Kaç aydır kıyamet koparılan Sultansuyu Harası’nı bugün gazeteci arkadaşım Sinan Cavlak ile incelemeye gittik.
Yıkılan lojmanları…
Tarihi bir yapıya sahip denilen idari binayı…
Yapılan yeni yatırımları…
Kiraya verilen Hippoterapi Merkezi’ni…
Yerinde gördük.
Daha önce bu konuda birkaç kez yazı yazdım.
Geçen Pazar günü her hafta Sinan Cavlak ile yaptığımız Radyo Gazetesi programında enine boyuna konuştuk.
Vekilleri tek tek aradım, Başkan Gürkan’ın danışmanı ile görüştüm.
Bu görüşlerin hepsini radyo yayınımızda aktardık.
İhaleyi alan firmanın bahsedildiği gibi birilerine yakın olup olmadığını sorguladık.
Yaklaşık iki saat o bölgede yaptığımız incelemelerde gördük ki “bina sevicilerin” doğruya ulaşmak diye bir niyeti yok!
Taş bina denilen yapının briket, yığma bir bina olduğunu…
Hatta o binadan alınan KAROT raporlarında yani beton direnci diyebileceğimiz ölçümlerin en az C25 olması gerekirken C6 çıktığını öğrendim.
Çürük dahi diyemeyeceğimiz kumdan bir bina gibi…
1960’larda yapılmış bu “kumdan binanın” yıkılmaması için onlarca haber yapılmasını düşünüyorum.
Kumdan hayaller peşine düşmüşlerin arkasına takılanları görünce ise yine bardağın dolu tarafından bakmak istiyorum.
Önce tarihi bina dediler.
Yapılan inceleme sonucu yalan olduğu ortaya çıktı.
Sonra Sultansuyu Harası özelleşiyor diye sanki rabıtaya yatmışçasına “hayal” kurmaya devam ettiler.
Daha sonra “özelleştirme” ile “kiralamayı” karıştırdılar ya da işlerine “özelleştirme” demek daha uygun geldi.
Yaklaşık 17 yıldır her yıl ama her yıl zarar eden Sultansuyu Harası geçen yıl “5 milyon kar etti” diye ortalığı yine velveleye verdiler.
Kar eden bir yer nasıl özelleşiyor diye kıyamet kopardılar!
Sanki kiraya verilen Hippoterapi Merkezi 5 milyon kar ediyormuş algısını oluştururken oradaki idarenin aslında başarılı olduğunu algısını verdiklerini dahi düşünmediler.
Çünkü Hippoterapi Merkezi 2016 yılında kurulduğundan beri zarar ediyordu.
Zarar eden bir yeri 5 yıllığına açık ihale usulüne göre en yüksek fiyata veren firmayı birilerine bağlamak istediler sonra.
Vekillerin ihaleden haberi olmamasına rağmen sanki o firma vekillere yakınmış hissi vererek farklı bir algı oluşturmaya kalktılar.
Aslında o firmanın Selahattin Gürkan’a yakın olduğunu söyleyemediler ama burada “genelleme” yapmayı tercih ettiler.
Çünkü Gürkan’ı çok eleştirmeyi sevmiyorlardı!
Hatta genelde aynı söylemi tercih edenler dahi olayı vekillere bağlamaya kalktı!
Aynı söylemi tutturulanlardan açık açık Başkan Gürkan söylemi çıksa yine tamam diyeceğim.
Aslında o şirketin Başkan Gürkan ile de alakası yok.
Çünkü kendileri de bilir ki Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı BELSOS şirketi Hippoterapi Merkezi’ni işletmek için ihaleye girmek istedi.
İnceleme yaptı ama şartları kendilerine uygun olmadığı için aynı Akçadağ Belediyesi gibi ihaleye girmedi.
20’ye yakın firma inceledi şartları ama sadece 3 firma girdi ihaleye…
Kapalı zarf ile ihaleye giren ve en yüksek fiyatı veren firma kiraladı.
Başkan Gürkan’a yakın bir firma ihaleyi alsa BELSOS niye kiralamak istesin?
Şartlar bu kadar ağırsa ya da şartlar devletten yana ise demek ki kamu yararı düşünülerek bir ihaleye çıkılmış.
Ortalama 5 yılda 2 milyon civarı zarar eden bir yer karşısında 5 yılda KDV dâhil yaklaşık 3 milyon bir para TİGEM’in kasasına girecekse bence bırakın eleştirmeyi, tebrik etmek lazım.
Malatya Büyükşehir Belediyesi, kendisinin mülkiyet sahibi olduğu bir sürü işletmeyi kiralamıyor mu?
Bu kiralamaya nasıl karşı çıkmayacak kadar ticari bilgiye sahipsek burada da aynı yöntem var kardeşim!
Zaten TİGEM, Malatya’da 15 yıldır bunun gibi yerlerini kiralıyor!
Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne 500 metre uzaklıktaki yine TİGEM’e bağlı Hippoterapi Merkezi kiraya verilmedi mi?
Kurdeleyi kim kesti Sayın Malatya Vekillerim?
Kendilerine haber verilmediği için “net” konuşmayan vekillerim;
15 yıldır Sultansuyu Harası kiralama yapmıyor mu?
Malatya Büyükşehir Belediyesi dahi TİGEM’in kiraladığı 300 dönümlük alanda çim üretimi yapmıyor mu?
Bu konuda var mı bir siteminiz?
Özelleştirme değil kiralama olduğu açıkken halen “ben özelleştirmeye karşıyım” diyen Vekilim;
Külliye’ye 500 metre uzaklıktaki Hippoterapi Merkezi’nin kiraya verildiği açılışa kimler katıldı?
Mesela Malatya Büyükşehir Belediyesi o kadar yeri kiralarken itirazınız oldu mu?
Kaç aydır gündemi soğutmayanlara karşı merak edip gidip Sultansuyu’nda bir inceleme yaptınız mı?
Çok basit kısa kısa tekrar yazmak istiyorum:
SORU: Yıkılan bina taş bina mı?
CEVAP: Hayır. Lojmanların çoğu kerpiç bina. Tarihi denilen idari bina briket, yığma bina.
SORU: İdari binanın tarihi bir yanı var mı?
CEVAP: Sivas Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun açık raporu var. 1960’larda yapılmış.
SORU: Bu lojmanlar ve idari bina gerçekten depremden zarar gördü mü?
CEVAP: Yukarıda söyledim. Hem ODTÜ’nün hem Mimarlar Odası’nın raporları var. Beton direnci en az C25 olması gerekirken C6 çıkmış. Gittim gördüm. Elime aldığım moloz yığını tuzla buz oldu.
SORU: Sultansuyu Harası özelleşiyor mu?
CEVAP: 15 yıldır Sultansuyu Harası’na bağlı birçok yer kiralanıyor. Özelleştirme yok, kiralama var.
SORU: Kiraya verilen Hippoterapi Merkezi siyasilere peşkeş mi çekildi?
CEVAP: Hayır. Siyasetçilerin haberi dahi yok. Yıllık 400 bin lira zarar edilen yerde 5 yıllığına kiraya verildi. En yüksek fiyatı veren firma ihaleyi aldı. TİGEM’in kasasına 5 yılda 3 milyon TL girecek.
Kendim sordum kendim cevapladım. Bir gazeteci zaten bu soruları sorar kendine ve bu soruların cevabını arar.
Şimdi ben “kumdan hayaller” kuranlara bir soru sormak istiyorum:
Sultansuyu Harası’nda bizim bilmediğimiz ama sizin bildiğiniz bir kamu zararı var mı?
Mesela ihaleyi alan firma en düşük fiyatı verdi, diyebilir misiniz?
Mesela ODTÜ’nün raporu yanlış ama şu üniversitenin raporu var, diyebilir misiniz?
Mesela Hippoterapi Merkezi yıllık 301 bin TL’den fazla kar ediyor, diyebilir misiniz?
Mesela Sivas Kültür Varlıkları Koruma Kurulu yanlış bir rapor hazırlamıştır. Bizim elimizde 1930’larda çekilmiş bu binanın fotoğrafı var, diyebilir misiniz?
Yaygara koparanlar cevap verirse sevinirim.
Eğer cevap veremiyorsanız lütfen diğer konulara geçelim!