın Erdoğan’ın burada yaptığı konuşma dikkatimi çekti.
“Sosyal medya belediyeciliği, hizmet belediyeciliğinin yerini almaz” sözü bence şu dönemde çok anlamlı.
Her belediye başkanı bu sözü çerçeveletip makam odasına asmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki…
“Vatandaşa değer veren, sorunlarına samimiyetle çözüm arayan, gayretli, çalışkan dürüst bir belediyecilik tasavvurundan bahsediyorum. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki gönülden yapılan her iş bereketlenir, yüksünerek yapılan işlerin ise hiç kimseye bir faydası olmaz.”
Şimdi bu sözün üstüne başta Büyükşehir olmak üzere tüm belediye başkanlarımız “Aynen bu şekilde başkanlık yapıyoruz” diyebilir.
Şaşırmam!
Tek tek örnekler veririm ama bugün sadece bir örnek vermek istiyorum.
Bırakın vatandaşı, kendi kurumlarında çalışan işçilere 14 aydır zulüm işleniyor Büyükşehir ve Battalgazi Belediyesi tarafından.
14 aydır kısmi çalışma sistemi diye pandemi yüzünden özel şirketlere tanınan bir hakkı, koca koca belediyelerimiz “tasarruf kılıfıyla” işçilerine uygulatıyor.
14 aydır 3 binden fazla işçi belediyeler tarafından SSK’sı her ay 10 gün, 8 gün, 12 gün şeklinde yatıyor.
14 aydır SSK’sı eksik yatan belediye işçilerinin mesaisi, bayram ikramiyesi dahi verilmiyor!
Daha bir ay önce Ramazan Bayramı’nda çalışanların dahi mesaileri verilmemiş!
Buradan “sosyal medya belediye başkanlarına” sesleniyorum!
Yeter artık!
Yapmayın!
14 aydır kimse bu işçilerin seslerini duymuyor!
Belediyeler duymuyor!
Basın görmüyor!
Dernekler kendilerini Paris’te zannediyor!
Sendikalar 3 maymunu oynuyor!
HAK-İŞ Malatya Şube Başkanı Bünyamin Geleri işçilerin telefonlarına dahi bakmıyormuş!
Büyükşehir Belediyesi’nde belediye çalışanının intihar girişiminden sonra o işçiyi işten çıkardılar.
Bünyamin Geleri izledi bizim gibi!
İki ay sonra işe aldılar ama intihar girişimini telefonuyla kayda alan 8 çalışanın işine son verildiği zaman Sendika karşı çıkmayacaksa her ay o kadar para veren işçiler niye o sendikaya bağlı!
Her bir belediye işçisi bize ulaşıyor.
Mail atıyor.
Mesaj atıyor.
Olmadı sosyal medyadan direkt bizlere şikâyetlerini yazıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizim siyasetteki varlık gayemiz, birilerine imtiyaz sağlamak, menfaat devşirmek, birilerine makam, mevki sahibi kılmak değildir. Bizim öncelikli vazifemiz halkımıza, ülkemize, insanımıza hizmet etmek, Türkiye'nin tamamında adalet ve kalkınmayı tesis etmektir” sözü dahi yeterlidir!
Liyakatsiz ve beceriksiz müdürlerin talimatıyla veya sessiz kalışlarıyla birimlerdeki işçilerin halini göremeyen başta Selahattin Gürkan’a sormak istiyorum.
14 aydır bu zulüm devam ediyor!
Yeter artık!
Gönül belediyeciliği önce çalıştırdığın işçinin terini düşünmektir!
O terin karşılığını verirsen eğer bu halka daha iyi hizmet götürebilirsin!
Sadece bir örnek daha vermek istiyorum.
Bugün Büyükşehir Belediyesi tarafından çalıştırılan parkmetre çalışanları sizce ne kadar maaş alıyor?
Asgari ücretin altında maaş alıyorlarmış!
Bu mu gönül belediyeciliği?
Son sözüm çok net;
Sosyal medyada asfalt, kaldırım, düğün ziyareti, kutlama, kınama yayınlamaya devam edin ama en azından bahsettiğim bu konu ile ilgili kendi liderinizi dinleyin!
“Vesselam” diyeyim ki yazının bittiğini ve hemen bu zulme son vermeniz gerektiğini anlayın!