Vuslat TV’nin kapanacağını duyduğum anda inanmadım.
Ama ilk hissettiklerim şöyleydi:
“Eğer Fahri Memur Vuslat TV’yi kapatacaksa kesinlikle birilerine gönderme yapıyor. Görecekseniz kapatıyorum ama gelin kurtarın” diye bi düşünce içine girdim ilk anlarda.
Sonra resmi bi açıklama gelince yine ilk anlarda yalan söyleyemem, gülümsedim.
Resmi açıklamada “ekonomik sebeplerden dolayı” sözünü okuyunca, yaklaşık 10 yıldır ekonominin iyi olduğunu söyleyen bir televizyonun söylediğinin aksine bir sebepten dolayı kapanacağını deklare eden bir kurumun söylemleri gülümsettirdi beni.
Fakat Vuslat grubunda çalışan emekçi arkadaşlar vardı. Açıkçası çok üzüldüm.
Hele hele kapanacağını 10 saat önce öğrenen çalışanların bu kara kışta iş bulmaları imkânsızdı.
Sırf bu sebepten dolayı dahi Fahri Memur’u ağır eleştirmek istiyorum!
Bir iş yeri kapanabilir.
Nice holdingler bu kara günlerimizde konkordato veriyor.
Fakat bu işin bir kuralı var.
Dışarı sızılmaması şartıyla çalışanlara bilgi verirsin iki ay önceden.
İki ay önceden çalışanlar iş aramaya başlar yoksa nerede görülmüş “yarın kapatıyoruz, artık gelmenize gerek yok” söylemi!
Malatya’da her kurumda “adamı” olduğu söylenen Meşale grubunun televizyonu, gazetesi ve radyosu bir günde kapatma kararı alıyorsa bu sadece “ekonomik sebeplerden dolayı” söylemi ile olamaz bence!
"Malatya’yı Meşale yönetiyor" söylemi son yıllarda çay ocaklarında dahi dillenirken ve Malatya’nın en güçlü ve en etkili grubu olarak lanse edilirken koskoca 10 yıllık medya grubu bir günde kapatılıyorsa biz buna sadece “ekonomik” diyemeyiz!
Açık açık yazalım…
Ahmet Çakır’dan Hacı Uğur Polat’a…
Bülent Tüfenkci’den Mustafa Şahin’e…
Hakan Kahtalı’dan başka isimlere varıncaya kadar Vuslat TV’ye ortak oldukları söyleniyordu.
Bu kadar “güçlü” bir ortak yapılaşmasındaki televizyon pat diye niye bir günde kapatma kararı aldı?
Söylenen borç 3,5 milyon…
Eğer yukarıda saydığım bu isimler ortak ise bu “borç” bizler için kâbuslar gördürür de bu isimler için bu rakam “borç” dahi değil!
Tamam, Malatya’da Selahattin Gürkan’ın Büyükşehir koltuğuna oturuşu bazı dengeleri değiştirdi.
Bazı musluklar kurutuldu!
Ama yine de şu anda veya daha önce bu tür bir ortaklık yapısında olan Vuslat TV’nin bir günde kapanmasını anlamlandıramıyorum.
Meşale’nin gücü eskisi gibi olmayabilir.
Fakat yukarıda saydığım insanların hepsini boş verin sadece Ahmet Çakır, Hacı Uğur Polat ve Hakan Kahtalı isteseydi Vuslat TV kapanmazdı.
Vuslat TV’nin kapandığını ilk duyduğumda Fahri Memur birilerine gönderme yapıyor, derken bunu kast ettim.
Fahri Memur bana göre Ahmet Çakır’a, Hacı Uğur Polat’a ve Hakan Kahtalı’ya gönderme yapıyor, diye düşünmüştüm.
Hadi bu tahminlerime “komplo teorisi” deyin ben de normal şartlarda Vuslat TV’nin kapanışını şöyle analiz edeyim.
Vuslat TV, dünyanın en beceriksiz üst kadrosuyla 10 yılda bir değere getirdikleri bir medya grubunu, kimseye satışını yapamadan, bir kuruş elde edemeden ve ortada o kadar borç varken kepenk kapattı!
Bu teknik anlamda bir ticari cinayettir!
Bir cemaat mensubu televizyon sahibi olursa “böyle olur” diye ders okutulması gerekir!
Ama kim ne derse desin Vuslat TV Malatya’nın bir değeriydi.
Markasıydı.
Şu anda maalesef soru sorduğu için işine son verdirtilen bir televizyon kaldı sadece!
Bir şehirde tekel olmak demokrasimize zarar verir.
Hele hele güç sahiplerine soru sormaktan çekinen bir “tekel” Malatya menfaatine olmaz!
Yazık oldu!
Vuslat TV’yi eleştirirdim ama gerçekten yazık oldu!